Acıyor

29 13 7
                                    

Hayatımı değiştiren o isim... Karşılaşmamız tesadüfmüydü ki? Ben herşeyimi kaybetmişdim. Yarını bilmeden yaşıyoruz. Acı dünden mi kalır, yarından mı gelir? Herkese birşey söyleye bilirken, neden bu adamın karşısında susuyordum... Yada rüyadamıydım? Annemin öperek, babamın sarılarak uyandıracağı bir rüyamı? Ağlasam babam geri gelirmi? Ya da annem baş ucumda oturup saçlarımla oynarmı? Neden birden hayatım böyle değişmişti... Daha ben annemin babamın kokusuna doyamadan, toprağa neden vermeliydim? Babamın katili karşımdaydı. Gözlerinin ardında ilk gün olduğu gibi hiç bişey yoktu.

Pişmanlık?
Asla.
Korku?
Hiç.
Mutlumuydu?
Sanmıyorum.

Arkamdan gelen korumalardan biri sağ kolumdan, diğeri sol kolumdan tuttu. Bağırsam kimse gelmezdi. Kimse görmezdi beni. Kollarımı arkamda birleştirdikleri an canım yansa bile sesim çıkmadı. Aramızdaki suskunluğu gülmem kesmişti. Boş sokakda sadece benim kahkaha sesim yankılanıyordu.

"Seni," dememle gözleri dikkatle bana bakmaya başladı. "Öldürücem." Korumaların sürüklemesiyle canım daha fazla yanmasın diye yürümeye başladım. Gülmem hala durmamıştı. Korumalardan biri kolumdan çekerek durdurdu.

Az önce kaçtığım eve yeniden dönmüştüm. Arkamda duran dörd korumayla derin nefes aldım. "Bu kadar mı korkuyorsunuz benden lan?" Adamlar bıkmış gibi bakmaya başladı. "Korktuğumuz falan yok," dedi yüzünü ovuştururken. "Bizlik olsa gebertiriz. Sadece saçının teline bile zarar gelmemesi lazım." Olduğum yerde durdum. "Neden?"

"Anıl abinin emri bu prenses. Keyfimizden sana katlanmıyoruz, sana kim katlanır ki zaten." Aptal herif. Kendi katilini sağ bırakıyor, haberi yok. Gerçi haberi vardı dimi.

Sadece yatak ve dolaptan oluşan beyaz odaya getirmişlerdi. Gözlerim odada gezindi. Tutsak olduğum eve bak amk. Kapıyı kilitlemeleriyle yatağa bıraktım kendimi. Gözlerim odada gezinirken, gördüğüm yüzle başımı kaldırdım. Baba? Doktorla Çınarın konuştukları geldi aklıma. Hayır gerçek değil. Beynimin oynadığı oyun bu. Gözlerimi kapattım. Git baba. Sana alışamam. Git. Gözlerimi açtım hala oradaydı. Belkide onunla konuşa bilirdim.

"Babam..."

"Nasıl kıydı sana?"

"Nasıl öldürdü seni?"

"Konuş benimle baba!"

Üstüme geliyordu. "Baba dur." dedim hissizce. Boğazıma yapışmasıyla irkildim. "Baba yapma..."

"Baba," gerçekti elleri boğazımdaydı.
"Bırak Baba!" gözlerimi kapattım. Acı gittiği an gözlerimi hızla açtım. Gitmişti. Yataktan kalkıp yere yığıldım. Anlamıyordum. Neden ben? Ayağa kalkıp kapıya vurmaya başladım. "Senden nefret ediyorum Anıl Efe!"

"Seni pişman edicem!"

"Neden bu kızı sağ bıraktım diye pişman olucaksın!"

"Allah belanı versin senin!"

"Ailemi öldürdün pislik herif."

"Aç şu kapıyı!" Her bağırdığımda gözlerimden yaşlar benden bağımsız akıyordu. Kendimi durduramıyordum. Kapıya tam vuracağım sırada açılmasıyla elim havada kalmıştı. Karşımdaydı. Elimi havada yakalayıp gözlerime baktı.

"Sen ağlayınca baban geri gelicekmi?" duyduklarımla elimi hızla elinden çıkardım. "Sen nasıl bir vicdansızsın?" Dudaklarının kenarı titredi ama gülmemişti. "Babandan daha beterim. Annemi öldürdü o baban. Bende intikamımı aldım." Gözlerimden yaşlar hala akıyordu. Yüzünü yana çevirip, küfür savurdu.
"Ağlamayı kes artık," dedi saçlarını elleriyle geri çekerek. "Bana kendimi düşman ediyorsun." Duyduğum şeylerle gülmeye başladım. "Babam anneni öldürdü, sende babamı. Sonra geçmiş karşıma öyle ağlama nefret ediyorum kendime diyorsun. Ne yapmaya çalışıyorsun Anıl?"

Söylediklerimle kaşlarını çattı. Gözleri boynumda dolanıyordu. "Boynuna noldu senin?" Az önce olanlar aklıma geldi. Babam gerçekmiydi? Anlatsam inanırmıydı? Ya babam ölmediyse? Boynumda izmi kalmıştı? Sadece yutkundum. Sonra gözlerim yüzünde gezindi. Ilk kirpiklerinde, elmacık kemiklerinde, dudaklarında, ardından yutkunduğu için adémelmasında gezindi gözlerim. Elini boynumda gezdirdi. "Yeni olduğu belli, kendi canına mı kıymaya çalışdın?" Başımı hayır anlamında salladım. Kaşları çatıldı. "Az önce yoktu ama," sonra bişey anlamış gibi durdu. "Korumalardan biri yapmadı dimi?" Kokusu insanı sarhoş ediyordu. Bambaşka kokusu vardı. Yoğun bitter ve sigara kokuyordu. Ilk defa sigarayla bu uyumu beğenmiştim. Aklım başıma geldiği gibi boynumdan elini sertçe çekdim. Göğsünden iterek bağırmaya başladım. "Siktir git!"

"Bağırma bana!"

"Ne yaparsın benide mi gebertirsin lan?"

"Elim titremez biliyormusun?" Tüylerim diken-diken olmuştu. Ağlamamı artık durduramıyordum. Annemide almıştı benden.

"Ya sen beni öldür, yada ben seni öldürücem." sessizce mırıldandım. Ama duymuştu. Arkasını döndü gideceği sırada durdu. Yüzünü bana çevirdi.

"Hatırlıyormusun." dedim gülerek. "Görüşelim demiştin. Görüştük ama sen bir katilsin... Babamın annemin ve benim katilimsin." işaret parmağımla kendimi gösterdim. Gözleri parmağımda oyalandı.

"Hatırlatırım ben babanı öldürdüm anneni değil." sesi soğuktu. Çok soğuk.

"Annem babam öldükten sonra intahar etdi. Hepsi senin suçun," dedim aynı soğuklukla. "Kendi ailen yıkık diye benim ailemide yıktın." Sanki son duyduğu şey canını yakmıştı. Ailesinden sevgi görmeyen herkes diğer insanları kıskanır. Ailesinin verdiği değeri, sevgiyi. Oda en çok bu yüzden babamı öldürmüştü. O gün babamla sarıldığımda, annemin gözlerinin beni gördüğünde parıldağında, kıskançlık vardı gözlerinin ardında. Gözlerinin ardında olan duyguyu bulmuştum. Kıskançlık...

"Kes sesini babanın yanına yollamıyım senide." Elimin tersiyle gözyaşımı sildim. Yüzüme bile bakmadan arkasını dönüp, kapıyı hızla kapattı. Kapıya doğru yöneldim. Sırtımı yasladım ve şiddetli şekilde ağlayarak yere çöktüm.

"Ağlama."

"Acıyor."

"Acıyı unut."

"Canım yanıyor."

"Yakanı unutma."

Yemin ederim...

Çok yoruldum.

CİNAYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin