7

204 15 0
                                    

Benim Yaz'ım: Bartu hâlâ gelmedi, bir şeyi yok değil mi?

Benim Yaz'ım: Daha dün konuştuk da...

Benim Yaz'ım: Sen bilirsin şimdi nerededir, gelince göndereceğim zaten ama görmeden de içim rahat etmeyecek bu şekilde.

Benim Yaz'ım: Gerçi bendeki de soru... Cevap verme demişim cevap bekliyorum.

Görüldü.

Benim Yaz'ım: Peki, bir defalık cevap ver.

Yamaç yazıyor...

Yamaç çevrimiçi

Yamaç yazıyor...

Yamaç: Bir dakika daha bekle.

Görüldü.

Benim Yaz'ım: Geldi mi yani?

Benim Yaz'ım çevrimdışı.

Yamaç: Az sonra cevabını öğreneceksin.

Çevrimdışı.

---

Son cevabı yazdıktan sonra açtığım kapıyı tamamen ittirdim ve içeri girmek için hareketlendim. Şu an kapı sesini duyduğu için cevap beklemeden çıktığını ve kimin geldiğini görmek için kapıya baktığını biliyordum.

Bir iç çektim ve tamamen içeri girdim. Elimdeki çiçek buketine tamamen sarıldım. Gerilmiştim. Yıllar sonra ilk defa onu görecektim. Instagramda fotoğraflarına bakmak, videolarını izlemek gibi değildi bu. Onu canlı görecektim.

Odanın içine gittim. Onu gördüğümde derin bir nefes aldım ve sonra nefesimi tuttum. Ne diyeceğimi düşünüyordum, o kadar da pratik yapmıştım gelmeden önce. Şimdi hiçbiri dilime gelmiyordu.

"Sen..." dedi sadece ve sonra sustu. Şaşkın görünüyordu, beni beklemediği belliydi.

"Ben..." dedim ve gözlerimi kapatıp bir nefes daha aldım. Sonra gözlerimi açıp doğruca gözlerinin içine baktım. "Seni görmeyi özledim." dedim birden. Bazı şeyleri çözmem gerekiyordu ve zamanı gelmişti.

"Beni görmeyi mi?" dedi şaşkınca. Bunu söylerken eli ile kendisini de göstermişti. Çok tatlı duruyordu şuan ve bu ne diyeceğimi unutmama neden oluyordu.

Ben ona hâlâ aşıktım. Zaten bu aşktı. Zamanla bitmezdi ki. Gerçek aşık olan insan unutmazdı, bitiremezdi sevdiğini.

İnsanın "Ona aşıktım ama bitti." sözleri gereksizdi. Böyle söyleyen insan aslında hiçbir zaman aşık olmamış sadece sevmiş olurdu. Sevmiş, karşılığını almış ve bir süre sonra sevgisini tüketmiş olurdu. Tükettiği anda bile inkar ederdi belki ama öyleydi işte. Aşk bitmezdi.

"Evet..." dedim ve gülümsedim. Koltuğu işaret ettim. "Oturabilir miyim?" dedim başımı sol tarafa yatırdığım sırada. Şaşkın bir şekilde koltuğa baktı ve sonra bana döndü. "Tabii, sorman kabahat." dedi.

Koltuğa oturmadan önce durdum ve çiçek buketini ona uzattım. "Papatyaları sevdiğini biliyorum ama uğradığım çiçekçi de bulamadım, en mantıklısı kırmızı güller diye düşündüm. Çiçekçi genelde yedi tane tercih edildiğini söylemişti, anlamı da güzelmiş. Tam istediğim şekil." dedim.

Kalbi Hasta Kız/Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin