7. bölüm

685 43 9
                                    

Barış'ın attığı mesajları gördükten sonra, içime yayılan tuhaf huzursuzluğu yok sayarak, üzerimdeki pijamaları bile değiştirmeden yalnızca montumu alıp dışarı çıkmıştım.

Apartman kapısını arkamdan kapatırken, gözlerim bahçenin dışına kaydı ve yolun kenarına park edilmiş olan siyah BMW'sini de çok geçmeden gördüm. Onu da.

"Cansu." dedi belli belirsiz.

Aramızdaki mesafeyi sıfırlamıştı. "Evet, seni dinliyorum hızlı ol."

"Selin'in yanından geliyorum. Her şey yalan. Selin sana yalan söylemiş. Tüm her şeyi itiraf etti. O ucuz hamilelik lafları da sahte."

İstemsizce kaşlarım çatıldı. "Buna gerçekten inanacağımı düşündün?"

"Hayır, bunu diyeceğini tahmin etmiştim." dedi ve cebinden telefonunu çıkarıp bana uzattı.

"Ne bu?"

"Sadece dinle."

Anladığım kadarıyla bir ses dosyasıydı. Başladıktan sonra Selin'le aralarında geçen konuşmaların sesi vardı. Barış öyle sinirliydi ki sesini başta anlayamamıştım.

Barış bağırdıkça Selin'de bağırıyordu. Barış, Selin'in üstüne gidince Selin bunun bir yalan olduğunu sırf Barış'tan ayrılmamak için yaptığını söylemişti.

Duyacağımı duyduktan sonra telefonu tekrar ona verdim. "Dün niye Selin'in yanına gittin?"

Gözlerimin içine baktı. "Selin çağırdı."

"Ha birdaha çağırsa koşa koşa yanına gideceksin öyle mi?"

"Güzelim, öyle değil. Sen uyurken bana mesaj attı. Son zamanlarda buluşmak için sürekli rahatsız ediyordu ve bende ona tekrar tekrar ayrıldığımızı söylüyordum. Dün de işte çok kötü olduğunu söyledi insanlık için gittim."

"Tanıdığım en korkak adamsın sen!" diye bağırdım yüzüne karşı. "Eski sevgilin olduğundan daha önce bahsetmedin."

"Ne yapsaydım? Eski sevgilim bu kişi o senden bin kat daha iyi ama biz birlikte olamadık onun yalancılığı yüzünden ayrıldık. Seninle biraz vakit geçireyim geri ona dönerim mi deseydim ha ne deseydim?"

"Başka ne yapsaydım?" diye sordu. O da dibime girmişti artık. "Ben de yalan söylemek zorunda kaldım."

"Korkaksın." dedim bir kez daha, bastıra bastıra. Gözlerimin dolmaması için ne kadar uğraşsam da, başarılı olamamıştım.

"Bencil pisliğin tekisin." dedim. Düşündüklerimi söylemiyordum. İçimden haksız olduğum geçse de bunu kabul edemiyordum. Fakat o noktada bunun bir öneminin olduğunu da sanmıyordum.

"Bencilim." dedi kabul ederek. "Konu sen olduğunda bencilim ve işimi
asla riske atmam."

"Of sıkıldım artık bu boş kuru laflarından. Her şeyi halletmiş olabilirsin Selin'in yalan söylediğini bana kanıtlamış olabilirsin ama bu saatten sonra aramızda bir şey olamaz güven kısmını yıktın."

"Sadece küçük bir şey fakat sen olayları fazla abartıyorsun. Pireyi deve yapma bir kerede."

Doğruları konuşması, içimdeki öfkeyi daha da körüklüyordu.

"Senden nefret ediyorum!" diye bağırdım birden. Bu anda bunları söylemesi hiç işime gelmemişti.

Aramızdaki mesafe sıfıra ulaşmak üzereyken, ne olduğunu anlayamadığım bir anda belimden tutarak beni kendine yapıştırdı. "Etmiyorsun." diye fısıldadı.

"Ediyorum." dedim bastıra bastıra.

"Şu an seni öpmek istiyorum."

Hafifçe göğsünü iteledim. "Rüyanda görürsün." diye karşılık verdim ancak cesur bir şekilde ağzından çıkan o kelimeler, beni çok hazırlıksız yakalamıştı.

aşk sakızı | barış alper yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin