BARIN’IN AĞZINDAN
Kuzgun. Ölüm’ün bana yıllar önce verdiği isim. Eğitimlerde asla ismimizle seslenmezdi. Kendi verdiği isimleri kullanırdı. Nedenini sorduğumuzda ileride anlarsınız demişti. Şimdi anlıyordum. Barın; temizdi, kendi halinde yaşayan biriydi, Gizem’in en yakın arkadaşıydı. Kuzgun ise kötü olan adam, Giz’in sağ kolu.
Gizem en son bana komaya girmeden önce ‘Kuzgun’ demişti. Onu derken gözlerinde öfke ve hayal kırıklığı vardı. Çünkü Ölüm’ün verdiği görevi yapamamıştı. Oysa ben onunla aramızdaki bağı yok sayıp vurmuştum. Ben o gün Kuzgun’dum.
Hâlâ Kuzgun adını kullanıyorum. Motorlara aşık biriyim. Bu yüzden illegal yarışlara katılıyorum ve orada herkes beni Kuzgun olarak tanıyor. Motorlarım aklıma gelince bir gülüş belirdi ama Gizem’in söyledikleri o gülüşü yerle yeksan etti. Haklı ve bu canımı çok yakıyor. Uzun zamandır hiçbir işimize karışmayan Ölüm bugün benim yüzünden Gizem’in yaptığı işleri sorgulamıştı.
Bana verdiği görev basitti. Hatta iki saat içinde her şey elimdeydi ama belki vaz geçer diye söyleyemedim. Safir’in malları umurumda bile değildi ama Aras’ın patlattığımız yerlerinde Gizem ile olan anıları vardı. Kıyamaz sandım ve yanıldım. Bir kez daha anladım ki Giz karşısında olan herkesi, her şeyi acımadan yok eder. Giz anılarına kıyardı ve sonra pişman olurdu. Elinden bir şey gelmediği için kendini suçlardı. Bunları bildiğim için anısı olan her şeyi ayrı bir eve taşıttırdım.
YAZAR’IN AĞZINDAN
Kadın ne kadar sakin kalmaya çalışsa da oldukça sinirliydi. Gözleri önünde altı adamı öldürülmüştü. Bütün sinirini Barın’dan çıkartacağına emindi.
Hemen onun olduğu yere geldi ve suratına yumruk attı. Barın’ın başı yana düştü. “LAN NASIL BULAMADIN! DEDEM BİLE ARADI BENİ! NE İÇİN?! KUZGUN BEY BENİM ONA VERDİĞİM GÖREVİ YAPAMADIĞI İÇİN! YA SEN KİMSİN?! ULAN SANA BASİT BİR ŞEY SÖYLEDİM! BUL DEDİM AMA SEN ONU BİLE YAPAMADIN! ALDIĞIN EĞİTİM BU MU LAN?! ÖLÜM EĞİTTİ BİZİ! BÖYLE ŞEYLER BİZİM İÇİN ÇOCUK OYUNCAĞI AMA SEN ONU BİLE YAPAMADIN!” Öfkesine hâkim olmakta zorlanıyordu. Boynundaki damarlar şişmiş, gözleri yeşilin en koyu tonuna bürünmüştü.
Barın bu sözlerin hiçbirini umursamadı. Tanıyordu karşısındaki kadını, biliyordu sakinleştikten sonra pişman olacağını ama ona Kuzgun demesi çok koyuyordu. “Haklısın Gizem ama sakinleş. Bu öfkeyle yanlış şeyler söyleyip pişman olacaksın.” Kadın gülmeye başladı.
Bir anda masanın üstündeki bardağı alıp Barın’ın kafasına attı. Barın refleksleri sayesinde o bardaktan kurtulmuştu ama kadın durmuyordu. Eline geleni fırlatıp “NE SAKİNİ LAN! NE SAKİNİ! SİKERİM SAKİNLİĞİNİ! PİŞMAN OLACAKMIŞIM! ULAN SENİ PİŞMAN ETMEYE GELDİM ZATEN BEN BURAYA! DOĞDUĞUNA PİŞMAN EDECEGİM LAN SENİ!” diye kükrüyordu. Kadının vücudu titriyordu, elleri terliyordu, nefes alış-verişi düzensizleşmişti. Kadın sinir krizi geçiriyordu. Barın hemen yanında taşıdığı sakinleştiriciyi kadının koluna enjekte etti. Bayılmadan önce onu kucağına alıp yatağa yatırdı.
Bu krizler abisi gittiğinde başlamıştı ve sekiz yıldır devam ediyordu. Barın bir kez daha lanet etti, Aras Kandemir’e. Bir kez daha parçalandı yüreği. Gizem’i bu halde görmekten nefret ediyordu. Oysa Gizem eskiden neşeli bir kızdı. Onun toz pembe hayatını zifire bulayanlardan bir kez daha nefret etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM ATEŞİ
Fiksi RemajaHayattaki tek varlığını ailesini kaybeden bir kız düşünün. Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan bir kız. İntikam arzulayan bir kız. Bir adam düşünün her şeyini kaybetmiş. Yıllar önce ailesi öldürülmüş bir adam. İntikamı için yaşayan bir adam. İntikamını a...