Arabama oturup olanları anlamaya çalışıyordum. Kadın masum bir kadın mıydı ? Yoksa, kendini masum göstermeye çalışan kurnaz bir kadın mıydı ?
Bu derin düşüncelerdeyken,telefonum aklıma gelmişti. Şirketten en az yirmi arama almıştım. Seda üstelik kendi cep telefonundan da aramıştı beni. Bir adet okunmamış mesajım vardı. Onu okumak için açtığımda ' Akşam müsaitseniz, bir yerlerde oturup konuşmak istiyorum ' Yazıyordu mesajda, mesajı gönderen kişi Seda'ydı. Gülümsemiştim, bu yaşanılan olayların düzelebileceğine dair bir işaretti benim için. Yeri ve zamanı ayarlarsın, yazarak cevaplamıştım, mesajını. Merakla cevap vermesini beklediğim halde hala cevap gelmemişti.
Neyse diyerek tıraş olmaya gittim kuaförüme. Ardından eve gidip duş aldım. Annemle bir şeyler atıştırdıktan sonra çıktım dışarıya. Beklenen mesaj ben duştayken gelmişti. En güzel kokumu sürüp söyleyecek olduğum etkili sözleri aklımdan geçirmeye başlamıştım. Arada bir araya bugünkü kadın girse de, hızlı bir şekilde onu devre dışı bırakabiliyordum. Seda hoş bir kızdı, en azından gözümün önünde tanıdığım biriydi. Bir başkasını tanımak için o kadar vakit kaybı yaşayamazdım.
Hayatın beni hangi beklentilerin içine sürükleyeceğini bilmeden Seda'ya doğru gidiyordum. Kapıyı açar açmaz görmüştüm, Seda bu gece, her zamankinden daha da güzeldi. O kalabalığın içinden bir inci tanesi gibi parlıyordu. Bebeksi bir yüzü vardı. Sanki bunca zamandır görmediğim bir güzelliğin etkisi altındaydım. Masaya geldiğimde usulca ayağa kalkıp benimle tokalaşma nezaketinde bulunmuştu. Gülüyordu gözleri, dünkü kızgınlığı yoktu yüzünde.
- Sizi çok merak ettim, üstelik düşmüştünüz de. Neyse ki Kaya bey gelip söylediklerinizi iletince rahatladım...dedi.
Gözlerinin tam içine bakıyordum, o da bana bakıyordu. Birbirimizden kaçırmıyorduk gözlerimizi. Onu özlemiş olduğum aklıma geldi, nasıl bir güzellikti karşımdaki.
- Dün için gerçekten çok özür dilerim, belki atmosferden belki de duygusallığımdan olacak çok kaba davrandım. Bunların bir daha olmayacağına kendi adıma söz veririm dedim.
- Hayır, ben unuttum bile dün geceyi. Asıl bugün sizi göremeyince telaş yaptım.
Demek unutmuştu, külahıma anlat sen benim. O kadar olay yaşa sonra, unuttum..ne ala ya !
Ortam oldukça romantikti, Seda bir adım atmadan adım atmamaya karar vermiştim. Her ne yaşanılacaksa o karar verecekti, daha fazla saçmalamak istemiyordum çünkü. Yemeklerimizi söyledikten sonra kitaplar hakkında konuşmaya başladık. Ben yıllarca annem yüzünden roman yerine boş zamanlarımda bilimsel psikoloji kitapları okumayı tercih etmiştim. Bir yanımı o kitaplar sarıyordu, diğer yanımı açmaya yüreğim el vermemişti, tam da kanayan yerim. Orada küçük bir çocuk saklıydı, ne başı okşanmıştı o küçük çocuğun ne de yüreğini gören olmuştu bu zamana kadar. Hasbelkader yaşıyordu işte, yaşamak denilirse, ona da !
Yüzünde farklı bir parlaklık vardı Seda'nın bu gece, özenle hazırlandığı belliydi. Üzerinde ki kıyafeti de oldukça şıktı. İnce askılı bir elbise giymişti üzerine. Masumiyetlik vermesi adına da inci bir takım takmıştı. İnci bir hassasiyet belirtisiydi aslında. Kırma beni, incitme beni mesajı veren.O yüzden sert kabuk içinde korunurdu inciler, doğal ortamlarında.Kendimce almıştım mesajını, o yüzden de kontrolü ona bırakmaya karar vermiştim. İlk aşklarımızı konuşmaya başlamıştık, kahkahalarımız saatler ilerledikçe daha da artmaya başlamıştı. Bugün yarım bıraktığım sinemayı bu gece tamamlıyor gibiydim. Bana ilk aşkının, öğretmeninin çocuğu olduğunu, o yüzden de öğretmeninin ona hep düşük not verdiğini anlatmıştı. Ben ise üstün körü bahsetmiştim Eda'dan,çünkü anlatacak eğlenceli hikayelerim yoktu benim çocukluğuma dair. Sonra anlattığı fıkralar gecenin tatlısı niteliğindeydi. Garsonun 'tatlı ister misiniz 'sorusuna Seda'nın teşekkür ederiz biz az evvel o işi hallettik demesi gecenin son nüktesiydi. Seda kendisiyle barışık bir kişiydi, bu her halinden belliydi. Çocukluğuna dair o da fazla bir anı anlatmamıştı. Sohbet ederken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım bile. Çıkışta onun evine gidebileceğimizi düşünmüştüm, her şey çok güzel gidiyordu. Çıkışta paltosunu alıp ona giydirirken ne kadar güzel bir kadın olduğunu düşündüm Seda'nın. Bunca zaman nasıl görmezlikten gelmiştim ki... Teşekkür etmişti, paltosunu giydirmeye yardımcı olduğum için. Kulağına eğilip ' Benim için şereftir ' dedim.
