7| O BENİM SEVGİLİM LAN.

436 45 228
                                    

Helloooo, ben geldimm. Bu bölüme baaayyyılacaksınız. Her şey için biraz erken değil mi diyebilirsiniz ama bir sonraki bölümde moralinizi bozma ihtimalim de var. O yüzdennnnn bakicazzzz..

Şimdilik keyfinize bakın. Hepinizi muuuuah diye öpüyorum. Keyifli okumalar diliyorum.

Başlamadan ⭐'a tıklayabilirsiniz.

•••

Gerçekten formayı giymiştim, evet. Fakat abi terörü hâlâ devam ediyordu. Buna göz yumabilmiş değildim. Bu yüzden evden çıkmadan önce üzerime bir de siyah bir deri ceket atmıştım.

"Kız." dedi bir yandan direksiyon kullanıp bir yandan da arka koltukta oturan bana göz atarak. "Bu sıcakta ne diye ceket giydin?"

"Öyle ama bir üşüme geldi bana abi ya. Yani bir titreme geldi." dedim ceketime sarılarak. Abim ise sabır çekerek yola bakmaya devam etti.

Stada ulaştığımızda gözlerimi devirdim. Ömrümü resmen stadlardan stadlara gide gide geçiriyordum.

Henüz stad boştu. Maçın başlamasına birkaç saat olduğundan, kimseyi içeri almıyorlardı. Bizi değil tabi.

İçeri girdiğimizde abim direkt olarak soyunma odasına eşyalarını bırakmaya gitti. Ece abla ise, "Ani, çişim geldi." diye tutturan Alin'i tuvalete götürmüştü.

Ben boş boş takılırken karşıma Kenan çıktı. Gülümseyerek beni karşıladı. "Sezin, nasılsın?"

"Ben iyiyim ama sen daha iyisin sanırım. Görüşmeyeli Türkçe dersi mi aldın?" dedim gülümseyerek.

"Daha iyi mi konuştum?" dedi heyecanla.

"Evet, gayet iyisin bence." Gerçekten bu çocukla konuşmak insanın içini ısıtıyordu.

"Teşeküğ ederim." dedi bir çocuğu andıran sesiyle.

Başımı salladığım sırada soyunma odasından çıkıp bize doğru ilerleyen Semih ve Barış'ı gördüm. Barış her zamanki gibi yine Semih'e sürtünüyordu. Bu çocuk temas bağımlısı olmalıydı. Ama Semih'e kerkinmesine de gerek yoktu.

Barış'ın söylediklerine gülümseyen Semih, benimle göz göze geldiğinde gülümsemesi büyüdü. Fakat bakışları hemen önümde duran Kenan'a kayınca gülümsemesi yüzünden yok oldu.

Yutkunarak ona baktım. O ise Barış'a dönerek onunla konuşmaya devam etti. Yanımızdan geçip gitmeye karar vermiş gibiydi. Fakat buna izin veremezdim. Kenan'ın koluna dokundum bir saniyeliğine. "Sonra görüşürüz, Kenan."

Daha sonra ise Semih'e seslenerek durmasına neden oldum. "Semih abi! Lütfen bir durur musun?"

Semih kaşlarını çatarak bana döndüğünde Barış'ın da bakışları sorgulayıcıydı. "Konuşabilir miyiz, Semih abi?" dedim abi kelimesini bastırarak. Birkaç saniye yüzüme boş boş baktıktan sonra Barış'ın kulağına bir şeyler fısıldadı.

Yavaş yavaş yanıma doğru yürüdü. "Söyle ne söyleyeceksen, Sezin."

"Özel bir şey. Yani..." Etrafa göz gezdirdim. "Burada konuşmasak?"

Bakışları sorgulayıcıydı. "Tamam... Toplanma odası nasıl?" dedi küçük bir odayı göstererek. Başımı salladım anında. Önden ilerlediğinde onun arkasından geldim ve kapıyı kapatarak içeri girdim.

"Konuş bakalım, ne konuşacaksan." dediğinde derin bir nefes verdim.

"Yani, belki de bu kadar özel bir şey miydi, bu muydu yani diyebilirsin Semih abi. Bilmiyorum ama-" dediğim sırada başını kaldırarak sözümü kesti.

MÜPHEM BİR SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin