10~Uzun Bir Sohbet

2 2 0
                                    

Merhaba,
Yeni bölüme hoş geldiniz.
O zaman kaldığımız yerden devam edelim.

Damla'nın elindeki kağıtları havaya kaldırarak
"Kontrol ettim."diye bağırmasıyla irkildim.

Açelya anında heyecanlandı. "Kim kazanmış, kim kazanmış?"

Hemen o an olaya döndüm. Açelya ile yaptığımız testten bahsediyorlardı.

Anında konuşmaya daldım. "Eee sonuç?"

Damla aynı heyecanını hiç kaybetmeden elindeki kağıtları indirip biraz kurcaladı, evirip çevirdi ve  en sonunda dağılan kağıtları bir araya getirip toparladı.

Başını öne eğip gözlerini yukarı kaldırarak bize baktı. Yüzünde saçma bir sırıtış vardı. Çatık kaşlarımız ve heyecanlı gözlerimiz ile onu pürdikkat izliyorduk.

"Eee Damla söylemeyi düşünüyor musun?" Aleyna da bizim kadar heyecanlanmıştı.

Damla anında öne eğdiği başını kaldırıp sırtını dikleştirdi.

"Berabere!"dedi heyecanla.

Açelya'yla anında birbirimize döndük ve kahkahalarla gülmeye başladık.

"O zaman şöyle yapıyoruz,"

"Tatlılar benden yemek de senden anlaştık mı?"

Tam bu cazip teklifi kabul etmek üzereyken hastanede bir tutsak olduğumu hatırladım. Kahkaha atan suratım anında düştü. Başımı hafifçe öne eğip kucağımdaki ellerimle oynamaya başladım.

Hastanede her günüm aynı geçiyordu. Tek fark gün geçtikçe kendimi daha kötü ve yorgun hissetmemdi. Damarımdaki iğne delikleri hiç kapanmıyordu. Her gün hiç bir boka yaramayan o ilaçları zorla kanıma karıştırıyor ve sadece ölümümü geciktiriyorlardı. Benimle konuşurken söyledikleri tek bir kelime vardı; "Geçecek." veya "İyleşeceksin." diyorlardı. Sanki bir çocukmuşum da hiç bir şeyden haberim yokmuş gibi beni şimdilik mümkün olmayan bu yalanlarla kandırıyorlardı.

Sanki hiç üzülmüyormuş gibi gülerek yoluna devam eden suratım, adeta tüm kalbime ve ruhuma ihanet ediyordu.

Evden kaçtığım o gün araba çarpmasaydı ne bok olduğunu bilmediğimiz bu hastalıktan hiç haberimiz olmayabilirdi. Şu anda evimde, o sıcacık yatağımda oturmuş olabilirken hastaneye dönme süremi hesaplıyordum. Ama elbet bir gün ortaya çıkacaktı. Hatta belkide bu olay erken teşhis ve tedavi için bir fırsattı.

Parçaladığım tırnak etlerimi bırakıp kafamı kaldırdım. Bizimkiler de bana bakıyorlardı. Onların da suratı düşmüştü. Ona baktığımı gören Aleyna sırtımı sıvazladı.

"Üzülme Nehir, eğer bir yere gideceksek ben Selin hanımı ikna ederim sen hiç kafana takma!" Damlanın sesi çok motive ediciydi. Buruk bir gülümsemeyle beni izliyordu.

Ona bakıp hafifçe gülümsedim.

"Biz senin hep yanındayız kankacığım. Ama.."

"Elimizden başka hiç bir şey gelmiyor." Aleyna, sözünün devamını getiremeyen Açelya'yı tamamladı.

"Biliyorum kızlar. Ve çok teşekkür ederim. Siz zaten benim gülümsememe yardım ederek yapabileceğiniz her şeyi yapıyorsunuz."

"Yine de keşke daha fazlasını yapabilsek diye düşünüyoruz."

"Hastalığının ölümcül olduğuna emin misin?"

Kızlara Selin Hocanın odasından defterini alıp okuduğumu anlatmıştım.

Ölümle Yalan ArasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin