~final~

75 7 24
                                    

Bölüm-28

asmodeusun kralligina gideli 1 ay olmustu. Orada onu çok güzel karşılıyor ve guzel bir konumda sergiliyorlardi. Lucifer ve michael birlikte orada yasiyorlardi ve kurtulmuslardi. Artık kralliklari için düşünmeyi bırakmışlardi ve hayatlarına devam ediyorlardı yine de lucifer hala atlatamamisti.

Yaşadığı hiç bir şeyi atlatamadı. 5 6 yılda yaşadığı her şey ona çok ağır gelmisti. Keşke hiç dogmasaydim diye düşünmeye başlamıştı. Alastoru çok ozluyordu. Onu ve onunla ilgili olan her şeyi çok ozluyordu. Onun kirli sakalini, kokusunu, bakislarini, at kuyruğu yaptığı saçını, şapkasını.. Her şeyi aklindaydi.

Fakat aynı zamanda gittiği gün onun son hali de aklindaydi. Lucifer her o günü düşünse göz yaşlarına boguluyordu. Alastoru çok özlüyordu ve onun yaşayıp yasamadigini bile bilmiyordu.

Michael ona destek oluyordu elinden geldigince. Fakat lucifer düzelmek bilmiyordu. Zaman kavramı bitmişti. İnsanlar bir soylu olduğu için onun hayatının güzel geçtiğini düşünürdü lakin bu kat'iyen yanlıştı.

Ona göre hayatı cehennemden farksızdı. Rüyalarında alastoru ve onunla her zaman oturduğu nehir kıyısıni gorurdu. Ve sonra alastor o nehirde kanlar içinde yatar ve hep bir kabus ile uyanırdı. Alastoru asla unutamadı çünkü şu hayatında ona iyi gelen 2 kişiden biriydi.

Lilith lucifer ve michaelin kaçma haberini duyunca sinirden delirmeye başladı. Diğer kardeşler aylar ilerledikce zindanlara atılmış ve yeni politikanın nasıl olacağı tartisiliyordu. Bu devrim tamı tamına 10 yıl boyunca devam etmişti.

İnsanlar ölmeye ve aç kalmaya, haklarını savunmaya, zindanlarda ölmeye, yeni siyasi adamlar gelmeye, katliamlar, savaşlar ve daha çok şey başlarına gelmisti. Devrim basladiktan sonra giyotin adında bir idam aleti bulunmuş, artık cellatlarin dönemi bitmişti.

Ekim 1793 de lilith idam edilmek üzere bütün halkın önünde giyotine yatirtilip kafasi kesilerek infaz edilmişti. İdam eden halk lilithin kellesini alıp havaya doğru kaldırarak bir zafer sembolizesi vermişti.

Lilithden sonra bütün zindanlardaki soylular teker teker giyotin ile idam edilmiş kafalari sokaklarda zamanında onlara yapıldığı gibi sergilenmisti. Lakin devrim devam ederken bir çok krallık tarafından saldırıya ugramisti.

Önemli siyasi adamlar ortaya ciktikca krallık artık politikası tamamen değişmiş, insan hakları yasaları çıkmaya, bu bütün Avrupa ülkelerine yayılmaya baslamisti. Artık soylu sistemi diye bir şey kalmamaya başlarken çeşitli topluluklar bu yasalarin devam etmesini savunmuş lakin başarısız olmuşlardır.

Yaklaşık 10 yılın ardından artık ülke kendine gelmeye, insanlar açlıktan ve savaşlardan kurtulmaya ve ülke yavaş yavaş gelişmeye başlamıştı. Artık kimse soylu olarak kabul edilmiyordu. Herkes halktan biriydi ve eşitlerdi.

Zorunlu askerlik getirilmis paralı askerler emekliye cikmislardi. Bütün insanlık yavaş yavaş günümüz düzenine adımlar atıyordu. Yıllar yıllar sonra... gene insanlık duzeni kurulmaya başladığı zamanlarda hafif yağmurlu bir günde kapı çalma sesi duyan Alastor kapıyı açtı.

"Hiç degismemissin."

Alastor karşısında michaeli görünce duygulanmisti. Ağır yaralı bir şekilde kurtulmuscu alastor. Hala yaraları duruyor ve biraz topallayarak yürüyordu. Michaeli görünce alastor ona sarildi. Michael ile karşılıklı oturdular.

"Sağ çıkman mucizevi bir şey.. nasıl oldu?"

"Leonardo sayesinde.. siz gittikten sonra yetişti."

"Leonardo... o en çok güvendiğim askerimdi."

Michaelin suratında bir gülümseme olusmustu. Alastor titrek bir sesle

"Lucifer... onun öldüğünü duydum."

"Ne?"

Michael şaşırmış bir şekilde alastora bakıyordu. Alastor yanındaki çekmeceden bir gazete çıkarttı ve michael gazeteye baktı. 3 yıl öncesine ait bir gazeteydi ve gazetede lucifer morningstar asmodeusun kralligindaki devrimciler tarafından öldürüldüğü yazıyordu.

"Bu yalan haber."

"Nasıl yani?"

"Evet.. buraya lucifer ile geldim. O her zaman seni bekledi..o gün verdiğin sözü hiç unutamadı."

Alastorun gözleri dolma baslamisti.

"Lucifer cidden yasiyor mu?..beni bekliyor..."

Alastor koltuğundan doğrudu ve hızlı bir şekilde dışarı çıktı. Michael onun nereye gittiğini biliyordu ve sadece arkasından gulumseyerek baktı. Alastor topallamasina ragmen hızlı bir şekilde oraya doğru gitti. Hava yine kararmisti ve yine o ay vardı. Alastor yolun başına gelince ilk basta aya doğru baktı.

"Bütün bu olanları her zaman uzaktan izledin..ve sen bizim bir simgemiz haline geldin.."

Alastor tekrardan dola doğru giderken kenardan bir köşeden dikenli bir gül kopardı. Karşısinda saçları belinden daha aşağısına kadar giden ve rüzgarın etkisi ile süzülen platin sarısı saçlı kişiye baktı. Lucifer arkasına dönmeden adımlarının sesi ile kimin geldiğini anlamıştı. Yine yağmur hafif damlalarini atarken lucifer konuşmaya başladı

"Hala derinlerde bir yerde...rüyalarımda burayi görüyorum."

Alastor luciferin sesini 10 yıla yakindir duymadığı için hüzünlenmis ve gözlerinden yaşlar akmaya, huzura ermeye baslamisti. Farkına varmadan elindeki dikenli gülü avcunda dalini sıkmaya ve avcunun kanamasina sebep olmuştu.. lakin o an sadece luciferin huzur dolu sesine odaklandi.

"Beni bir gün alacağına söz vermiştin."

Lucifer arkasina donmeden sadece kafasını arkaya cevirip akan göz yaşı ile alastorla göz temasına girdi.

"Ama alsa gelmedin.."

Alastor bir şey diyemedi.

"Şimdi burda yalnız başımayım.. İkimizin özel alanında seni beklerken."

"Hayir..artık yalnız olmak zorunda değilsin luci.."

Alastor lucifera yavaşça yaklaştı. Karşısına geçti ve gülü ikisinin arasına tuttu.

"Yine senin yanında anılara sahip olmami mi istersin..yoksa anılarında buhulu bir yüz olmami mi?"

Lucifer yavaşça gülü eline aldı ve alastorun gozlerinin içine bir kez daha bakti.

"Su an karşımda duran bu yuzu bir daha buhulu gorebilicegimi sanmıyorum.."

Lucifer yavaşça parmaklarinin ucuna çıkıp alastorun dudagina öpücük kondurdu. Alastor gulumseyip bacagi yaralı dahi olsa luciferi mutluluktan kucağına aldı.

"AH!"

"Hala bir korkaksın değil mi?"

"D..değilim.."

İkisi de birbirine boş boş baktıktan sonra gülmeye ardından aya doğru bakmaya başladılar.

"Belki de hiç bir şey için geç kalmamisizdir al.."

"Kim bilir.. belki de."

Ay ışığının altında kucak kucağa öpüşerek bir gecenin daha, bir öykünün daha sonuna gelir.. ikili yeni bir çağda yeni güzel anılarla hayatlarına devam ederken sen artık bu hikayenin sonuna gelirsin.

Teşekkürler -SON-


Bu koca seriyi benimle birlikte okuduğunuz için teşekkür ederim.
Bu hikayeyi sevip de dc sunucusuna gelmek isteyen olursa bana yazabilirsiniz! Yeni bir hikayeye başlayacağım ve wattpade yazmadan önce oraya atıyorum. Tekrar teşekkürler ❤️

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 30, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Radioapple// Uzaklarda Bir Krallık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin