17| AŞK BÜYÜSÜ

277 38 27
                                    

Selam güzellikler, biraz geç kaldım biliyorum. Nedenini açıklayayım.

Annem malesef minnak bir kaza geçirdi ve evin tüm işleri ile beraber anneme bakmak da bana kaldı. Moralim de sıfırlandı. Orada burada kaldım annem hastanede olduğu sürece, mülteci gibi gezdim bu yüzden hiç vakit bulamadım. Hastaneden çıkıp eve geldiğinde de söylediğim gibi tüm işler bana kaldı.

Yine de bölüm yazmaya devam etmek zorundayım, bunun farkında olarak ve arayı daha da soğutmadan yazmam gerekiyor, biliyorum.

Başlamadan önce ⭐'a basıp oy verirseniz çok mutlu olurum.

Umarım sizin için keyifli bir bölüm olur, herkese keyifli okumalar!

•••

Gözyaşlarının tuzlu tadını dudaklarından aldığımda geri çekilmek ve yüzüne bakmak istedim. Sadece yüzüne değil, ruhuna bakmak istedim. Ağlayışına bakmak istedim. Biliyordum, onu ağlarken görmek canımı yakardı. Ama onu ağlarken görmeyi de merak ediyordum. Nasıl gözüküyordu yüzü?

Neyse ki ben onun yüzüne bakmak için ayrılamadan o beni öpmeye devam etti. Nemli dudakları sakindi, sanki hoyratça esip gürleyişi sona ermiş, yerini dingin bir denize bırakmıştı.

Birkaç dakika birbirimizin dudaklarında dinlendik. İkimizin de kelimelerle dilimizi kirletmeye hiç niyeti yoktu.

Ne ara aktığını bilmediğim gözyaşlarımın yüzümde kuruduğunu ve yüzümü gerdiğini hissettim. Gözlerimi kapatarak onun dudaklarından ayrıldım ama mesafeyi açmadım.

Gözlerimi kapattığım anda, birkaç dakikaya kadar zihnimden sildiğim anılar tekrar canlandı. Kendime engel olamadım ve sessizliği bozmama neden olan hamleyi yaptım.

Damarlarımdaki kana dönüşmüş bir öfkenin verdiği güçle sağ elim Semih'in yanağında patladı.

Neler olduğunu anlayamayan Semih geriye doğru adımlar atarak yanağını tuttu. Yüzünü kaldırıp gözlerime baktığında, surat ifadesi şaşkındı.

Surat ifadesine gülme isteğiyle doldum ama ben de kendi yaptığımın şaşkınlığındaydım. İkimiz de şaşkınca birbirimize bakıyorduk. Ama hızlıca surat ifadesi topladım ve ciddileştim. "Hak etmiştin."

O ise suçlu bir çocuk gibi bakarak bana doğru yaklaştı ve sola tarafını bana uzattı. "Haklısın. Buraya da vur istersen."

Fakat anlık gelen öfkem bedenimi terk etmiş olmalı ki ona kıyamadım ve çenesini avucumun içine alarak sağ tarafını kendime yaklaştırdım. Tokat attığım yere birkaç öpücük kondurduktan sonra kaşlarımı çattım. "Acıyor mu çok?"

Başını salladı sahte bir masumlukla. "Hem de çok. Biraz daha öpmelisin." Parmağıyla dudağını işaret etti. "Şurama da geldi biraz. Orası da acıyor."

"Acımasına sevindim." Gözlerimi devirmeme engel olamadım ve geri çekilerek ona boş boş baktım.

O ise sıcak bir şekilde gülümsedi. Nasıl bu kadar anlayışlı olabiliyordu? "Ne acıması kızım? Sen beni dayak manyağı etsen, ağzımı yüzümü kırsan ben of demem ki sana. Aksine, senin elin değdi diye sevinirim ben." Bir eli yanağına gitti ve yavaş yavaş ovuşturdu. "Ama elin de ne ağırmış be kızım."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MÜPHEM BİR SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin