Adya mutfakta akşam yemeği hazırlığına yardım ediyordu. Arkasında küçük masaya oturmuş Gretalina boğazını temizledi. Adya'nın basit işlerle uğraşmasına başta çok kızmış ama sonra majestelerinin isteğinin bu olduğunu anlayınca susmuştu. Zaten o kadar kalabalıktı ki, prensese prenses gibi davranmak konusunda dikkat çekmemek için kendini durdurması gerekiyordu.
"Adya." diye seslendi aniden. Adya, doğradığı patateslerden başını kaldırmadan dinlediğini gösteren bir mırıltı çıkardı. Sağında ve solunda hararetle yemek işleri ile uğraşan kadınlar vardı.
Sarayda bir kere bile eli bıçak tutmamışken şimdi her şeyin içindeydi. Doğduğu kişiden bu kadar uzaklaşması ona tuhaf gelmiyordu artık. Anlıyordu, kendinin en iyi haline dönüşmek için bir süreçti bu. Yapmaktan gocunmuyordu hatta hevesliydi. Köyde geçen her günü, başına yıkılan her iş onu silahlandırıyordu. Yarın bugün bir başına kalırsa karnını doyurmayı, yaralanırsa iyileşmenin yollarını daha pekçok şey öğreniyordu.
"Kareyn neden peşinde dolaşıyor bu ara?"
Adya, Gretalina'ya cevap veremeden yanındaki kadın "Kareyn yakışıklı bir çocuk, Adya da güzel bir kız. Genç olmak vardı." diye atıldı. O kadar da yaşlı görünmüyordu aslında. Savaş yüzünden yerinden yurdundan edildiği için fazla yıpranmış olmalıydı.
"Adya'ya sordum ben." diye huysuzlandı Gretalina.
"O benim eski arkadaşım. Son zamanlarda sık sık hastalandığımdandır." diye geçiştirmeye çalıştı Adya. Ne diyecekti, kıtanın sonunu getirme riskine sahip atalarımdan yadigâr bir mührü kırmadığıma emin olmak; can almamın, bir zamanlar can taşıyan bir besine dokunmamın önüne geçmek istediği için göz hapsine alındım mı?
"Söyle ona dolaşmasın."
Adya sırıtmadan edemedi.
"Greta. Ne var, çocuklar cilveleşiyor işte." Solunda duran kadın Adya'nın dirseğine dirseği ile dokunup yaramaz bir bakış attı. Adya da gülümsedi.
"Olmaz, mümkünatı yok."
"Niye yoksa torununa mı beğeniyorsun Adya'yı?"
"Torun mu? Hayır, o da olmaz." diye itiraz etti Gretalina. "Tuomas, ı-ıh."
Adya onu daha da kızdırmak için "Benim kalbim başkasında." dedi ağzını yaya yaya.
Gretalina hemen "Kim?" diye sordu. "Sana yakışan biri mi? Yanında olacak biri mi? Yoksa buradan mı, buradansa olmaz."
"Ya nereden olacaktı?" Başka bir kadındı bunu soran.
"Buradan değil." diye geveledi Gretalina. Ağzını tutmayı iyi ki başarıyordu. Lishey ailesinden başka birinin üç yemine uyması konusunda bu kadar baskı yapmasının nedenini anlamasa da herkesin içinde majesteleri demediğine dua ediyordu Adya.
Yemek esnasında öylesine aklına gelmiş gibi sordu. "İlk Yaratılanlar diye bir şey duydunuz mu?"
Ağlayan Ağaç'ta yeminlerin bir mühür olduğunu ve asla bozulmaması gerektiğini söyleyen atasının ruhu söylemişti bunu. Başka güçler de var: İlk Yaratılanlar...
"O nereden çıktı?" Gretalina'ya daha önce, Caspana şehrinde de sormuştu ama kadın belki yaşlılıktan belki de hiç duymadığından bilmiyordu.Başka ihtiamller de vardı ama Greta'nın Lishey soyuna verdiği önem düşünülürse yalan söylemesi beklenemezdi.
"Merak ettim." Köyün kadınları arasında bir akşam yemeğiydi. Kareyn yoktu, diğerleri savaştaydı. O yüzden fikir alabileceği nadir zamanlardandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mevsim Krallıkları Kitap 2 Kan Teklifi
FantasíaTanrıça uyanıyor. Mevsim Krallıkları'nda dengeyi bozanlar adına ölüm geliyor. Adya Lishey, Krallığın savaşta ezildiğine şahit olurken güce ulaşmanın tek yolunun Tanrıça'nın hükümlerine karşı gelmek olduğunu anlıyor. Artık seçim onun ellerinde: Kaçm...