Kızgınlığa giriyor

1.6K 149 37
                                    


"Buraya oturun lütfen." Chui gelen emirle rahatsız koltuğa oturdu.

"Kesin sonuç istiyorum Lee. Bahanelerle sakın gelme." (BİTTİ BAHANELER TÜKENDİ CÜMLELER)

"Öyle yapacağıma emin olun Kral'ım." Lee, Kral'ın önünde eğilmiş Chui'nin yanına geri döndü.

Lee elinde kimsenin bilmediği bazı şeyler tutuyordu. Büyü yapması için kullanacağı şeylerdi.

Lee yaklaşık 10 dakika boyunca odaklanmış bir şekilde gözlerini kapatmış duruyordu. Bir ara öldüğünü sanmışlardı. "Kral'ım.. feromonlarınız..." Jungkook, Kral'ı uyarmıştı. Sinirden feromon yayıyordu.

"Sikeyim. Tamam, tamam sakinim."

"Boş yere geldik Taehyung o çocuk senin çocuğun işte." Ji-woo konuştuğunda Kral Ji-woo'ya(annesine) dönmüştü. "Sen ne zaman susarsın tahmini? Senin boş laflarını dinlemek için buraya gelmedim ben. Şüphelendiğim şeyleri öğrenmek için geldim. Boş yapacaksan saraya geri dön." Kral'ın sabrı tükeniyordu. Annesine tahammül edemiyordu.

"Kia sizin çocuğunuz Taehyung göreceksin. Chui ve seni evlendireceğim."

"Öyle bir şey olmayacak!" Kral bağırdığında herkes irkilmişti ve kafalarını eğmişlerdi. "Özür dilerim güzelim... Korkma lütfen." Kral, Jungkook'u kendine çekip sardı bedenini. Burnunu saçlarına götürüp iyice içine çekti kokusunu. "Önemi yok Kral'ım..."

"Kral'ım." Lee yanına geldiğinde Kral hemen Lee'ye döndü. "Chui'nin çocuğu sara-"

"Yalan söylemeyi kes Lee! O çocuk Taehyung'un çocuğu!"

"KES SESİNİ!" Ji-woo tekrar sus pus olmuştu. Kral büyüdükçe daha sert oluyordu. "Devam et Lee."

"Chui'nin çocuğu saraydaki erkek cariyelerden Park Hoon'un çocuğu Kral'ım." Chui titremeye başlamıştı. Buraya gelirkende titriyordu. Kellesi alınacaktı. Bir şekilde kaçmalıydı. "Yalan söylüyor Kral'ım! Çocuğum sizden! Park Hoon'un kim olduğunu dahi bilmiyorum ben!"

"Siktiğimin cariyesi! Kelleni alacağım senin. Tüm halkın önünde. Bana yalan söylediğini herkese söyleyeceğim! Kia'nın gözü önünde kellen alınacak!" Kral'ın son sözü bu olmuştu. Omegasının beline elini atıp çekmiş çıkmıştı oradan. "Chui'yi alın zindana atın." Kral'ın kesin emriyle askerler içeri girmişti. "Bizde gidelim bebeğim."

-

"Taehyung?" Yoongi, Kral'ın çağırması üzerine taht odasına gelmişti. "Gel Yoongi."

"Tüm halka haber ver, yarın her zaman toplandığımız ve duyuru yaptığımız yerde toplansınlar. Chui'nin kellesini alacağım." Yoongi şaşkın şaşkın Kral'a bakıyordu. Kellesini alacak mıydı gerçekten?

"Tamam. Çıkıyorum?"

"Çıkabilirsin." Yoongi, Kral'ın önünde eğilmiş çıkmıştı.

-

"Yine Kral'ın hangi gereksiz duyurusunu dinleyeceğiz acaba? O cariye neden yerde elleri bağlı bir şekilde duruyor? Kesin bir şey olacak." Halktan sürekli böyle sesler yükseliyordu. Kral'ın gelmesini bekliyorlardı.

"Sessizlik!" Kral'ın geldiğini gören halk susmuş diz çökmüştü.

"Buraya sizlere eşimi, Kraliçe olacak kişiyi tanıtmak için geldim." Herkes sus pus olmuştu. Kraliçe sonunda olacak mıydı?

"Taehyung bunu yapamazsın!" Kral bulunduğu yerden çok daha aşağı olan yere baktığında, Chui'nin ağladığını ve ona bağırdığını gördü. "Yere çök!" Kral bağırmasına rağmen Chui çökmeyince askerler sertçe yere itmişti onu.

"Jungkook gelebilirsin güzelim." Jungkook üstüne giymiş olduğu mor, omuzları kabarık elbisesiyle Kral'ın yanına geldi. Kral, Jungkook'un belini kavradığı gibi halka çevirdi.

Herkes şaşkın bir şekilde bakıyordu. Herkes kadın bir alfa beklerken, erkek bir omega çıkması herkesi şaşırtmıştı. "Bundan sonra Jungkook'a kötü bir harekette bulunan, ona zarar vermeye çalışan, saygısızlık eden olursa acımam kellenizi alırım."

"Gelelim diğer olaya. Gördüğünüz cariye bana yalan söyledi ve çocuğun benden olduğunu söyledi. 4 yıl boyunca buna inandık. Büyücüye gittiğimizde çocuğun erkek cariyelerden birinden olduğunu öğrendik. Bana söylenen yalan. Bana yapılan saygısızlıktan dolayı burada bu cariyenin kellesi alınacaktır." Herkes sus pus olmuştu. Cariye yürek mi yemişti? Eninde sonunda öğrenilecek bir şeydi bu. Ne diye yalan söylemişti.

Kral, büyük merdivenlerden inerken askerlerden birisi ona kılıcını vermişti. "Baba hayır!" Uzaktan gelen Kia'nın sesiyle herkes oraya dönmüştü. "Kia'yı tutun." Askerlerden ikisi Kia'yı tutarken Kral iyice Chui'nin dibine girmişti.

"Kral'ım lütfen yapmayın. Canımı bağışlayın. Hata ettim lütfen affedin." Chui yalvarmaya başlamıştı. Hayır sadece timsah gözyaşı döküyordu. Eğer burada ölmezse Jungkook'a neler yapardı?

"Seni bağışlamayacağım Chui. Herkesi kandırabilirsin ama Kral'ı asla." Son sözü bu olmuştu. Kılıcı iyice yukarı kaldırıp ensesine indirmişti kılıcı. Artık tamamen kafası vücudundan ayrılmıştı.

"Kral'ım." Kral, Chui'ye iğrenerek bakarken gelen sese döndü. "Ne var Yoongi?"

"Kral'ım, Jungkook... Kızgınlığa giriyor."












Kanepenin kosesinde sabahliyorum gel yarim gel deli seviyorum

King's FavoriteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin