Bölüm 4

44 4 0
                                    

İsrafil'den gerçekleri daha fazla saklayamayacağımı bildiğim için gerçekleri dökülme zamanının geldiğini biliyordum. Yara bandını bir anda çekmeye karar verip lafı hiç dolandırmadan "Hepsi kendi yoluna gitti." Dedim. İsrafil'in gözlerindeki hayal kırıklığını görmek istemediğim için gözlerimi tekrardan önüme çevirdim.

Kapılı otoparkın önüne birkaç adım kalmıştı. İsrafil'e hediyesini göstermeden bu konuları konuşmak istemiyordum. Ama İsrafil'in durmayacağını da bildiğim için açıklamaya devam ettim.

"O geceden sonra Aras'la yollarımız ayrılmıştı zaten. Ondan sonra Karsu tek kalmak istediğini söyleyip Aras'ın peşinden gitti. Ben de gitmesine izin verdim. Nerede mutlu olacaksa orda olmak hakkıydı." Şubat soğuğunu ciğerlerime doldurdum. Şu an konuştuğum konu mu daha soğuktu. Yoksa dışarıda yağan kar mı soğuktu karar veremiyordum. Ama gene de konuşmaya devam ettim.

"En son da Işıl, dünyayı görmek, gezmek istiyorum diyerek yanımdan ayrıldı." Senin yokluğunda mevsimini şaşırıp kış günü açan çiçek soldu. Diyemediğim için Sadece gitti demekle yetindim.

İsrafil duyduklarına şaşırmış gibi görünmüyordu. Hatta daha kötüsünü bekliyor gibiydi.

"Ama adamlarım onları uzaktan da olsa takip ediyorlar. Başlarına ciddi bir şey gelmesine izin vermiyorum."

Ama ışıl için aynı şeyi söyleyemem. Yurt dışında olduğu için onu takip edemiyorum. Işıl ayda bir gittiği yerlerden beni arıyordu. Her aramada sesi öncekilerden daha iyi geliyordu. Buradan uzaklaşmak ona iyi gelmişti. Gittiği yerlerde konuştuğu adamlar bile olmuş. İsrafil'e aşkından artık vazgeçmiş, diğer adamlara şans vermeye başlamış. Bu onun için iyi bir şeydi. Artık sonu olmayan bir yolda kanlar içinde koşmasına gerek yoktu.

Motorun önüne geldiğimiz de kendimi gülmeye zorlayarak tekrardan söze girdim. "Artık tek başıma çalışıyorum. Tek olduğum için de daha çok kazanıyorum."

İsrafil duyduklarına kızmasını ya da üzülmesini bekliyordum. Ama onun yerine sakin kalmayı seçmişti. Bu omzumdaki yükten kamburlaşan sırtımın daha fazla eğilmesine neden oluyordu. Keşke ona yokluğunda emanetlerine sahip çıktım diyebilseydim.

"Olan her şey için üzgünüm."

"Üzülme, o günden sonra bir arada olmanızı zaten beklemiyordum. Ama gene bir umut işte." Sesinin burukluğundan durumun tam aksi olduğunu anlayabiliyordum. Bir arada olduğumuzu düşünüyordu.

İsrafil'i hayal kırıklığına uğrattığımı biliyorum ama olanlardan sonra Aras'la hiçbir şey olmamış gibi yoluma devam edemezdim. Aras'ın bile isteye yaptığı şey İsrafil'in iki yılını hapiste tek başına geçirmesine neden oldu. Ama en çok öfkem kendime Aras'ın bu kadar ileri gideceğini tahmin etmem lazımdı. Onun para konusunda ne kadar doyumsuz olduğunu biliyordum. Planın gidişatını ona bırakmamalıydım.

Motorun hemen önünde durdum. Motorun üstündeki örtünün ucundan tek seferde çektim.

" Da,da,da işte sana sürprizim." İsrafil motoru gördüğü an yüzünde yeni oyuncağına kavuşmuş çocuk gülümsemesi belirdi.

"Asya bu ne böyle?" Motorun etrafından bir tur döndü. Hemen artından motorun anahtarını çevirerek motorunu çalıştırdı. Ara gaz vererek evimin yanındaki ormanı inletti.

"Asya bu mükemmel bir şey hemen deneme turu atmak istiyorum."

"Saçmalama kışın motora binemezsin." Özellikle de orman yolunda böyle bir şeye izin vermezdim. İsrafil'in ensesinden yakalayıp onu eve doğru çekiştirmeye başladım.

Evin içine girdiğimizde kemikleri derin bir oh çekmişti. Dışarıda kar soğuğu olduğu için neredeyse kemiklerim bile buz tutacaktı. Üstümdeki kürkü çıkardığımda biraz daha rahatlamıştım.

Toz Duman.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin