Bölüm-13
Guzel bir sevişmenin ardından luci ve alastor nehire inmiş yıkanıyorlardi. Lucifer kendi içini temizlerken alastoru arkasina döndurmus, utangacligini gizliyorken alastor sırıtıyordu. Isi bitince lucifer alastorun savasca aldigi yaralari oksuyordu. Ikisi de nehirde bir sure eğlendiler.
Yeri geldi ordekleri, kurbagalari kovaladilar yeri geldi yine ağaçtan meyve koparip yediler. Hava zaten karanlikti ve ay yavaş yavaş batmaya basliyordu. Ikili yorulmus cimenlere uzanmış birbirlerine sarilirken yine her zaman yaptıkları gibi gökyüzüne bakıyordu.
Uzun süredir birbirlerini gormemislerdi ve ayrılmak istemiyorlardi. Her ne kadar mutlu dahi olsalar bu devam edicek diye bir şey yoktu çünkü Alastor birden aklına yavaş yavaş büyümekte olan savaşı getirince gülüşünü ağzından sildi ve sessizlesti.
Lucifer alastorun göğsüne yaslandigi için kalp ritminin degistigini hissedince kafasını kaldırıp ona baktı ve bir sorun olduğunu anladı. Tabiki sormadan sorunun ne olduğunu hatırladı çünkü bu konu onu zaten çok geriyordu.
"Napicaksin Alastor?"
"Asıl sen napicaksin? Bu senin ilk savaşın değil mi?"
Alastor da kendini cimenlerden kaldirmis elini luciferin yanağına götürüp oksamisti.
"Yapabilicek misin?"
"Michael da yanımda olucak Alastor.."
Lucifer alastorun elinin üstüne elini koydu ve gözlerini kapattı.
"Ben senin için endiseleniyorum. Sen savaşmaya gidiceksin.."
Alastor gulumseyerek alnını luciferin alnına dayadi. Ikisi göz göze geldiler.
"Ben bir paralı askerim luci.. hem dediğim gibi çok savaş gördüm zaten daha önce savasmadigim insanlar değiller."
"Uzun surmeyecek mi? Seni ne kadar süre goremeyecegim?"
Alastor sessiz kaldı çünkü ne kadar uzayacagi hakkında bir fikri yoktu. Lucifer endiselendi
"Seni zaten 3 yıldır görmüyorum.. Bu bana yetmedi.."
Alastor luciferin dudağına küçük bir öpücük kondurdu ve geri çekildi
"Biliyorum lucifer.. döndüğümde her şey daha güzel olucak."
Gün doğumu gerceklesirken havada esen rüzgar etrafı sogutuyordu.
Luciferin gozlerinden yaş gelmeye baslamisti. Onu daha ne kadar özlemek zorundaydi? Alastor lucifera bakıp gulumsedi ve cimenlere geri yatıp luciferi da gogsune bastirdi. Bir yandan onun sırtını ve saclarini okşuyordu."Sen böyle sulugöz olursan daha çok aglarsin.."
Lucifer kaşlarını çattı.
"Ağlamıyorum krallar ağlamaz. Babam hep öyle derdi."
"Baban güzel bir yalancıymış."
Saatler sonra sabah olunca ikili toparlandi ve alastor ekibinin yanına, lucifer ise saraya dönmek üzere ayrıldılar.
Luciferin aklı her zamanki gibi alastordaydi. Onun için endiseleniyordu ve saraya bu düşünceler ile adım attı. Michael luciferin geldiğini görünce yanına geldi.
"Bütün gece nerdeydin lucifer? Ne kadar çok talimat geldi haberin var mı? Kralin çok önemli işleri var diye gecistirmek zorunda kaldım."
Lucifer aklı karışık bir şekilde michaela baktı çünkü neler olduğu hakkında bir fikri yoktu.
"B..bakarım simdi"
"Simdiden asker kayiplarimiz başlamış. Sınır çizgisindeki küçük köyleri yagmalamaya başlayan düşman askerler olmuş. Büyük ihtimalle köylerdeki kadınları ve çocukları esir alıp bunu aleyhlerine kullanacaklar."
Lucifer derin bir iç çekti ve yürürken michaelin dediklerini dinliyordu. Çalışma odasına gelince ikisi birden içeri girdiler ve lucifer önemli mektuplara bakmaya başladı. Michael hala konuşmaya devam ediyordu.
"Acele edip destek ekip yolladim. Neyseki gececi şövalyeler var. Her neyse buyuk birliklere talimat yollamasi için urieli gorevlendirdim. Akşam asıl birlikler yola cikicak ve çıkmadan önce birlik liderleri için şövalye töreni olucak ve.."
Michael elini luciferin omzuna attı. Gozlerinin içine baktı.
"Güçlü bir krallığın kralı olmazsa savaş galibiyeti diye bir şey yoktur. Anladın mı söylediğimi lucifer?"
Lucifer bir sure dusunup kafasını salladi ve mektuplari okumaya devam ederken sinirlendi"Neden durduk yere savaş baslatirsin ki ne yaptık onlara! O kadar barış antlasmasi göndermistim!"
Michael
"İşler sandığın gibi ilerlemez bazen lucifer."
Lucifer masasına oturdu ve elini başına götürerek gözlerini dinlendirirken Michael konusmasina devam etti.
"Büyük ihtimalle karşı krallığa ademin öldüğü haberi de gitti ve onun bütün mal varlığına sahip olduğumuz için şu an hazinemize göz dikmiş olabilirler. Adem ölmemeliydi.."
Birden odaya Azrail dalmışti.
"Şu tören işini acele mi ettirsek?"
....
Aradan bir kaç saat geçti ve büyük altın kaplamalardan, mermer islemelerden, etrafta İsa Mesih motiflerinden oluşan bir salon ayarlanmısti. Bütün güçlü paralı asker birlikleri ve başta liderleri ile o salona zırhlari giyilmis gelmislerdi. Bazı yetkili soylular da salonda sovalyelerin onurlandirilma törenine sahitlik edicekti. Halk dışarıdan sarayi izliyordu.
Merdivenlerin yukarisindan lucifer ve michael hariç bütün kardesler asagidan soylulari ve sovalyeleri izliyordu. Daha sonra merdivenlerden michael indi ve bir kenarda dururken lucifer ve lilith aşağıya doğru inmeye başladılar.
Ikisi de özel islemeli kiyafetlerini giyip altın taçlarini takmislardi. Lilith luciferin koluna girdiği için uzaktan onlari izleyen alastor yüzünü burusturmustu. Lucifer ve lilith bütün herkesi uzaktan izleyecek bir şekilde konumlaninca durdular. Lucifer boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.
"Buraya gelen bütün vatandaslarima ve askerlerime teşekkür ederim. Biliyorum tahta cikali çok bir sure gecmedi ve bu kısa sürenin ardından bir savaş çıka geldi. Buna hazır olup olmadığımı hala bilmiyorum amma velakin hala azimli ve onurlu bir şekilde olduğunuzu görmek beni muhafazakar ediyor.. bunun için size şükranlarimi sunuyorum."
Lilith lucifera bakıp gulumseyerek alkislamaya baslayinca tek tek herkes alkislamaya başladı ve lucifer
"Lütfen liderler öne çıksın. "
Tek tek birlik komutanlari şövalye zirhlari ile kralin karşısına gelip önce miğferlerini çıkartıyor ve dizlerinin ustune çöküp kılıçlarıni iki ellerine yatay bir şekilde tutarak krala doğru tutuyordu. Sıra alastora gelince alastor migferini cikartarak lucifer ile 5 10 saniye bakismislardi.
Daha sonra arkada hafif bir muzik eşliginde alastor dizlerinin üstüne çöküp kılıcını kınından çıkartarak lucifera uzattı ve lucifer alastorun kılıcını alıp alastorun önce sağ omzuna sonra da sol omzuna degdirdikten sonra alastor yavaşça kalkip kılıcını geri alarak kınına geri sokuyordu.
bütün liderlerin şövalye ilani bittikten sonra hepsi soylular tarafından onurlandirilmis yavaş yavaş saraydan çıkmaya başlamışlardı. Paralı askerler ilerledikce disardaki köylu kesimden olan halk onlara yol aciyor ve minnetlerini sunarcasina onların atlarına binmelerini izliyor, yollarının arkasindan su atmaya hazirlaniyorlardi. Lucifer birden disari hızlı adimlarla cikmisti.
Alastor atına bindikten sonra luciferin geldigini anlayınca atindan indi ve karşı karşıya geldiler. Lucifer onu oracikta öpmek istiyordu fakat arkasında hem ailesi hemde halkin icindeydi. Ona minik bir kutu verdi.
"Bunu.. iyi sakla."
Lucifer yavaşça saraya doğru geri giderken alastor verdiği kutuyu minik cantasina attı ve atına geri bindi. Bütün herkes sovalyelerin gidislerini izlerken lucifer duygulanmis bir şekilde dualariyla onun gidisine aglamamak için kendini tutuyordu. Lilith
"Ona ne verdin?"
"Hiç.. şans getirsin diye bir tılsım sadece."
Herkes yavaş yavaş dağılıyor ve kılıçlar paslanmaya başlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Radioapple// Uzaklarda Bir Krallık
Sonstiges~ 18. yüzyıl zamanlarinda veliaht prens olan lucifer kralligin başına geçer ve bir askere aşık olur ~