16| ÇOK ÖZÜR DİLERİM

353 38 37
                                    

Eveeet merhaba ballı börekler! Yepisyenii bölümümle karşınızdayım.

Umarım bu bölümü keyifle okursunuz.
Başlamadan önce ⭐'a basmanızı rica ediyorum.

Keyifli okumalar!

•••

Başımdan aşağı bir kamyon gül yaprağı döktürmek, Semih'in yapacağı bir iş değildi. Zaten bunu yapma fikrini veren kişinin de Barış olduğunu anlayınca sinir katsayım on katına çıkmıştı.

Ben hızlı hızlı yürürken, bu sinirle eve girmemeye karar vermiştim. Semih köpek yavrusu gibi peşimden geliyordu, Barış ise arkamızdan karnını tuta tuta kahkahalar atıyordu.

Yaşlı Alman kadınının, Barış'a yerleri temizlemesi gerektiğiyle alakalı azarlarını duyduktan sonra Barış'ın hiçbir şey anlamayarak donakaldığını görmüştüm en son.

"Sezin, bir durur musun rica etsem?" dedi Semih arkamdan tatlı tatlı.

Adımlarımı hızlandırdım.

"Sezin, bir konuşalım. Lütfen, bir konuşalım sadece."

"Ne konuşacağız acaba?" diye söylendim. "Senin hâlâ konuşacak yüzün var mı?"

"Sen bir yüzünü yüzüme çevir, o zaman her şey hallolur." dedi şaşırtıcı bir eminlikle.

Duraksadım ve adım atmayı bırakarak arkama döndüm. Semih ile burun buruna geldiğimizde bir adım attım geriye doğru. Bana gerçekten bir köpek yavrusu gibi bakıyordu.

"Buyur, açıkla rezilliğini nasıl açıklayacaksan."

Başını kaşıdı. "Bak... Bir şeyler yapmak istedim, tamam mı? Ki hâlâ da yapmak istiyorum. Ama nasıl yapacağıma dair hiçbir fikrim yok çünkü böyle bir hissiyata daha önce hiç sahip olmamıştım."

"Nasıl?" dedim kaşlarımı çatarak.

"Böyle işte. Seninle hissettiğim gibi bir şeyi daha önce hissetmedim. Bu yüzden nasıl bir yaklaşım sergilemem gerektiğini de bilmiyorum. Ama zamanla bunu bana sen öğretebilirsin."

Masum sesi, masum bakışları ve masum sözleri beni kandırmamalıydı.

"Bunun yolu bu muydu yani?" Sinirden gülmeme engel olamadım. "Bir dizi sahnesindeymişiz gibi başımdan aşağı bir kamyon gül yaprağı dökmek?"

"Biliyorum, hiç benlik değil.. Çok kıroca. Ama ben deneyimli birisi değilim, ne yapmam gerekirdi bilmiyorum. Bu yüzden Barış'tan akıl alayım dedim ama.. Onun aklına tüküreyim ben."

"Barış mı deneyimli peki? Barış'ın iki saatten uzun bir ilişkisi olmadığına kalıbımı basarım." Duraksadım ve ifadem ciddileşti. "İçinden geldiği gibi davranacaksın, Semih. Sadece bu kadar. İçinden nasıl geliyorsa öyle."

Gülümsedi. "Tamam, bundan sonra öyle yaklaşırım. Söz veriyorum sana."

"Bundan sonra bana bir adım bile yaklaşma, Semih. Malesef boşa söz veriyorsun. Bana yaklaşmanı istemiyorum."

Semih'in gülümsemesi solduğunda, bu sefer normal adımlarla yürümeye devam ettim. Artık arkamdan gelmiyor olmalıydı.

Eve geri dönemezdim. Şu anda sinirden evi yıkmak istiyordum. Peki dışarıda ne yapacaktım sabah sabah?

MÜPHEM BİR SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin