Bölüm 38|• "Unutulmuş Dünler."

1.6K 155 302
                                    

Selam, ben geldim!

İyi okumalar diliyorum.

Sonrasında okuyup mutlu olmam için bana bol bol oy ve yorum bırakmayı unutmayın.🤍

🖇️

"Abi..." Her zaman yere sert basan, temel sağlam olsun da yıkılmayayım diye her daim dik tuttuğum adımlarım işittiğim yorgun, cılız ses karşısında duraksadı. Arkamı dönemedim, kalbimin sızısı engel oldu bana. Sallandı köklerim kurak toprakta, bir rüzgâr esse devrilirdim ama buna iznim yoktu benim. Arkamı döndüm usulca, gözlerimin içine bakan o ıslak gözler içimi titretti. İçimde bir hasret tırmanıp boğazımda düğümlendi ama ben her şeye inat gülümsedim. "Annemi özledim."

Kalbimin sızısı vücuduma bir acı dalgası gönderdi, tüylerim ürperdi. Ben de annemi özledim, diyemedim. Yatağında oturup ıslak gözlerle bana bakan oğlan çocuğunun yanına döndüm, iri gözleriyle bana bakarken masumiyeti karşısında pes etmek üzereydim. Onu kucağıma alıp annesine götürmek ve hasretini dindirmek için içimde karşı konulamaz bir istek belirdi ya da anneme olan hasretim yine küllerinden dirildi bilemedim. Sarı saçlarını okşadım usulca ve yanına oturdum, içimde bir çocuk kendi kanında boğulurken annesine onu terk etmemesi için yalvarırken Liam'a gülümsedim. "Biliyorum."

"Onu ne zaman tekrar görebilirim?"

Bakışları durgunlaştı. Brendon ile tanışmak için heyecanlıydı fakat buna rağmen gözlerinde bilinmezliğin getirdiği korkuyu görebiliyordum. Küçük kalbi endişelerle dolup taşıyordu. "Baban geldiğinde onları göreceksin."

"Babamı da tanıyor muydun?"

Usulca başımı salladım. "Bir süre beraber çalışmıştık."

"Ben babamı hiç görmedim. Ben bebekken ülkemiz için çok önemli ve zorlu bir göreve gitmiş, bu gizli görevi ona vermişler çünkü benim babam çok güçlü bir askermiş. Annem bu bilgileri kimseyle paylaşmamam gerektiğini söyledi ama sen onun da babamın da arkadaşısın, değil mi?"

"Evet." Dedim onu rahatlatmak için, şu yaşında onu böyle bir stresin altına sokuyor olmaktan ötürü gurur duymuyordum.

"Sence babam tanıştığımızda beni sevecek mi?" Kendi yaşına özgün kelimelerin yarısını yutarak konuşması sesindeki hüzünle birleştiğinde derin bir iç çektim. Odanın loş ışığında gözyaşları göz pınarlarında parlıyordu. "Baban seni zaten çok seviyor." Gözlerini kırpıştırdı heyecanla. "Onunla ne zaman konuşsam baban bana hep senden bahsederdi, görevini bir an önce bitirip senin yanına gelmeyi ve annenle seni bir daha hiç bırakmamayı istiyordu. Babanın görevi artık bitti Liam, senin için geliyor." Saçlarını okşadım usulca gözlerinden yaşlar süzülürken. "Bence sen de onu çok seveceksin, baban çok eğlenceli ve çok iyi bir adam. Eminim birlikte çok eğleneceksiniz."

Minik ellerini yüzüne bastırıp içli içli ağlamaya başladığında kollarının altından tutup onu dizimin üstüne oturttum. Başını omzuma yaslayıp kollarını boynuma doladı ve ağlamaya devam etti. O sakinleşene dek sessizce bekleyip sırtını sıvazladım. Ağlaması derin iç çekişlere dönüştüğünde başını tutup yüzüme bakmasını sağladım. "Ne anlaşmıştık biz seninle?"

"Ağlayacak bir şey yok, zamanı geldiğinde annem ve babamla birlikte çok mutlu olacağım." Dedi mahcup bir sesle. Başımı salladım onu onaylamak adına. "Aynen öyle, kendini üzme. Şu an hepimiz zor zamanlardan geçiyoruz fakat üstesinden geleceğiz."

"Güçlü insanlar böyle yapar." Minik yumruğunu uzattığında ben de yumruğumu onunkine tokuşturdum. "Güçlü insanlar böyle yapar."

Saçlarına minik bir öpücük kondurduğumda bana gülümsedi. "Senin annen de uzakta, sen onu özlemiyor musun? Ben annemi çok özlüyorum."

YASAK DENEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin