Seni

18 11 12
                                    

Gözlerimi açmaya çalışdım. Yatağın üzerinde dizlerimi karnıma çektim. Bir dakika ne? Yatakmı? Ben kapının önünde uyumuştum. Yerimden doğrulup, etrafa baktım. Yatağın yanındaki küçük dolabın üstünde hazırlanmış kahvaltıyı görmemle anlamıştım. Odaya girmişti. Yüzümü ovuşturarak ayağa kalktım. Bugün burdan kaçıcaktım. Yavaş adımlarla pencereye yaklaştım. Oha! üçüncü kattan nasıl aşağı atlaya bilirim? Ya ölürüm yada sakat kalırım. Bu plan iptal. Lavaboya gideceğimi söyleyip kaçsam? Bu defa yemezlerdi bu yalanı. Denemekten zarar gelmezdi.

Hızla kapıyı yumruklamaya başladım. “Açın şu kapıyı!”

“Çişim geldi!”

“Allahın sevgili kulları duymuyomusunuz ya!” Tam ümidimi kesiceğim an kapı açılmıştı. Gelmişti. Yeni uyandığı alnına yapışmış saçlarından ve uykulu gözlerinden belli oluyordu. Giydiği gri eşofman ve beyaz tişörtle yeni uyandığından artık emindim.

“Sabahın köründe ne istiyorsun kızım.” diye fısıldamasıyla gözlerimi devirdim.

“Çişim geldi...” daha sözlerimi bitirmeden sıkıntılı şekilde oflamaya başlamıştı.

“Benimle gel.” arkasından yavaş adımlarla ilerlemeye başladım. Olduğu yerde durmasıyla başım sırtına değdi. “Yavaş olsana,” elimle alnımı ovuşturarak mırıldandım.

“Kaçmaya çalışma, bu defa gebertirim.” Omuzunun üstünden bakmasıyla tüylerim diken-diken olmuştu. Birden gelen cesaretle hızla koşmaya başladım. Aynı şekilde oda arkamdan koşmaya başladı. Merdivenler yavaşlatsada durmadım. Hayatımda bu kadar hızlı koşmamıştım. Salonda olan büyük cam bahçeyi gösteriyordu. Kapısı olmadığı için öylece önünde durdum. “Sen ne akıllanmaz gerizekalısın kızım!” Gülerek yerinde durdu. “Sana kaçarsan,” dedi ve saçını eliyle geriye savurdu. “Gebertirim demiştim.”

Salonda olan küçük masaya yaklaştım üstündeki vazoyu elime alıp, cama fırlattım. Paramparça olmasıyla hızla kendimi bahçeye attım. Koşmaya başladım. Hızlı hareket ettiğim için boynum ve kollarım çizilmişti. Hayır ağlamicaktım. Ağlarsam yenilirim. Korumalarda beni gördüğü an koşmaya başladı. Omzumun üstünden arkaya baktım. Anıl hariç 5-6 koruma arkamdaydı. Bu defa beni yaşatmazdı. Ayağımın taşa çarpmasıyla yere yığıldım. Dizlerim, dirseklerim kan içindeydi. Korumalardan birinin kolumu hızla çekmesiyle canım yanmıştı. Acıyla gözlerim doldu. Korumaların arasından gözlerimiz buluştu. Yüzümü yana çevirip, göz yaşımın akmasını bekledim. Korumanın kolumda olan elini sertçe kolumdan çekti. “Size canını yakmayın demiştim Asaf!”

“Sanane?” dedim sakin ve sessizce. Gözlerimden yaşlar benden bağımsız akmaya başladı. Küçük çocuk gibi karşısında ağlamam daha da canımı yakıyordu. “Ne istiyorsun benden?”

“Azra sus.”

“Ne istiyorsun söyle! Ailemi zaten almadın mı benden Anıl? Ne diye daha fazla canımı yakıyorsun?” Susmuştu. Sadece beni izliyordu.

“Bak bana. O gördüğün kızdan eser kaldımı? Öldüm ben Anıl. Sen babamı annemi benden alınca ben öldüm! Annem nerde bilmiyorum biliyomusun? Senin yüzünden... Haberlerden öğrendim annemin öldüğünü. Sen bana ikide bir seni öldürücem diyorsun ya... Öldürdün zaten beni. Ben bi ihtimal yalan haber olur diye annem için ağlamıyorum Anıl. Öldürmek istiyorsun ya,” dediğim an dudaklarımın kenarı kıvrıldı. “Öldür ki, ben seni öldürmek zorunda kalmıyım.”

“Azra sus artık.” dedi soğuk sesiyle. Sonra devam etti. “Dışarı çıkınca öldürmiceklermi seni sanıyorsun? Lan seni kurtarıyorum haberin yok. Miras peşinde olanlar, babanın düşmanları ve Çınar öldürmezmi seni sanıyorsun lan?” Kaşlarımı çattım. Komik geliyor artık söyledikleri. Elimi alnıma koyup, ileri-geri yürümeye başladım. “Sen var ya,” dedim hissizce. “Hastasın.”

“Benimle doğru konuşmayı öğren. Ayrıca kalan ailenden birine zarar gelsin istemiyorsundur?” Gözlerim büyüdü. “Lan ailemi bıraktın?” Ellerini eşofmanının cebine koyup, gülmeye başladı. “Eray? Ece? sonra sonra Ege?” Hayır hayır. Bu kadar vicdansız olamazdı değil mi? Sözlerine devam etti. “Ayrıca annenin hala yaşayıp, yaşamadığını bilmiyoruz dimi?” Gözlerimden yaşlar aktıkça bu adama nefretim dahada büyüdü. İşaret parmağımı göğsüne koydum. “Seni öldürmek bana borç olsun. Kendini kurtar Anıl Efe Atay. Ölümün benim elimden olucak.” Kahkaha atmasıyla bende ona eşlik ettim. “Zevkle bekliyorum güzelim.” Tiksinircesine baktım gözlerine. Yüzümü buruşturarak “Pislik herif.” demiştim. Tam gideceğim sırada kolumdan tutup, bir kaç adım yaklaştı. “Ne istediğimi sormadın ama Azra Doğa Akın?” Göz devirmemle yüzündeki gülüş daha da büyüdü.

“Ne istiyorsun?”

“Çok kolay bişey.”

“Geveleme söyle!”

“Seni.” Demesiyle gözlerim sonuna kadar büyüdü. “Birazdan avukat gelicek müstakbel karıcım.” Başımı hayır anlamında iki yana salladım. “Kabul edeceğimi nerden biliyorsun lan?” dedim sinirle.

“Başka seçeneğin yok.”

ANILIMDA ANILİMMM🦋🦋🦋
BÖLÜM NASILDI?? BUGÜN 2 BÖLÜM ARD ARDA YOLLADIM İSTEKLERİNİZ ÜZREEE..... oy ve yorum bırakmayı unutmayiniiizzzz. 💪💪💪

CİNAYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin