Kolum, doktor Sarper sayesinde tamamen geçmiş gibiydi. Arada bir ağrıyordu sadece. Onun dışında bir sorunum kalmamıştı.
Tek sorun, korumalıktan erken emekli olmuş, tekrar evde oturmaya başlamıştım.
Karan, artık korumalık yapmamı kesinlikle istemiyordu. Bu durumumdan kendini sorumlu tutuyordu. Onluk bir şey değildi ama Karan'a anlatamıyordum bunu. Her anımda gözü üstümdeydi. Şirkete gittiğinde bile sürekli arayıp, benden haberdar oluyordu.
Bu durum hoşuma gidiyordu elbette. İlk kez bu kadar önemseniyor ve seviliyordum. Ailem yoktu. Aile sevgisini hiç tatmamıştım ama Karan'la bambaşka bir duyguyu ilk kez tadıyordum; aşk...
Tabii şikayetçi değildim bu durumdan. Dünyanın en güzel duygularından biriydi sevmek. Ve tabiki de sevilmek. Bu iki duyguyu da Karan sayesinde ilk kez yaşıyordum.
O, her yönden hayatımı kurtarmış bir kahramandı benim için. Benim kahramanım.
***
Akşama kadar boş boş oturmak cazip gelmediği için, keşfe çıkmaya karar verdim. Kocaman evdi. Keşfedilecek yerleri olduğuna emindim. Bu kadar zamandır bu evdeydim ama hiç öyle keşfe çıkmamıştım.
Spor salonu ve poligonu biliyordum. Zamanında oralarda çok vakit geçirmiştim. Diğer kısımları bilmiyordum. En üst kata hiç çıkmamıştım.
Evde çalışanlar ve benden başka kimse yoktu. Çalışanlar mutfaktaydı. Karan'ın da gelmesine daha vardı. Üst kata çıkmaya karar verdim ve merdivenlerden çıkmaya başladım.
Aynı alt kat gibiydi odaların yeri ve koridor. Uzun bir koridor ve üç oda vardı. İleriki tarafta üç oda daha vardı. Bu odalarda ne vardı ki? Yutkunup, yavaşça ilerlemeye başladım.
İlk odanın önünde durdum ve kulağımı kapıya dayadım. Bunu neden yaptığımı bilmiyorum? Elimi kapının koluna attım ve kapıyı araladım. Burası bir yatak odasıydı.
İçeri girdim sessizce. Perdeler kapalı olduğu için, içerisi karanlıktı. Ama lamba düğmeleri bile alt kattaki odalarla aynı yerdeydi. O yüzden zorlanmadan bulup, ışığı yaktım.
Etraf aydınlanınca, odayı incelemeye başladım. Duvarda kocaman bir tablo vardı. Tabloda iki kişinin fotoğrafı vardı. Bir adam ve bir kadın. Samimi bir poz ve gülümsemeyle objektife bakıyorlardı. Adam biraz sert mizaçlı ve Karan'ın en az on yaş üst modeliydi. Çok benziyordu. Sanırım babasıydı. Yanındaki kadın da annesi olmalıydı.
Karan ailesinden cok az bahsetmişti. Sadece öldüklerini söylemişti. Ben de çok soramamıştım. Belki sorsam biraz daha detaylı anlatırdı.
Bakışlarımı fotoğraftan çekip, odada gezdirmeye devam ettim. Oda çok temiz görünüyordu. Sanırım düzenli olarak temizleniyordu.
Yatağın üstünde, bir erkek ve bir kadına ait pijama takımları duruyordu. Bu beni biraz ürküttü. Anne ve babası ölmüşlerdi ama pijamaları, sanki her an geleceklermiş gibi yatağın üstünde duruyordu.
Arkama döndüğümde, şifonyer gördüm. Üstünde hâlâ makyaj malzemeleri ve parfümler vardı. Bir de kutu vardı. Biraz yaklaştım ve kutuyu açtım. İçinde takılar vardı. Sanki burasının, birdenbire terkedilmiş bir havası vardı.
Birden yüksek sesle telefonum çalınca, korkuyla irkildim. Kalbim hızla atmaya başladı. Telefonu çıkarıp baktığımda tabiki de Karan arıyordu.
"E-efendim?" dedim istemsizce kekeleyerek. Sessizce derin bir de nefes aldım. Gerçekten korkmuştum.
"İyi misin Gökdeniz? Bir şey mi oldu?" diye sordu. Hemen de anlamıştı bir şey olduğunu.
"Yok. Bir şey olmadı. Yani ben öyle sessizce oturuyordum da. Telefon birden çalınca korktum." dedim. İyi kıvırdım bence.
"Kusura bakma bebeğim. Bilsem önceden mesaj atardım."
"Sorun değil. Geçti iyiyim." dedim. Bu esnada da odadan çıktım ve kapıyı yavaşça çektim. "Sen ne yapıyorsun?"
"Çıkacağım birazdan. İstediğin, canının çektiği bir şey var mı diye aradım. Gelirken getireyim." dediğinde gülümsedim. Evli çiftler gibi olmuştuk.
"Yok. Sadece seni istiyorum." deyiverdim. Nasıl demiştim ben bile bilmiyorum...
"Hmmm..." dedi imalı bir şekilde. "Ben geliyorum o zaman. Gelince görüşürüz küçük bey." dedi aynı imalı ses tonuyla.
"Görüşürüz sevgilim." dedim ve bir şey demesine fırsat vermeden kapattım telefonu. Normalde bu şekilde konuşmazdım hiç. Utancımdan yüzüm yanmaya başlamıştı bile.
Koşar adımlarla alt kata inip, odama geçtim ve cam kenarındaki koltuğa oturdum. Karan'ın sesi kulağımdaydı hâlâ. 'Gelince görüşürüz küçük bey' demişti. Gelince ne olacaktı merak etmeye başlamıştım...
Aslında devamında bir şeyler gelecekti ama diğer bölüme bırakmaya karar verdim, daha fazla bekletmemek için. Belki diğer bölüme küçük bir sürpriz yaparım 😌
Yorumlarda buluşalım 💜

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA VE KÜÇÜK *bxb*
RomanceGökdeniz 19 yaşında, artık yaşamak için nedeni kalmamış bir gençti. Bir gün int/har etmeye karar verdi ve bir uçurumun kenarına gitti. Orada içinden dünyayla son bir kez vedalaşırken, sessizce onu izleyen bedenden habersizdi... 17.05.2024