Bölüm 8

32 5 0
                                    

. Kızlar önümde yürüdüğüne göre elin sahibi kim olabilirdi. İsrafil'le Aras da önümde yürüyordu. O yüzden onlar da olmazdı. Geriye sadece bir kişi kalıyordu.

Omzumun saçımı tek omzumdan uzaklaştırıp bir adım arkamda sadece karın kasları görünen bedene baktım. Barkın'ın cüssesinin yanında ufacık kalıyordum.

Barkın sanki elini çıplak sırtıma koymamış gibi bana bakmadan beni yürümem için adım atmaya zorluyordu. Ben yerimde donup kaldığım için adım atamıyordum. Bu ona aramızdaki bir adımlık mesafeyi kolayca kapatma fırsatı vermişti.

Eli sahiplenici bir şekilde sırtımda durmaya devam etti. Elinin değdiği yer elektrik akımına uğramış gibiydi. İçimden bir titreme yükseliyordu.

Hafif bana doğru eğilerek kısık sesle konuşmaya başladı. " İsrafil haklı bu şekilde o kadar adamın içinde durma." Bana doğru eğilmesiyle kahve, çikolata karışımı kokusu burnuma doldu. Bu adam kesinlikle benim sonum olacak.

"Önemli olan rol yapmak Asya. Yüzünü mimiksiz tutarsan seni okuyamaz" diye kendi içimden konuşurken bir yandan da aramıza mesafe koymak için bir adım uzaklaştım.

"Pardon da sen kim oluyorsun da bana ne yapacağımı söylüyorsun. Ayrıca o elini de üzerimden çek. Yoksa ben bir yerine sokmak zorunda kalacağım." Bedenim söylediklerimi yalanlamaya çalışır gibiydi. Elini çıplak sırtımdan çektiği an tenimde bir eksiklik hissetim.

"Asya kendine gel. O iki yıl boyunca kadın görmemiş olabilir ama sen her gün binlerce erkek gördün. Hiçbirinde böyle olmadın. Şimdi sana ne oluyor?" Diye içimden kendime kızmaya devam ettim. Şu an kendimi kör koyulara atıp merdivensiz bırakasım geliyordu.

"Pardon rahatsız etmek istemedim ama çok yavaş yürüyordun. Sana yol vermek için elimi sırtına koydum." Barkının da bedeni söylediklerini yalanlar şekildeydi. Elini sırtımdan çektiğinden beri baston yutmuş gibi yürüyordu.

Kokusu burnuma gelmeye devam ettikçe midemde bir kasılma oluşuyordu. Mide ekşimesiyle bulantısı arasındaydı. Midemde bir şeyler hareket ediyordu. Sanırım dün yediğim et bozuktu.

"Bir daha olmasın. Sen İsrafil'in arkadaşı olabilirsin ama benim değilsin." Diğerleri bizden on adım uzaktaydı. O yüzden hala kısık sesle konuşmaya devam ediyorduk.

Yüzünde yamuk bir gülümseme belirdi. "Seninle arkadaş olmak istediğimi sanmıyorum." Dudakları biraz daha yukarı kalktı. Ela gözleri flörtöz hallerine uyum sağlayan bir şekilde parlıyordu. "Daha fazlası olabilir tabi." Diye ekledi.

"Anlaşılan hapisten yeni çıktığın için önüne gelen her kadına yürüyorsun." Ses tonum iç sesimden daha kuvvetli ve kendinden emindi. Hiç kimse içimdeki dalgaların kıyılarımı dövdüğünü hissedemezdi.

"Hayır her kadına değil. Sarışın, mavi gözlü, bir çocuk gibi masum gülen, aynı zaman da bir kadın gibi derin bakan kadınlara karşı böyleyim." Bende masumluk namına hiçbir şey kalmamıştı. O yüzden saydıklarını üstüme alınmadım.

"Ben masum değilim." Biz burada birbirimizi yerken diğerleri mutfağa girmişti. Gülfem kahvaltıyı mutfaktaki masaya hazırlardı. Diğerleri benden önce kalktıkları için Gülfem kahvaltıyı hazırlarken görmüş olmalılar.

"Ben bu dünyada masum olmaktan en uzak insanım."

"Sana masumsun demedim. Masummuş gibi gülen dedim." Allah aşkına biri bana bu adamın benim hakkımda neler bildiğini anlatabilir mi? Ela gözleriyle bana öyle bir bakıyordu ki daha önce okuyup ezberlediği bir kitabı tekrardan okuyormuş gibiydi.

"Bir daha bana dokunmak gibi bir hata yapma yoksa dokunduğun kolunu keser köpeklerime yediririm." Barkın'ın efsunundan kurtulabilmek için hızlı adımlarla merdivenlere yöneldim. Odamın kapısını açtığım an ciğerlerimi oksijenle doldurdum. Alt katta aldığım hiçbir oksijen ciğerlerime dolmamış gibi hissediyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Toz Duman.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin