15

111 10 0
                                    

Yaz Aksan

Odamdaydım. Tabii ki hastane odamda. Burayı artık sahiplenmiştim resmen. Yatakta oturuyordum.

Birden Güneş ve Gün odaya girdi. Ellerinde kutular vardı. Anlamsızca onlara baktım. "Ne oluyor?"

Güneş kutuları masaya bıraktı ve bana döndü. Gülümsedi. "Burayı mükemmel bir oda yapmaya karar verdik! Çisel en sevdiğin şeyleri söyledi."

Gün ise ufak bir kıkırdama ile bana baktı. "Yani hayalindeki odada en sevdiğin şeyler!"

Başımı iki yana salladım. "İstemiyorum."

Gülümsemeleri soldu. İkisi de yanıma ilerledi. "Ama neden!?"

Omuz silktim. "Ben seviyorum burayı böyle."

Eh, aslında sadece onlardan gelen bir şey istemiyordum.

İkisinin de omuzları çöktü. Çok üzgün görünüyorlardı. Güneş üzgün bir şekilde bana baktı."Yaz... Bize hâlâ kızgın mısın?"

Bir nefes aldım. "Hayır... Sadece istemiyorum." İkisine baktım. "Yamaç'tan haber var mı?" dediğim de ikisi de aynı anda başlarını iki yana salladı.

"Hayır... Durumu aynı sadece." Gün'ün dedikleri ile anladığımı belirtircesine başımı salladım. Sonra birden ikisi de ellerimi tuttu. Zaten biri yatağın bir yanında, diğeri diğer yanındaydı.

"Odayı yapalım! Lütfen lütfen lütfen!"

Birden zıplayarak yalvarmaları ile şaşkınca baktım. Yalansız, cidden bunu beklemiyordum.

"Tamam!"

Ellerimi geri çektim ve onlardan kurtuldum. Gün "Ama Yaz! Ne olacak sanki yap-" duraksadı. Şaşkınca bana baktı.

"Ne dedin!?"

Kollarımı göğsümde birleştirdim. " 'Tamam' dedim."

İkisi de hevesle güldü ve zıpladı. Birden bana sarıldılar. Aşırı ani hareket ediyorlardı ve ben her defasında dönüp kalıyordum.

Bir an sonra kollarımı göğsümden açtım. İkisine de hafifçe sarıldım. Sırtlarına hafifçe vurdum. Bu daha sıkı sarılmalarına neden oldu.

Bir an sonra "Of, tamam! Tüm gün sarılamazsınız bana!" dedim ve geri çekildim. İkisi de aynı anda "Doğru!" dedi ve güldü. Birbirlerine baktılar.

Sonra bir anda kutulara koştular ve içindekileri çıkarmaya başladılar.

Öz kardeşlerim... Şimdi kardeşlik yapma istekleri tutmuştu.

---

Çilay odaya girdi. Bu sırada Gün ve Güneş neredeyse odayı tamamlamışlardı. Çilay ise oldukça heyecanlıydı.

"Yaz, sana bir oda arkadaşı geliyor!"

Büyük bir mutlulukla dediği şey ile ona anlamsızca baktım. "Nasıl?" sonuçta bu hastane özel bir hastaneydi. Odalar bir kişiye göre ayarlanırdı.

Gerçi masraflarımı doktorum karşılıyordu. Birini daha getirmeleri beni rahatsız etmezdi ama gelen kişi rahatsız olabilirdi.

Çilay ise bu durumdan çok mutluydu. Sanki anlamamı bekliyormuş gibi bakıyordu. Ve bu aklıma sadece Yamaç'ı getiriyordu.

"Yoksa?.."

Gün, Güneş ve ben aynı anda sorarcasına baktık. Çilay ise ikiliye bir an duygusuz gözlerle baktı ve bana dönünce tekrar gülümsedi.

"Evet."

Ve işte oldu. Kalbim hızla atmaya başladı. Gülümsedim, gözlerim doldu. Kahkaha attım. "Uyandı mı!?" diye bağırdım. Ve Çilay tekrar başını salladı.

Makineden gelen ses öyle hızlıydı ki içeri bir hemşire girdi. Çilay onu gördüğünde farkına varmış olacakki onunla beraber yanıma yaklaştı. İkisi de sakinleşmem için nefes egzersizi yapmamı isterken sadece istediklerini yaptım.

Ama öyle mutluydum ki. Gülmeden edemiyordum. Sonuçta benim sevdiğim uyanmıştı.

Basketcim, askerim, canım, kanım... Hasta kalbimi ayakta tutanım. Sonunda uyanmıştı.

Benden mutlusu olamazdı.

Yamaç, kalbi hasta kızına geri dönmüştü.

---

Yamaç'ım. Sevgilim... Hasta kalbimi ayakta tutanım. Sonunda uyandın. Sonunda benimlesin. Ve ben biliyorum. Sen bir daha benden gitmeye yaklaşmazsın.

Bu, defterine son yazışım. Baksana, ne kadar eminim bir daha yazmayacağımdan. Ama yine de diyeyim ben. Umarım... Umarım bir daha yazmak zorunda kalmam.

Neyse... Seni bekliyorum sevdiğim. Yeni oda arkadaşım olmanı bekliyorum. Yanımda olmanı bekliyorum. Ve öz kardeşlerimin düzenlediği odaya vereceğin tepkiyi bekliyorum.

Seni gülerken görebilmeyi bekliyorum Yamaç'ım. Sana gülmek yakışıyor. Ve ben o güzel gülümsemeni bekliyorum.

🫀

Kalbi Hasta Kız/Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin