Selamlaarrr yeni bölümümle geldiim.
Hepinize keyifli okumalar dilerim.
•••
Dün ilk yarının sonucundaki sevincimiz devam etmemişti. Her şey daha da kötüleşmişti sanki.
Ben karnımda dolaşan heyecan ağrısıyla tribünde otururken bütün umutların bir bir yıkılışını izlemiştim.
Semih'i 2. yarıya girmeden oyundan almış, yerine Kenan'ı sokmuşlardı.
Üstelik Semih ilk yarıda gol atmışken. Montella'nın Semih nefreti akıl almaz bir boyuttaydı.Bunun üzerine bir de 56. dakikada Bruno Fernandes 3. golü kalemizle buluşturmuştu. 3-1 mağlup bir şekilde ayrılmıştı herkes staddan.
Artık son şansımızı Çekya ile deneyecektik. Gruptan 2. çıkmak en önemli amacımız olacaktı şu anlık.
Herkes Montella'nın kararına küfürler ediyordu. Kenan'ın oynayışından yağan linçler sosyal medya ve bütün ülkeyi sarmıştı.
(Hatırlatma; Bu hikayede yaşanan olaylar ve geçen platformlar değişkenlik gösterebilmektedir. Kenan Yıldız'ın aldığı linçler Hollanda maçı içindi fakat hikayede değişkenlik gösterebilir.)
Bu durum hepimizin moralini bozmuştu elbette. Herkes stadı birer birer terk ederken biz kalmıştık. Abimin yanına gittiğimde kolunu omzuma atarak beni yanına çekti.
"Sağlık olsun, olacağı varmış." diye teselli etmeye çalıştım ama ben daha üzgündüm sanki abimden.
"Önümüzdeki maçlara bakacağız prenses." deyip yanağımdan sıkı bir makas aldı abim. Zaten o üzüldüğünü veya bozulduğunu öyle kolay göstermezdi.
Kenan'ın, üzerine bol gelen ve onu tamamen kapatan bir mont giydiğini ve yüzünü üzerinde 'Yıldız' yazan bir şapkayla kapattığını gördüm. Ortalığa bu şekilde çıkmıştı ve şaşırtıcıydı.
İçgüdülerime engel olamadım ve onun yanına doğru koştum. "Kenan! Dursana."
Kenan kafasını bana çevirdiğinde kasvetli yüz ifadesi bir nebze olsun düzeldi. Yanına yetişmem için durduğunda ona yaklaştım. "İyi misin?" dedim duygu durumunu ölçmeye çalışarak.
"İyiyim. Merak etme." dedi içtenlikle.
"Öyle gözükmüyorsun." dedim endişeli bir sesle.
"Bilmiyor." dedi kendisinden bahsederek. Derin bir nefes aldı, daha sonra ise bana yaklaştı. "Neden böyle düşünüyorsun?"
"Çünkü..." Üzerindeki montu ve neredeyse yüzünü kapatan şapkayı göstererek gülümsedim. "Özgüvenini çalmalarına izin vermişsin gibi duruyor."
"Ösgüven?" dedi beni tekrarlayarak. "Ahh, evet." Yutkunduktan sonra zar zor da olsa gülümsedi.
"Bunu yapma. Seni bitirmelerine izin verme, Kenan. Güzel bir başlangıç yaptın. Bir anlık duraksama yüzünden kariyerini bitiremezsin." dediğimde gözleri gözlerimdeydi.
"Haklısın, Sezi." dediğinde dudaklarımın arasından küçük bir kahkaha çıktı. O da gülümseyerek bana baktı. "Teşeküğler. Sen iyi birisin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜPHEM BİR SEVDA
Фанфик"𝐆𝐞𝐥𝐝𝐢𝐧 𝐯𝐞 𝐜̧𝐚𝐫𝐞𝐬𝐢𝐳𝐥𝐢𝐤 𝐲𝐨𝐤 𝐨𝐥𝐝𝐮. 𝐆𝐞𝐥𝐝𝐢𝐧, 𝐬𝐚𝐝𝐞𝐜𝐞 𝐠𝐞𝐥𝐝𝐢𝐧 𝐯𝐞 𝐚𝐫𝐭ı𝐤 𝐲𝐚𝐧ı𝐦 𝐝𝐚, 𝐤𝐚𝐥𝐛𝐢𝐦 𝐝𝐞 𝐛𝐨𝐬̧ 𝐝𝐞𝐠̆𝐢𝐥." Eğlencesine ve etrafta kaliteli bir fic bulamadığım için yazıyorum fikri veren...