Yamaç Alsoy
Binadan içeri alındım. Silahlarımı onlara verdim, bu gibi durumlar için hep eldivenle kullanırdım.
Bir odaya ittiklerinde ters bir şekilde onlara baktım. Sonra önüme döndüm ve onu gördüm. Bir sandalyeye bağlanmıştı, bitkin duruyordu. Ne olursa olsun başını dik tutuyordu.
"Yamaç."
"Yaz'ım."
Dolu gözleriyle adımı fısıldadığında sadece gülümsemiş ve onun adını söylemiştim.
"Tamam, iyi olduğunu gördüğüne göre şimdi git ve istediğimi yap."
Şerefsiz herifin dedikleri ile dişlerimi sıktım. Sinirlendiğimi fark etmemesi gerekiyordu çünkü bu ona zevk verirdi. "Yamaç Alsoy! Seni görmek ne büyük şeref." diyerek Yaz'ın arkasına geçen oğlu ile dumura uğradım.
"Sen..."
"Sarp komiser sağ olsun." dedi sırıtarak. Ardından biraz eğildi ve Yaz'ın bağlı olan ellerini çözdü. Yaz eğilip ayaklarını çözdü ve ayağa kalkıp yanıma koşmaya çalıştı.
Tutup yeniden sandalyeye oturttular. "Eh, Yamaç üzerine düşeni yapmadı. Serbest değilsin." dedi ve bana baktı. Sırıttı ve elini yana uzattı. Adam paketi eline verdiğinde bana attı.
"Hepsini içeceksin."
Havada yakaladığım pakete baktım. Uyuşturucu olduğunu anladığımda şokla onlara baktım. "Ne kadar var bunun içinde?" dedim çünkü paket büyüktü. Sanırım bir şişenin içinde tozu karıştırmışlardı.
"Bir litre suyun içinde şişenin çeyreği kadar."
Yaz'a bakarak söylemişti. Anlaması için öyle demişti. Yaz'a baktım, bakışlarını ondan çekip bana baktı.
"Sakın!" dediğinde oğlu eli ile ağzını kapattı. Çok sıktığını yüz ifadesinden anlamıştım. Başının arkasında silah tutuyorlardı, elleri açık olduğu hâlde bu yüzden kıpırdayamıyordu.
"Şöyle yapalım..." dedim ve elindeki pakete baktım. "Yaz'ı dışarı çıkarın, Sarp onu alsın ve hastaneye götürsün. Ben Sarp'ın onu aldığını gördüğüm an bunu içeceğim." dedim. Birbirlerine baktılar ve sonra başı ile işaret verdi. Birinin arkamdan kollarımı tutması ile içimden küfrettim.
Sonra camlar kırıldı ve içeri ekipler girdi. Birisi arkamdaki adamı başından vurduğunda adamın silahını aldım ve iki şerefsize ilerledim. İkisi de birbirlerini korumaya aldığı sırada Yaz yanıma geldi. "Koşabilir misin?" dediğimde beni onayladı.
Nefes nefeseydi, çok terlemişti. Emin olmak için ona baktığımda yükselen silah sesleri ile o alana baktı. Sonra elimi tutmak için paketi alıp diğer eliyle tuttu ve elimi tutarak önden koştu.
Onu zorlamamak için yanına geçtim ve destekleyerek koştum. Çıkışa geldiğimizde biraz daha ilerledik ve ekiplerin beklediği yere geldim.
Yaz kalbini tutuyordu. Nefes alışverişi epey hızlanmıştı, artık gözleri kayıyordu. Silahın mermilerini boşaltıp bir yana attım. "Yaz, iyi misin meleğim?" dediğim sırada ellerimi omuzlarına koymuştum.
"Değil..."
Gözleri kaydı ve yere yığıldı. Belinden destekleyerek kaldırdım ve kucakladım. "Yardım edin! Kalp hastası, biri yardım etsin!" diye seslendiğim sırada bizi izleyen sağlık ekipleri yanımızda bitti.
Onu sedyeye yatırdım ve elindeki paketi aldım. Araca bindirilirken peşinden gidecektim ki öz ailesinden babası ve en büyük abisi beni durdurdu.
"Bırakın!"
Kapılar kapanırken çırpınıyordum ancak bir başkası elimdeki paketi alana kadar bırakmadılar. Araç uzaklaştı, paket elimden alındı. Onlar beni bıraktığında dizlerimin üzerine düşmüştüm.
Yere yumruk attım. "Yaz!"
Transa girmiş gibi yaptığım tek şey yeri yumruklayıp onun adını haykırmaktı. Ta ki silah seslerini duyana kadar.
Doğrulduğum sırada sırtımda keskin bir acı hissettim. Aynı anda birçok ağızdan adım çıktı. Kulaklarım çınladı, nefes alamadım.
Yüz üstü yere yığıldım. Gözlerim kapanırken son gördüğüm Sarp ve ondan sonra yanıma gelen Yaz'ın öz babasıydı.
---
Yaz
Yamaç... Uyanman gerek.
Yamaç... Bana geri dönmen gerek.
Yamaç... Benim kalbim sana aitti evet ama...
Yamaç... İçimdeki kalp gerçek anlamda senin olmamalı...
Lütfen uyan.
Lütfen hayatta kal.
Ben... Senin kalbini alarak yaşayamam.
Ben sensiz yaşayamam.
Yamaç, sevgilim. Benim, sevgilin. Benim, senin Yaz'ın... Yamaç, sen benim kalbimin içindesin. Kalbim hasta olabilir ama sen... Sen içinde kalarak beni yaşatıyorsun. Lütfen sevgilim... Lütfen gözlerini aç. Ben buradayım. Odadan çıkmama izin vermiyorlar. Ama ben senin için buradayım. Defterini buldum, yazdıklarını okudum. Belki de planın bu değildi ama... Olsun. Erken olsa da olur. Dedim ki bu defa ben yazayım, biraz karalamış olabilirim ama... Olsun.
Dediler ki... Organlarını bağışlamışsın. Ve dediler ki... Durumun ciddiymiş. Ve şansa bak... Bana uyumlu kalp senin kalbinmiş. O kadar umutsuzlar ki testleri yapmışlar.
Ama biliyorum, uyanırsın. Sen... Bu milletin onurlu askerisin Yamaç'ım. Sen benim askerimsin, kalbimi fetih eden askerim. Basketbol birincimsin. Sen benim hayranı olduğum adamsın Yamaç.
Kimse bana haber vermeye gelmiyor Yamaç. Öz ailem olduklarını söyleyen insanların hepsi senin olduğun yerde. Batu da orada. Yanımda bir tek Çisel var. Beni sakinleştiren bir tek Çisel var.
Çisel de diyor, iyi olacaksın. İyi olmalısın. Yeniden bana Yaz'ım demelisin. Hem... Daha Bulut'a beraber bakacağız.
Kalbine sahip çık Yamaç. Daha gözlerini açacaksın. Bana bakacaksın, kalbin hızlanacak. Gülümseyeceksin, kalbim hızlanacak. Daha göreve gideceksin, heyecan ve korkuyla seni bekleyeceğim. Maçlara çıkacaksın, heyecanla seni izleyeceğim.
Lütfen... Bana yaşam umudu verdin sen Yamaç. Bu umudu benden geri almazsın, alamazsın. Uyan sevgilim... Lütfen uyan...
🫀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbi Hasta Kız/Yarı Texting
Novela Juvenil0507*: Merhaba. Görüldü. Yazıyor... 0507*: Lütfen bir şey yazma. Görüldü. Çevrimiçi. 0507*: Bana inanmazsın belki ama... Ben sadece ölmek üzere olan bir kızım. Görüldü. --- Kalp hastası olan Yaz Aksan ve rastgele bir numara sallayarak ulaştığı Yamaç...