Kotoha olaylardan haberdar olduğu için garipsemeden onlara diğer müşteriler gibi davrandı.
" Othello-kun!" Bu herif asabımı bozuyordu. " Sakura Haruka!" Adımı sert bir şekilde düzelttikten sonra o yüzündeki sırıtışı hâla silmemişti. İkiside yanımıza birer sandalye çekip oturdular.
" Ume-chan! Ne yapıyorsunuz?" Umemiya-san Choji'yi gördüğü zaman bayağı mutlu olmuştu. " Gördüğün gibi oturuyoruz işte."
" Siz sözü edilen Togame ve Choji misiniz?" Tsugeura'nın heyecanla konuşmasıyla göz devirmiştim. Burada hoşnut olmayan sadece ben ve Sugishita'ydı sanırım. Onlar sohbete dalmışken Sugishita ve ben sadece somurtarak onları izliyorduk.
" Othello-kun!"
" Ne zaman bana düzgün hitap etmeyi öğreneceksin sen!" Kafasını kaşıyarak düşünüyormuş gibi yaptı. " Sanırıımm... Hiçbir zaman!" Yüzünden bu durumdan ne kadar haz aldığı çok belliydi. " Kes sesini!" Diğerleri bu durumumuzu -Sugishita hariç- gülerek izliyordu.
" Ee buraya herhalde sadece sohbet muhabbet için geleceğinizi düşünmüyorum. Birşey mi oldu?" Umemiya-san'ın merak ettiğim soruyu sormasıyla bende dikkat kesildim. " Ume-chan, yine şaşırtmıyorsun! Ama merak etme sandığın gibi bir sorun yok. Sadece öylesine geldik."
" Bir dakika, burada olduğumuzu nereden biliyordunuz ki?" Sorumla Togame'nin bakışları bana döndü. " Çip taktım ya sana." Masanın üstünden yaklaşıp konuşmaya devam etti. " Oradan takip ediyoruz seni." Yerimden kalkıp Togame'nin üstüne yürümeye başladım. " Boş konuşma Togame!"
" Kavga edecekseniz dışarıya!" Sinirle soluyup yerime oturdum. " Aslında Bofurin lisesine gitmiştik fakat orada olmadığınızı öğrenince bir öğrenciye sorduk." Choji'nin açıklamasıyla tip tip Togame'ye baktım. Özürlü benimle uğraşmadan duramıyordu.
" Bütün keyfim kaçtı." Kendi kendime mırıldanmamla Suo güldü. " Sen niye bu kadar rahatsın?" Hiçbir zaman yüzünde ki o gülümsemeyi ne olursa olsun silmiyordu. " Neden tam tersi olsun ki? Baksana zararları yok." Ona ters ters baktım. " Bu dediğin umarım Togame'yi kapsamıyordur." Sadece gülümseyip önüne döndü.
Bende önüme döndüğüm zaman Togame'nin bana baktığını fark ettim. Alaycıl bir şekilde değil çok ciddi bakıyordu. Ona -ne var- anlamında baktığımda hiç takmadan diğerleriyle konuşmaya devam etti.
Sabır çektiğim zaman kafenin kapısı tekrar açılmıştı. Refleksle kim olduğuna bakmak için kafamı çevirdiğimde onu görmeyi beklemiyordum.
Aki Tanaka
Normalde hiçbir insana kolay kolay kin tutmazdım. Fakat bu kişi bunu kırıyordu. Beni bu hale getiren amcık herif. Sert, huysuz, kavgacı biriysem bunun tek sebebi o şahsiyettir.
" Sakura!" Beni görmesiyle yüzüne piç smile takınıp yanımda bitmesiyle kan beynime sıçramıştı. " Siktir git uğraşamam seninle şimdi." Dediğime kulak asmadı ve konuşmaya devam etti. " Sana bir özgüven gelmiş bakıyorum. Yanındaki asalaklara mı güveniyorsun yoksa?" Aha şimdi siktim ağzının yayını.
Aniden ayağı fırlayıp yumruğu yapıştırmamla masadaki herkes put gibi kalmıştı. Patlayan dudağını baş parmağıyla silip yüzüme gülerek baktı. " Bayağıda asi olmuşsun."
" Sakura bu kim?" Suo ve Togame'nin sorusunu yanıtsız bırakarak bir yumruk daha atmıştım tipsize. " Ya sen buradan uslu uslu gidersin, ya da ben seni siker öyle gidersin!" Karşısında herhalde o eski ortaokul çocuğu olduğunu sanıyordu. " Değişmişsin."
Bu dediğiyle artık ipler bende kopmuştu. Karnına tekme atıp yere düşürdüğümde art arda yumruklamaya başladım. " Sakura!" Kotoha'nın sesini duysamda ona yanıt vermiyordum. Gözüm dönmüştü amk.
Biri arkadan beni çekmeye çalıştığında hâla direnerek yumruklarımı savuruyordum. " Sakura yeter!" Togame beni ne kadar uzaklaştırmaya çalışsada umrumda değildi. Kendi kaşınmıştı it herif. Bir anda beni aniden çekince sırtım Togame'nin göğsüne çarpmıştı.
" Ulan bıraksana!" Bu fırsattan yararlanan pezevenkte hemen kaçmıştı.Togame beni bıraktığında sandalyeye yığılıp sinir krizi geçirmemek için kendimi sıkıyordum. " S-sakura iyi misin?" Nirei'nin sesi endişeli çıksada şuan ona cevap verecek durumda değildim. Neden bunca zaman sonra şimdi gelmişti ki?
" Sakura o kimdi?!" Şuan hiçbirine cevap vermek istemiyordum. Biri omuzlarımdan tutup beni sallamasıyla afallayarak kafamı kaldırdım. " Sakura!" Umemiya-san omuzlarımdan sarsıp beni kendime getirmeye çalışıyordu. " Bu Furin'i ilgilendirecek bir durum değil Umemiya-san. Kendi meselem."
" Ne diyor bu salak?" Kiryu'nun lafıyla ona ters ters baktım. Aniden yerimden kalkıp kafeden çıkış yaparak evime doğru ilerlemeye başladım.