9. BÖLÜM - DOĞRULUK MU CESARET Mİ

23 1 0
                                    

🎵: Jenna Raine - It Is What It Is

Herkes susup birbirine bakmaktan başka hiçbir şey yapmıyordu. Ne bir konu açan ne de konuşan kimse yoktu. Birkaç dakikalık gerici sessizliğin ardından Ela konu açma çalışmalarına girdi.

"Ee nasılsınız? Hayat nasıl gidiyor?"

Mükemmel bir konu açma girişimi.

Herkes iyi derken Umut başını olumlu anlamda sallamakla yetindi. Bu çocuğun fazla tepkisizliği ve gereksiz resmiyeti beni gıcık ediyordu.

Gerçi Deniz ve grubunda beni gıcık etmeyen hiçbir şey yoktu.

Kısa bir süre daha sessizlik olunca bu sefer konu açma girişimi Can'dan geldi.

"Daha daha nasılsınız?"

Daha da mükemmel bir konu açma girişimi.

Herkes iyi olduğunu söylerken Umut yine olumlu anlamda başını salladı.

Konuşsa ölecek sanki.

"Umut konuşsan ölecek misin?" Aklımdan geçen şeyi söyleyen kişi Ela'ydı.

Umut bu soruya da başını olumlu anlamda sallayarak cevap verdi.

Yağmur, salak diyerek kısık sesle mırıldandı. Daha doğrusu kısık sandığı sesiyle mırıldandı. Çünkü söylediği şeyi herkes duymuştu.

"Kendi zeka seviyene bakmadan bana salak demen fazla mantık dışı. Bir ortama girdiğin an ortamın IQ seviyesini düşürürken benim zekama laf etmen çok komik."

İki yıldır Umut'u tanıyorum ve yemin ederim ilk defa bu kadar uzun konuştuğunu gördüm. Çocuk hayatında ilk defa bu kadar uzun cümle kurdu o da Yağmur'a laf atmak içindi.

Arkadaşıma laf gelince ben de durur muyum şak diye yapıştırdım cevabı.

"Sizin sorununuz tam olarak bu işte. Asla kendinize laf attırmayıp, kendinizde hiçbir kusur bulmuyorsunuz. Deniz de sen de öylesiniz. İnsanlara laf atarken asıl sorunun onlarda değil sizde olduğunu kabul etmiyorsunuz. Halbuki eleştirdiğiniz her şey aslında sizin sahip olduğunuz şeyler."

Sözümü söyledikten sonra gülümseyerek arkama yaslandım. Şu anda çok mutlu ve rahatlamış hissediyordum.

"Bunu söyleyen kişi sen misin gerçekten?" diye sordu yanımda oturan Deniz gülerek.

Ona doğru eğilip "Sen hiç konuşma!" diye bağırdım. O şu an şükretsin ki Paramı ver! diye onun boğazına yapışmıyordum. Her an yapabilirdim çünkü.

Bu bağırışımı kimse umursamadı çünkü herkes alışmıştı Deniz'le bu hallerimize.

Birkaç dakika sessizlikten sonra garson menüyü getirdi. Herkes sessizce menüyü inceleyip ne içeceğine karar verdi ve menüyü masaya bıraktı. Bense 100 liraya ne bulurum diye deli gibi sayfaları karıştırmaya devam ettim. Şansıma en ucuz içecek bile 100 liranın üstündeydi. Ve şu an canım feci halde kahve çekiyordu. Kahve bağımlısı bir insan olduğum için gün içinde en az bir bardak kahve içmeden duramıyordum. Menüdeki kahveleri gördükçe de içten içe ayılıp bayılıyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 02 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÖZEL DERSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin