Bölüm 3

42 3 0
                                    


ÜÇÜNCÜ BÖLÜM.

"KAVUŞMA."

İstanbul trafiğinin ortasında direksiyon simidini parmaklarımı acıdan hissetmeyecek hale gelinceye kadar sert sıkıyordum. Kendimi bir an önce sakinleştirmem gerekiyordu. Yoksa her an arabanın içindeki silahımı alıp hemen arkamda beni sıkıştıran arabanın kapısına dayanabilirdim. Akşam haberlerinde kendimi izlemek istemediğim için kendimi sakin tutmaya devam ediyordum.

İsrafil'i almaya tek başıma gelmem bir hataydı. İstanbul trafiğinde araba kullanmam başka bir hataydı.

"Sakin olmalısın Asya. Arabadan inip arkandaki öküzü alnının ortasından vurmayacaksın. Böyle bir şey yaparsan İsrafil'in hapisten çıktığı gün sen hapse girersin. Böyle bir şeyi istemeyiz değil mi?" Diye kendimi sakinleştirmek için kendi kendime konuşuyordum. Evet iki yılın ardından İsrafil sonunda bugün çıkıyordu. Neden bilmiyorum ama onu almaya tek başıma gitmek istedim. Eski günlerde olduğu gibi.

Bir yanım arkada beni sıkıştıran cahil yüzünden öfke krizi geçirirken, diğer yanım her şeye rağmen neşeliydi. Bugün sonunda iki yıllık hasret bitecekti. İki yıl kulağa çok uzun gelmese bile benim için çok uzun bir süreydi. İsrafil'in yokluğunda çok şey değişmişti. En önemlisi de ben değişmiştim.

Gerçi bir yanım İsrafil'in iki yıl içinde çıktığına inanamıyordu. Dışarı çıkacağı kesinleştiğinden beri içimde kelimelere sığmayan bir korku var. Bir aksilik olurda çıkamaz diye tedirginlik içindeyim.

Bir yanım coşkuyla İsrafil'in çıkmasını beklerken bir yanım endişe ve korku içindeydi. İsrafil hapisteyken çok şey değişmişti. Bunlardan en önemlisi artık grubumuzdaki diğerlerinin benim yanımda olmamasıydı.

O soygun akşamı Aras'la yollarımız ayrıldı. Karsu, Aras'ın bizim yanımızdan ayrılmasının ardından bir ay bile geçmeden "Artık tek takılmak istiyorum." diyerek gruptan ve benim yanımdan ayrıldı.

Karsu'nun hemen peşinden Işıl "Ben artık bu işi yapmak istemiyorum. Dünya turuna çıkmak istiyorum." diyerek ayrıldı. İsrafil'in tutuklanmasından sonra kendini toplayamamıştı Işıl. Bunu bize hiçbir zaman yüksek sesle dillendirmedi. Ama İsrafil'in yokluğunda doğru düzgün yemek yemez olmuştu. Gülmüyor, konuşmuyor bir robot gibi yaşıyordu. Çocukluğumuzdan beri İsrafil'e karşı bir şeyler hissettiğini bizim grupta herkes bilirdi. Yani bir kişi hariç, İsrafil.

İsrafil bu durumu hiçbir zaman görmek, anlamak istemedi. Işıl'a karşı her zaman kör ve sağır olmayı tercih etti. İsrafil'in siz benim kardeşim gibisiniz davranışlarına rağmen Işıl aşkından bir an bile vazgeçmedi.

İsrafil tutuklandıktan sonra her şey onu hatırlattığı için her şeyi arkasında bırakıp çok uzaklara gitti. Şu an ülke ülke geziyor. Işıl'ı durdurmak için hiçbir şey yapmadım. Çünkü mutlu olmasını istiyorum. Nerede mutluysa orada olsun. İsrafil'den sonra benim yanımda mutlu değildi. Onu mutsuzluğa mahkûm etmek istemedim. Ama gene de içimin buruk olmadığı anlamına gelmiyordu.

Gruptaki arkadaşlarla hiç ayrılmayacağımızı düşünürken şu an hepimiz sonbaharda ağacını terk eden yapraklar gibi ayrı yerlere savrulmuştuk. Hayat insana bu kadarı da olmaz dediği her şeyi full hd izletiyormuş.

Işıl dışında diğerleriyle ayrıldığımız günden beri hiç konuşmamıştık. Ama adamlarıma ne yaptıklarını araştırtıyordum. Uzakta da olsak başının belaya girmesini istemem. Şu an ki hayatımın bir parçası olmasalar da çocukluğumun bir parçasıydılar. Onları kendi kaderine bırakmak çocukluğuma ihanet olur.

Toz Duman.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin