Yamaç Alsoy
"Burada değil."
"Nasıl burada olmaz, konumu burada atmıştı!? Yamaç, konumu buradan atmadı mı sana?"
"Çocuk niye yalan söylesin, burası işte!"
"Birisi kandırmış olmasın?"
Her kafadan bir ses geliyordu. Hangisine cevap vereceğimi, ne diyeceğimi şaşırmış bir durumdaydım. Bir o kişiye bir diğerine bakıyordum ama aklımda sadece Yaz vardı. Benim Yaz'ım... Konumu buradan atmıştı ama yoktu, o andan sonra aradığımda yine ulaşamamıştım.
"Yamaç, bize cevap ver!"
Birisi beni sarstığında düşüncelerden sıyrıldım ve başımı hafifçe sallayarak 'Ne oldu?' dercesine baktım. Şu an hiçbirini çekmek istemiyordum, bir anda öz ailesi olduğunu iddia eden kişiler ortaya çıkmıştı. Kırk yıllık arkadaşız gibi davranıyorlardı.
"Sana atılan konum burasıydı değil mi?" dedi birisi öne çıkıp diğerlerini iterek. "Evet." dedim ve konuma geldiğimizi gösteren ekranı açıp gösterdim.
"Burasıydı. Biz gelene kadar başka bir yere gitmiş olmalılar. Telefon sinyaline bakılsın demiştim!" dedim ve polislerin yanına gitmek için yanlarından ayrıldım. Gerçi belirli süre geçmeden aramaya başladıkları için bile şanslıydım ama suçlayacak biri lazımdı.
"Telefon sinyallerine bakar mısınız?" dedim yanlarına gittiğim sırada. "Ona baktırıyorum Yamaç Bey, lütfen sabırlı olun. Sabırsız olan kişiler yeterince var zaten." dedi. Bir nefes alıp onu onayladım. "Yamaç Bey demene gerek yok Sarp. Yirmi beş yaşında adamım, yirmi yıllık arkadaşımsın." dedim. Hafifçe gülümsediğimde o da anlayışla gülümsedi.
"Yaz'ı bulacağız."
Yaz onunda lise arkadaşıydı.
"Sana güvenim tam."
Bakışlarının arka tarafıma kayması ile dönüp o yöne baktım. Yaz'ın sözde öz ailesi merakla buraya bakıyordu. "Birisi onlara telefon sinyaline baktığınızı söylesin, yeniden yanlarına gitmek istemiyorum." dedim. Beni onaylayıp yanına birisini çağırdı ve onların yanına gönderdi.
Bir nefes aldım. O nefes bile batıyordu aslında bana çünkü sevdiğim kız ortada yoktu. O ortada yokken, belki zor nefes alıyorken, bu şekilde nefes almak bana suçlu hissettiriyordu.
Çalan telefonum ile hemen çıkarıp ekrana baktım. Bilinmeyen numaraydı. Zaten telefonum dinleniyordu ama ne olur ne olmaz diyerek Sarp'a işaret ettim. Yeniden yanıma geldiği sırada aramayı açtım.
"Yamaç Alsoy."
"Muhittin Seçen."
Duyduğum ses öfke ile bir nefes almama neden olmuş ve adını söylemiştim. Yine de bu kadar öfkelendiğimi duymamalıydı.
"Aslında sevgilinin organlarını alacaktık ama kalp hastasıymış. Ne kadar acı!" dedi sahte bir üzgünlükle. "Muhittin, onun saçının bir teline zarar gelirse seni mahvederim. Yasalar sana işlemiyor madem ben kendi yasalarımı işletirim. Duydun mu beni?" dedim sakin bir şekilde. İçimde fırtınalar kopuyordu.
Alaylı bir kahkahanın ardından "Uyuşturucu verin ve soğuk depoya atın." dediğini duydum. Öfke ile bağıracağım sırada Sarp beni susturmuştu.
"Sakın!" dedim ve durdum. Bir nefes aldım. "Ne istiyorsun?" dediğimde yeniden gülmüştü. "Oğlumdan şikayetçi olan kadını ikna et, şikayetini geri çeksin." dedi. "Oğlun o cezayı hak etti!" dedim. "Yaz Aksan da bunu hak ediyor o zaman." dediğinde bir nefes aldım.
"Tamam. Ama önce Yaz'ın güvende olduğuna emin olacağım. Oraya gelip onu göreceğim." dedim. "Polisler veya başka askerler olmayacak?" dedi. "Tamam." dedim.
Bildirim sesi geldikten sonra "Konumu attım." dedi. Sonra kısık sesle güldü. "Sen gelene kadar canlı kalırsa ne mutlu sana." dedi. "Oğlunun çıkmasını istiyorsan Yaz'a en iyi şekilde bakarsın Muhittin." dedim.
"Göreceğiz."
Telefon kapandı. Sarp "Muhtemelen şu an izleniyoruz. O yüzden sen tek gideceksin, aklımda bir plan var. Öfkene sahip çık o yeter." dedi. Başımı salladım.
"Toplanın, görev iptal! Gidiyoruz." dedi ve ekibini toparladı. Bana baktı ve güven verici bir şekilde gülümsedi. "Tam arkanda olacağız, uzakta ama bir o kadar yakınında." dedi. Hafifçe başımı salladığımda uzaklaştı.
Yaz'ın öz ailesine baktığımda telefonla konuşuyorlardı.
"Muhittin, yapma. İhale falan senin olsun ama kardeşimi bırak."
En büyüklerinin dediği şeyi duyunca yanlarına ilerledim. "Başkasından da bir isteğim var. O istek yerine geldiğinde kardeşiniz yaşıyorsa bakarız." dedi ve kapattı. Dördününde bakışları bana döndü.
"Senden mi istedi?"
Ailenin babasının dediği şey ile başımı salladım. Sessiz bir küfür mırıldandı. "Sizinle ne ilgisi var?" dedim şüpheyle. İhale falan varsa rakip demeklerdi ve Muhittin'in gücü o ihaleyi almaya yetmediyse bir şeyler daha var demekti.
"Şüpheyle bakma. Kendisi babamın liseden arkadaşıydı, sonra babam kirli işlere bulaştığını öğrendi ve arkadaşlığını bitirdi. Ama rakip şirketlerin varisleriydiler ve ikisi de şirketlerin başına geçti. Muhittin babama düşman çünkü babam onu daha önce ihbar etti, oğlunun zarar verdiği bir kadını da şikayetçi olması için cesaretlendirdi." dedi en büyükleri. Babası başını sallayarak onu onayladıktan sonra hepsi birden bana baktı.
"Kadının şikayetini geri çekmesini istedi değil mi?" dedi babası, Erkan Aksan. "Evet. Ama önce Yaz'ı görmeye gideceğim. Eğer ona bir şey yaptıysa oğlunun içeride çürümesine neden olurum." dedim. Arkalarında gördüğüm iki yüz ile "İzninizle." dedim ve aralarından geçerek onların yanına geldim.
"Ne oldu? Yaz iyi mi?"
Çisel'in sorusu ile bir nefes aldım. "Bilmiyorum ama öğreneceğim. O burada değil." dedim. Çisel dolu gözleri ile bana baktı. "Yamaç, Yaz'a bir şey olursa ben yaşayamam. O benim sadece arkadaşım değil. Kardeşim, canım, kanım... Ne istiyorlarsa ver, bir plan çevirme ortada. Lütfen..." dedi. Hemen sonra gözyaşlarının dökülmesi ile Bartu ona sarıldı ve bana baktı.
"Çisel haklı Yamaç. Yaz'a bir şey olmasını ben de istemem, ne istiyorlarsa ver." dedi. "Ben sevdiğim kadına bir şey olmasına izin vermem, olursa da yapana hayatı cehennem ederim. Eve dönün Bartu." dedim. Bartu Çisel'i arabaya götürüp ikna ettiği sırada ben de arabama bindim.
Sarp'a konumu attım ve sonra yola çıktım. Planın ne olduğunu bilmiyordum ama Sarp'a güveniyordum. Bu güvenimi boşa çıkaracak riskli bir plan yapmamış olmasını umuyordum.
---
Geldim Yaz, geldim sevgilim. Az sonra içeri gireceğim. Belki sesini duyacağım belki de seni göreceğim. Orada beni nasıl bekliyorsun bilmiyorum ama buradayım. Ve seni oradan çıkarmak için her şeyi yapacağım Yaz'ım. Korkma ve kalbine sahip çık. Marşının ilk sözü korkma olan bir milletin onurlu insanı olduğunu unutma. Şimdi bu arabadan inip yanına geleceğim Yaz'ım. Seni haksız yere içinde olduğun bir cehennemden kurtaracağım.
🫀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbi Hasta Kız/Yarı Texting
Teen Fiction0507*: Merhaba. Görüldü. Yazıyor... 0507*: Lütfen bir şey yazma. Görüldü. Çevrimiçi. 0507*: Bana inanmazsın belki ama... Ben sadece ölmek üzere olan bir kızım. Görüldü. --- Kalp hastası olan Yaz Aksan ve rastgele bir numara sallayarak ulaştığı Yamaç...