Yaşadığınız hayatın asıl hayatınız olduğunu düşünüyorsanız büyük yanılıyorsunuz. Siz bu değilsiniz. Siz bundan da öte bir şeysiniz.fakat fark etmiyorsunuz. Bir uykudasınız, derin bir uykuda. En kötüsü de uykuda olduğunuzun farkında bile değilsiniz.
Sarılmaya son vererek birbirimizden ayrılırken korkunç bir ses gelmeye başlamıştı. bu sesin kaynağını anlayamadan Meriç sopasını alarak hızla çıkmamız gerektiğini söyledi. ardından koşarken biz de peşinden giderek koşmaya başladık. koridora çıktığımızda etraf karla kaplı olmuştu. buna şaşırmaya fırsat kalmadan hızla ilerlemeye devam ettik. sonra bir kapı açarak çıkmaya çalıştık. Ama tam karşımızda bir buz dağı ile karşı karşıya kaldık. Meriç kısıkça küfrederken kapıyı kapatarak başka bir kapı açtı. o kapı da bir okyanusa açılırken aklımız çıkmış gibi bakakalmıştık. Bu nasıl mümkün olabilirdi ki? üstelik bir kaç balık bir fanusun içindeymiş gibi hemen yanımızdan geçmişti. dehşete kapılmıştım. Ama buna da şaşırmaya fırsat bulamamıştım. hemen kapıyı kapatarak başka bir kapı açmaya çalıştı. Artık o eski aynalı binalar yoktu anlaşılan.
Nihayet bir kapı daha açtıktan sonra şükür bir çıkış bulabilmiştik. O sırada bir gurup adam koşarak peşimize düştü. Meriç onları görür görmez çabuk geçin diyerek kapının diğer tarafına geçip bizim de geçmemizi bekledi. Siyaha bürünmüş adamlar da ardımızdan silah sıkarken Hee youngun bacağına isabet almıştı. Hemen vakit kaybetmeden onu omzuma alarak dışarı çıktım. o sırada bir dejavu yaşamış gibi oldum. bunu rüyamda görmüştüm. evet, tam da böyle sendeleyerek götürüyordum onu. kapının diğer tarafına düşünceli bir şekilde dururken Meriç'in adamları da nişan almaya başlayarak onları bir süre durdurmuşlardı. onlar da nihayet saklanmak için köşelere geçerken vurmaya devam etti.
Fakat tam Mete de geçiyordu ki, bir adam deli cesaretiyle Mete'nin bacağından tutarak kapıyı suratımıza kapatmıştı. o an hepimiz dehşetle bakakalmıştık. Sonra Jee hemen kapıyı açmaya çalıştı ama çok geçti. artık o koridor yoktu. deniz kenarı bir sahil vardı. Roberto ve Kim jong kapıyı ardından tekrar kapatıp tekrar açmaya çalışsa da o koridora geri dönememişti. Hee young korkmaya başlayarak omzundan inip ağlamaya başlamıştı. ben ise olduğum yerde Meriç'e döndüm. "Bizi oraya geri götürmen lazım. hem de hemen!"
"Üzgünüm, bu konuda bir şey yapamam." Roberto sinirle yakasına yapışırken onun adamları da silahlanarak ona nişan aldı. Meriç elini kaldırıp adamlarına sakin olmalarını isteyerek hemen bize döndü. "O kapı bir daha geri gelmez. O kapı kapandı mı bir daha aynı yerde olamazsınız. burası sürekli değişen bir dünya. kapıyı kapattınız mı başka bir yerde olursunuz ve eski yerinize gitmeniz neredeyse imkansız."
Roberto burnundan soluyarak yakasını sirkeler gibi bırakırken Kim jong ve Aliye de kapıya vurarak hıncını almaya çalıştı. ama bunun boşa çaba olduğunun farkındaydılar.
Ben ve Hee young ise çaresizce yere oturup bacaklarımızı karnımıza çektik. Hee young ağlarken ben ise gözümden süzülen yaşaları silerek sakin kalmaya çalıştım. bu olmamalıydı. bunu bize reva göremezlerdi.
En sonunda bizimkiler çaresizce öfkelerini etraftan çıkartırken ben ise donuk ifademle Meriç'in karşısına geçtim. "Söyle bana, onu nasıl bulabiliriz. Bir yolu yok mu? ya da yaşadığına dair bir bilgi. Her şey olur."
Çocuklar merakla bizi izlerken Meriç ise ciddi bir ifadeyle "Evet var dedi." herkes birden merakla ne diyeceğini beklerken merkeze gitmemiz lazım dedi ciddiyetle. "Merkez mi?" Dedim şüpheyle.
" Rüyanın gerçeklerini gösteren merkez. Orada yaşam formülleri gösterilir."
"Ya onu şimdi öldürdülerse."
Meriç sessiz kalmıştı. Bir şey diyemedi. Derken bir ses geldi. Gökyüzünden bir ışık geldi ve o ışıkla bir adamın maskeli sureti göründü. "Sevgili joker adaylarımız ve ölüme giden direnişçilerimiz, Mete Arşın elimizde, eğer onu geri almak istiyorsanız her noktadan koyduğumuz isik cemberlerinden birinden geçiş yaparak siz de teslim olun. Daha fazla hasar yaratmadan yerinize geri dönün. Yoksa sonu sizin için hiç iyi olmaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutsal Beşli: Yeşil kız
Science FictionKüçük çocuklar gerginci birbirlerine bakarken palyaço torbadan bir kağıt daha çekti. "7 numara, ikinci jokerimiz 7 numara." Bu sefer korkuyla boyunlarındaki künyeye bakarken, ben de boynumdaki künyeme baktım. Ve 7 numara... bendim. Dört yapraklı...