MÜPHEM BİR SEVDA

2| SENİ GÜLDÜRDÜM.

SELAAAMMMM BEN YİNE GELDİMKO.

+sen yine mi geldin?
-geldim kör misin?

Neyse bu saçma diyalog nerden geldi aklıma bilmiyorum.

Sizi seviyorum Dilara ve Semih. 💖💖

İkisini de aynı anda seviyorummm.

Lesgo bitches.

•••

Gürcistan maçını almamızın sevincini hem taraftarlar hem de takım kutluyordu. Soyunma odasından gelen sesler neredeyse stadı bile aşacak, Almanya'nın sokaklarına ulaşacaktı.

Galibiyet için herkes mutluydu ve eğleniyordu.

Soyunma odasına dalıp kutlamaya katılmayı istemeyen yoktu sanırım. Ben de isterdim çünkü.

Ama nasip işemeyeymiş.

Soyunma odasındaki kutlamaları bitirip giyinmeye ve hazırlanmaya başlayan futbolcular arasında abimi bekliyordum.

Abimin gür sesi de odadan yankılanarak dışarı çıkıyordu. Hazırlanıp çıkan oyuncular arasında Ferdi'yi gördüm. Ferdi çıktığı gibi onu bekleyen Sera'ya sarıldı. Dudaklarının birbirine birkaç saniyeliğine değdiğini gördüğümde utanarak başımı çevirdim.

Sonunda abim de çıktığında kulak zarlarımın patlamaması adına kulaklarımı parmaklarımla tıkadım. Onun ise zerre umrunda değil gibiydi. Bağırarak ve "Lay lay lay lay lay lay lay, OOOO TÜRKİYEEE!" sesleriyle koridoru çınlatarak yanıma geliyordu.

"Şimdi napıyoruz abi?" dedim sesimi ona duyurmak için bağırarak.

"Bir de büyük salonda kutlama yapacağız. Sonra otele döneceğiz." Başımı salladım ve onunla beraber büyük salona geçtim.

Koskoca salonu bile doldurup taşırmışlardı. Ağır bir içki ve parfüm kokusu etrafı kaplamıştı. İğne atsan düşmeyecek bir ortamdı. İnsanlara çarparak içeri doğru ilerlediğimizde o an kimsenin, kimsenin umrunda olmadığını fark ettim. Herkes delice zıplayarak bağırıyordu.

Yüzümü buruşturdum. Yüksek ses müzik beni resmen dumur etmişti.

Kulaklarımı tıkayarak olduğum yerde bekliyordum. Abim ise eğlenen arkadaşlarının arasındaydı.

Tabi gülmeden de duramıyordum çünkü inanılmaz komik bir ortamdı. Kaan Ayhan dizlerini yere vurup göğsünü sallayarak roman havası ve zeybek karışık bir dans sergiliyordu.

Kerem abiyi ise kına gecesindeki gelin gibi tahta bir sandalyeye oturtup etrafında dönmeye başlamışlardı. Barış, Kerem abinin ağzına elindeki bardaktan içki dökmeye çalışırken Kerem abi 'nereye düştüm ben' dercesine bakışlarla kaçmaya çalışıyordu. Ayağa kalkmaya çalışan Kerem abiyi sürekli abim omzundan tutarak geri yerine oturtuyordu. En sonunda gerginlikten kıpkırmızı kesilen Kerem abi, hâlâ onun ağzına içki boşaltmaya çalışan Barış'ın yanağına, "İstemiyorum dedim ya oğlum kendine gel lan," diyerek bir tokat patlattı.

Barış ise hiç gocunmadan, aksine sırıtarak dans etmeye başladı. Abim kendinden geçmiş bir şekilde onun önüne doğru gelip eğilen Hakan abinin göğsüne para sokuşturmaya çalışıyordu. Dehşet içerisinde izliyordum resmen. Abim Hakan abiye dansöz muamelesi mi yapıyordu ben mi yanlış görüyordum?