King's Favorite

22

Kıkırtısını duyduğumda sol omzuna elimin tersiyle bir tane patlattım. "Niye gülüyosun ya?" Kaşlarımı iyice çattığımda dudaklarımıda büzmüştüm. "Bükme şu siktiğimin dudaklarını."

Bu sefer ben dişlerimi gösterecek kadar güldüğümde kaşlarını çattı. "O dudaklarını benim yanım dışında hiçbir yerde bükme. Yoksa bulunduğumuz ortam farketmeksizin o dudaklarını öpmekten paramparça ederim Jeon."

"Mümkünse lafta kalmasın Kim."

*

"Tae" Sabahın erken saatinda sancılarım sebebiyle uyanmıştım. Canım yanıyordu. Yaklaşık yarım saattir Taehyung'un boynuna sokulmuş feromonlarını kokluyordum. Yinede işe yaramamıştı ve Taehyung hiçbir şekilde uyanmamıştı.

İsmini seslenmemle irkilerek uyandı. Hamile olduğumdan dolayı duyuları dahada güçlenmişti ve en ufak çıtırtıda uyanıyordu. Ama nasıl olduda seslerime uyanmamıştı anlamamıştım.

"Bebeğim?" Kullandığı hitapla yüzümde küçük bir tebessüm oluştu fakat fazla uzun sürmedi çünkü bebekten dolayı karnım oldukça ağrıyordu.

"Sen iyi değilsin. Ne oldu bebeğim?"

"Karnımda sancı var ama normal sancılar gibi değil Tae... Nerdeyse yarım saat feromonlarını kokladım ama pek faydası olmadı..."

"Beni neden daha önce uyandırmadın?" Sesi yeni uyandığı için boğuk çıkıyordu ve benim hamilelik hormonlarım zirvede olduğu için beni azarlıyor gibi hissetmiştim.

Gözlerim dolduğunda burnumu çektim, anında kahvelikleri benimkilere tırmandığında bakışları değişti. "Bebeğim? Neden ağlıyorsun?"

"Beni neden azarladınki?" (Niye azarladınkine🎀)

"Seni neden azarlayayım güzelim? Ağlama lütfen, bak gözlerime. Özür dilerim öyle hissettirdiysem. Ağlama canım yanıyor." (siyah poset)

Burnumu tekrar çektiğimde bu sefer baş parmağıyla sağ gözümden akan yaşı sildi. Hafif feromon yayıp beni yatağa uzandırdı. Alnıma dökülen saçlarımı ikiye ayırıp alnımı öptü.

Elleri tişörtüme uzandığında gözlerime baktı ve tişörtü ucunu tutup karnımın sonuna kadar açtı. Çekmeceye uzanıp jel kremi alıp beyaz kapağını açtı. Sancım hala çok vardı. Doğumuma daha vardı ve zaten suyum gelse farkederdim. Eline bir miktar jeli aldıktan sonra karnıma elini koydu. Jelin soğukluğuyla irkilip karnımı içime çekmiştim ve daha çok canım yanmıştı. Acıyla inlediğimde Taehyung'un gözlerinin renginin hafifçe değiştiğini gördüm ancak kendini sıkıyordu.

Kremi sürmediği kısma uzanıp derince öptü. Bu bile beni rahatlatırken eliyle yaptığı masaj beni iyice mayıştırmıştı. Feromonlarını biraz daha arttırdığında hafiflediğimi hissettim. Boynundaki feromonlae bana yetmemişti ve gerçekten daha önce onu uyandırsaydım şuan acı çekmiyor olacaktım.

Gözlerimi kapattığımda uykuya dalmak üzereydim. Taehyung beş dakika daha masaj yaptıktan sonra ellerini çekip tişörtümü açık bırakıp ellerini yıkamak için lavaboya ilerledi.

Ellerini yıkayıp yüzünü yıkamıştı ve dolaba ilerlemişti. "Nereye?" Bana bakmadan cevap verdi. "İşlerim var. Sana kahvaltı getireceğim tamam mı? Sen uyu dinlen. Uyandığında yanında olacağım." Üstünü değiştirip yanıma geldi ve eğilip dudağımı öpüp odadan çıktı.

Bense uyumak için gözlerimi kapattım.

**

Uyandığımda saat öğlene geliyordu ancak Taehyung söylediğinin aksine odada değildi. Başta üzülsemde işleri olabilirdi. Hep benimle uğraşamazdı. Ama merak etmiştim. Tişörtümü indirip yavaşça yataktan kalktım. Kapıya doğru adımlayıp kapının kolunu aşağı indirdim. Kapının önündeki muhafızlar hemen bana dönüp selam verdiler.

"Kral size haber verdi mi? Ne zaman gelir biliyor musunuz?" Muhafızlardan birisi kafasını kaldırmadan cevap verdi. "Dost krallığa gitti efendim. Akşam burada olacağını söyledi."

Üzülmüştüm. Hani uyandığımda yanımda olacaktı? Kırılmıştım ama bir şey dememiştim. Teşekkür edip kapıyı kapattım. Yatağa yavaşça adımlayıp uzandım. Belkide biraz daha uyumalıydım.

Taehyung'un kurdunu hissedemiyordum. Endişelensemde ses çıkarmadım. Uyusam iyi olacaktı.

***

Yaklaşık dört saatlik bir uykudan sonra uyanmıştım. Güneş batıyordu ve ben hiçbir şey yememiştim. Üstümü değiştirsem iyi olacaktı. Durup dururken canım acımaya başlamıştı. Bu hamilelikle alakalı değildi.

Taehyung'a bir şey olmuştu.

Ama bir şey olsa haberim olurdu diye düşündüm. Yataktan kalkıp dolaba ilerledim. Taehyung olmadan yemeğe inemezdim. Üstümü değiştirdikten sonra muhafızların yanında gidip yemek isterdim.

Dolapta kıyafet ararken boynumda baskı hissettim. Taehyung'dan başkası değildi. Mühür bölgemi öpmüştü. Ellerini karnımın altında birleştirip hafifçe kaldırdı. Rahatlamıştım. Çenesini omzuma koyup aynadan beni izlemeye başlamıştı.

Derin bir nefes alıp konuştum. "Sana bir şey oldu." Şaşırmıştı, öylece bakıp nefes alıp konuştu. "Nereden çıkardın bunu?"

Kollarının arasından çıkıp yüzüne bakmaya başladım. "Soyun."

"Ne?"

"Taehyung. Üstünü çıkar."

"Sebep?"

"Taehyung!"

"Tamamda-"

"Ondan geriye sayıyorum. Sonuçlarına katlanırsın." Kafasıyla onaylayıp üstündeki gömleğin düğmelerini açmaya başladı. Göğüsü açıldığı anda bandajları gördüm. "Tae bu ne?" Sesim titremeye başlamıştı. Elimi göğüsüne koyup bandajın üstünden yarasını okşamaya başladım.

Öylece beni izliyordu. "Yatağa otur." Dediğimi yapıp yatağa ilerledi. Bende lavabodan pansuman malzemelerini alıp yanında gittim.

"Bakabilir miyim?" Kafasıyla beni onayladı. Elim bandajdaki banda gitti. Açtığım anda o kadar derin bir yarayla karşılaştım ki. Nutkum tutuldu. Ağlamaya başladım canı çok yanmıştı. "Bebeğim."

"N-nasıl old-u?" Hıçkırarak ağlıyordum benim yarayı gördükçe canım yanıyordu. Onun nasıl yanmayacaktı? "Siktir etsene, ufacık bir şey."

"Taehyung resmen delmişler! Benimle dalga mı geçiyorsun!"

"Tamam bak canım acımıyor, sen pansumanını yap daha iyi olurum." Onu onaylayıp pamuk çıkarttım. İlacı pamuğa döküp yarasına yavaşça bastırdım. Canı yanmıştı, acıyla inlediğinde ağlamam şiddetlendi. "Özür dilerim."

"Hayır, hayır dileme canım acımıyor devam et bebeğim."

Yaklaşık yirmi dakika pansumanls uğraştıktan sonra Taehyung'u yatırmayı başarmıştım. Kapının önüne çıkıp muhafızlara yemek getirmelerini söyledim.

Taehyung'un çok canı yanıyordu ve ben dayanamıyordum. Kim yapmıştı, nasıl yapmıştı bilmiyordum. Ama Taehyung'un o kişiyi yaşatmayacağını biliyordum.

762 kelime🎀

Umarım beğenmişsinizdir :)