Bölum-5
Lucifer onun yanında fazla cocuklastigini fark edince vucudunu diklestirdi ve ona sert bakislarini sergiledi
"Sen nerede kaldın be?"
Alastor eğilmesini bitirip yine sinsi gulumsemesini takındı
"Bir sorun yoktur majesteleri. Yolda ufak bir aksatma yaşadık o kadar. Amma velakin kendinize yeni hizmetkarlar bulmanızı öneririm. Fazla dedikoducular sarayiniz için pek uygun değildir değil mi?"
Lucifer arkasına dönüp uzakta kavga eden iki hizmetkarina bakar ve geri alastora döner
"Haklısın. Başka bir yere geçelim. Sessiz bir yere"
Lucifer saraydan uzaklasmak istediği için sarayın dışına duvarların da ötesinde bir yere gitmek istediğini söyledi. Alastor bundan pek emin olmasa da emir büyük yerden olduğu için onunla beraber gitti.
Lucifer güzel bir tepe bulmuştu. Çok yüksek değildi hemen aşağıya inip tepeden izledigimiz nehirin yanına inebiliyordu. Havası ve doğası, harika bir yerdi.
"Bundan sonra calismalarimizi burada yapmak istiyorum. Bana huzur veren bir yer. Bazen sarayda kendimi huzurlu hissedemiyorum. Nereye gidersem gideyim içimdeki huzursuzluk hep benimle kalıyor sanki o.. örülü duvarlarin içinde bana mahkum edilmiş bir yük gibi geliyor."
Lucifer tepenin ucuna oturdu ve ayaklarını havada hafif hafif sallayip temiz havayi içine çekti. Saçları rüzgardan dolayı bozulmus onun güzelliğine güzellik katıyordu. Alastor da onun yanına aynı şekilde oturdu. Lucifer gokyuzunde gozlerini gezdiriyordu.
"Bu gibi bunaltıcı günlerde her zaman buraya kaçar dururum. Burası... benim özel bölgem. Kimsenin bilmediği."
Lucifer kafasını onu izlemekte olan alastora doğru çevirir
"Bu yeri sadece sana gösterdim ve.. Bu huzurun esliginde seninle çalışmak istiyorum. Sen sadece bir paralı asker ya da condottieri değilsin dimi?"
Lucifer ayağa kalkıp kılıcını kınından cikartir ve alastora doğru tutar.
"Ayni zamanda bir lidersin. Herkesin örnek aldığı birisin."
Alastor ayağa kalkmadan sadece arkasina bakarak onun saflığını izliyor ve ister istemez kıkırdiyordu
"Hiç elinize bir kılıç almadınız değil mi?"
Lucifer anlamsız bir şekilde alastora bakıyordu.
"Majesteleri o kılıç oyle tutulmaz."
Lucifer bir kaşını havaya kaldırarak ona bakıyordu.
"Ne demek öyle tutulmaz? Michael böyle gostermisti hatırlıyorum! Her neyse gardını al aske-"
Ormanligin icinden yüksek bir yirticinin sesini duyunca luci bir anda korkusundan sicradi ve arkasını döndü.
"AHHHH NE VAR LAN ORDA!?"
"Majeste-"
Lucifer daha önce hiç ormanda böyle bir olaya tanıklık etmediği için korkudan kendini geriye doğru atıyordu ama eğer biraz daha geri giderse tepeden aşağı yuvarlanicakti ki kasli asker bir anda ayağa kalkıp arkaya doğru gelen minik soyluyu belinden tuttuğu gibi luciferin titreyerek karşısına doğru tuttuğu kilicinin kontrolunu devralmak ister gibi elinin üstüne elini koydu ve sadece bekledi.
"Majesteleri korkmayın. 30 savaştan sağ salim çıkan ben bir yırtıciya öldürtmem sizi."
Lucifer o an korkulardan kacinmis kendisini huzura vermiş gibi hissediyordu. Daha sonra alastor yaptığı şeyin küstahça olduğunu düşündü ve onu yavaşça bırakıp kendi kilicini kınından çıkarttı ve ağaçlara doğru sesin geldiği yöne yürüdü.
İyice kontrol etti ve yerde küçük yavru, bacağından yaralanmış bir kurt gordu. Onu kucağına alıp luciferin yanına geldi.
"Korkulacak bir şey yok."
"İyi de ben korkunc bir ses duydum alastor! Bu yavrudan mi çıktı o?"
Alastor yavru kurtu yavaşça cimenlere oturtup kendi kıyafetinin kolunu yirtti ve bacağını sıkıca sardı
"Buyuk ihtimalle annesi onu arıyordur. Ben onu oraya bırakır gelirim."
Alastor yavruyu alıp ağaçların olduğu yere doğru gidecekken lucifer
"Beni bırakma!"
Alastor pek laf dinleyen birisi olmadığı için yavruyu calilara bırakıp geri geldi. Lucifer ona sinirli sinirli bakiyordu.
"Krala itaatsizlik ha?"
Alastor gulumseyerek elini yerde oturan güzelliğe uzattı
"Hava karardı majesteleri. Yarın başlarız."
Lucifer gitmek istemese bile üşüyordu. O yüzden elini tuttu ve sakince saraya doğru gittiler. Daha sonra alastor luciyi saraya bırakıp gidicekken lucifer onu bileginden tuttu.
"Gidemezsin. Burda kal bir sure."
Alastor onun karşısına geçti
"Benim benden emir bekleyen bir birligim var majesteleri."
"Karşı tarafa yolladığımiz telgrafin cevabı gelene kadar 2 3 gün geçer zaten. Savaş mavas olmayacağı için birak onlarda istirahat etsinler. Ben kendi sarayımdan şövalye birliği yollarım oraya."
Luciferin bu kadar istekli olduğunu görünce onu kırmak istemedi genç asker.
"Nasıl emrederseniz."
Birlikte saraya geçtiler ve alastor kalacağı odaya yerlesip kendini yatağa saldı. Derin düşünceler icerisinde tavana bakarak kaldı. Lucifer ise lilithin yanına uzanıyor bugün onunla geçirdiği az da olsa zaman dilimini dusunuyordu.
"Eğlenmişe benziyorsun. Seni böyle mutlu hiç gormemistim."
Lilith konusmustu ve ikisi de birbirine sırtlari dönük yatıyordu. Lucifer tebessüm etti
"Evet, eğlendim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Radioapple// Uzaklarda Bir Krallık
De Todo~ 18. yüzyıl zamanlarinda veliaht prens olan lucifer kralligin başına geçer ve bir askere aşık olur ~