-6-Beklenmeyen Misafir

421 32 2
                                    

Multimedia-Poyraz

İntikam almak için mi gelmişti yoksa korkutmak için mi? Belki de öldürürdü. Kimsenin geçmediği bu sokakta belki de yalnız ölürdüm. Ölmekten korkmam ama tek başıma ölmek bambaşka bir şey. Sevdiklerimi son kez görememek daha da başka bir şey.

 Ben olduğum yerde kalmışken bana doğru yaklaşmaya başlamıştı. Korkuyordum fakat geri adım atamazdım, kaçmaya çalışırsam eğer yapabileceklerini düşünmek bile istemiyorum. Yakalayacağından emindim. Herkese zarar verdiği gibi bana da rahatlıkla verirdi.

 Elindeki sigarasını yere atıp tam karşımda durdu. Gülerek bana bakıyordu ama bu gülümseme tamamen ruhsuz ve duygusuzdu. Bir şey demesini bekliyordum, bir şey yapmaması için de dua ediyordum. Çünkü bu sokakta başıma bir şey gelse dönüp bakacak kimse yoktu. Kedilere yem olacaktım.

Bir psikopattan bahsediyorum. Raporu olduğu için hapiste çürüyemeyecek bir psikopat. Poyraz.

Poyraz ile hikayemiz iki sene önce başlamıştı. Hikaye deyince masum bir şeymiş gibi geliyor fakat tam bir felaketin içine düşmüştüm.

Saçları siyah fakat teni beyazdı masmavi gözleri vardı çok yakışıklı biriydi aslında. Hareketleri tam anlamıyla Bad Boydu fakat olmaya çalışanlardan değil. Tamamiyle doğuştan, sanki kötü biri olmak için doğmuştu. Hayattan bütün gayesi buydu. İki sene önce vücudunda dövmeleri vardı şuan var mı bilmiyorum. Annesi şehrin ünlü avukatlarındandı babası ise doktor. Baya zenginlerdi. Poyraz tek çocukları olduğu için üstüne fazlasıyla düşüyorlardı.  

Poyraz benden bir yaş büyüktü ama bir sene sınıfta kaldığı için o da şuan lise sondu. Psikolojik tedavi gördüğü için evin bahçesinden dışarı çıkamazdı. Eğitimi de evde aldığını duymuştum. Bir çok kez penceresinden benim odama bakarken yakalamıştım onu, pencereden pencereye sohbet etmişliğimiz de vardı fakat bana aşık olduğunu bilmiyordum , bu derece hasta olduğunu da bilmiyordum. Hem kim en fazla iki kere sohbet ettiği birine aşık olurdu ki. Deli divane biçimde hem de. Evet bahsettiğim normal bir insan değil farkındayım.

Poyraz bana aşıktı fakat onu kabul edemezdim. Evden çıkıp, insanlara bile yaklaşması yasaktı. Tehlikeliydi. Hem ben onu her zaman arkadaş olarak görmüştüm ötesi olamazdı.

-2 sene önce-

Çağay akşam evine gidecekken kapıda görmüştüm Poyraz'ı. Çağayı ölümcül bakışlarıyla izliyordu sanki 150857 km koşmuşta nefes nefese kalmış gibi hızlı hızlı soluyordu. Dikkatimi Çağaya verdim arabasına girdiğini görünce bende içeriye girdim ama camdan bakmaya devam ettim.Her şey o an oldu zaten Poyraz Çağayın arabasının önüne atlayıp onu arabadan indirdi. Sanırım ayık değildi çünkü düzgün yürüyemiyordu. Bir şeyler söyledi fakat camdan duyamıyordum. Bu yüzden kapıyı açıp arkasında saklanarak dinlemeye başladım.

''Arya ile aranızda ne var lan'' diye bağırdı.

Çağay'da sinirlendiği için;

'' Sanane lan Arya benim her şeyim sevgilimde olur kardeşimde sana hesap mı vericez'' diyince Poyraz dayanamayıp belinden silahı çıkardı.

Çağaya doğrultunca hemen koşarak Çağay'ın yanına gittim.

''Poyraz ne yapıyorsun manyak mısın?''

''Manyağım yeni mi anladın?''

''Bak sakın kötü bir şey yapma, başına bela açarsın''

''Benim başım seninle en büyük belaya girdi zaten''

''Benimle belaya girdiyse Çağay'ı neden karıştırıyorsun?''

''Benim olana kimse yaklaşamaz. Kimse her şeyim diyemez.''

''Ben senin değilim, bak lütfen silahı indir.'' diye yalvardığımda beni dinlememişti. Birinin bizi görüp kurtarması lazımdı ama sokakta kimse yoktu. Her zaman dolu olan sokak şimdi bomboştu.  Çağay;

''Yeter be'' deyip Poyrazın üstüne atlayınca ne yapacağımı bilemedim. İkisi de boğuştuktan sonra sadece iki saniye önce bitmesi için dua ederken bu şekilde bitmesini düşünmüyordum. O an bizi durduran bir şey oldu...

 ''Bam'' 

Sesin çıkmasıyla yerimde dondum. Resmen dünya durdu. Çağay'a bir şey olması düşüncesi nefes almamı engelliyordu. Yere baktığımda kırmızı sıvı görmem de aynı görevi görüyordu. Koktuğum için fısıltı gibi çıkan sesimle;

''Çağay'' dedim. Ama ben bile zor duymuştum sesimi. Tekrar konuştum, daha yüksek sesle;

''Çağay iyi misin?'' ağlıyordum. Çağay hırıltılı sesiyle;

''Arya iyiyim, sadece kolumu sıyırdı. Bir şeyim yok korkma.''  Poyraza baktığımda hala orada duruyordu. Dönüp ona defolup gitmesini yoksa polisi çağıracağımı söyledim bağırdım daha doğrusu.

''Ben böyle olsun istememiştim Arya cidden sadece sinirlerime hakim olamadım, ama vurmak istemedim onu lütfen be.. ben özür dilerim.''

''Git burdan'' diye bağırdıktan sonra uzaklaştı.

Çağay'ın sağlam olan kolundan tutup kaldırdım.  Direk bizim eve yürümeye başladık. Annem evde yoktu direk ilk yardım dolabından eşyaları alıp annemden öğrendiklerimle pansuman yapmaya başladım. Çağay hastaneye gitmeyi reddetti zaten araba sürecek durumda da değildi. Bende ısrar etmedim. Annem gelmeden halletmiştik, abimi arayıp Çağayı götürmesi için eve çağırdım. Tabikide abime anlatmayacaktım eni sonu öğrenecekti ama en azından bugün değil. Abime bileğinin incindiğini felan söyleyecektik zaten pansumandan belli olmuyordu. Gömleği kan olduğu için ona Abimin gömleğinden verip kendi gömleğini dışarıdaki çöpe atmıştık. 

Abim gelince Çağayı evine bıraktık diğer gün her şeyi daha iyi bir kafayla konuşacaktık. Bugün Çağaya birşey olabilirdi, hatta sonsuza kadar kaybedebilirdim. Bir kez daha değerini anladım, o benim öz abimden farksızdı hatta bazen daha fazlasıydı..

O günden sonra Poyrazı hiç görmemiştim. Annemden öğrendiğim kadarıyla yurt dışına taşınmışlar. Bu haberi duyunca çok mutlu olmuştum. Daha fazla hayatımıza zarar vermeden defolup gitmişti.


Taa ki bugüne kadar..


Gözüme Kedi KaçtıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin