7.~Dostluğun Gücü

9 4 0
                                    

Bu bölümümüzün şarkısı dinlemeyi unutmayın💖✨💖

Yeni bir bölümle yine merhaba. ☺️☺️

Beni bu bölümdede yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim.🫶🏻

Hadi bakalım bu bölümde ne olacağını hep birlikte görelim.
O zaman Anlatma sırası Nehir'de.

Zaman. Zaman her şeyin ilacıdır derler. Ama bana göre zaman geçtikçe hayatımdan bir bölümü daha geride bırakıyorum. Aslında bu sadece benim için böyle değil. Tüm insanlar için böyle.

Zaman o kadar hızlı gidiyor ki her gün öleceğim için ağlamaya devam ediyorum. Anne ve babam mı onlar hala bu konuyu geçiştirmeye çalışmakla meşguller.

Aleyna da benim gibi ağızlarından laf almaya çalışıyor. Ama pek mümkün gibi değil en azından şimdilik.

Yaklaşık on gün oldu. Bitmek bilmeyen ama çok hızlı geçip giden koskoca on gün. Yakında insanların yüzlerini de yavaş yavaş unutmaya başlarım.

Aileminkiler kalsın da gerisi önemli değil. Her neyse. Sonuç olarak kendimi her türlü şeye hazırladım. Yani başıma gelebilecek her türlü olaya ~ölüm gibi~ hazırım. Yada en azından ben öyle sanıyorum.

Tam hastalığa falan gerek yok ben düşüncelerimde boğuluyorum diyecektim ki kapının çalmasıyla düşünceler korkup kaçtılar.

"Gel."

Kapı yavaşça açıldı. Gelen Aleynaydı.

"Hoşgeldin" dedim rahatlamış bir şekilde.

"Hoş buldum. Nasıl oldun?" Yüzünde endişeli buruk bir ifade vardı.

"Kızım böyle yapma zaten bu yatakta yattığım yetmiyor gibi bir de gelmiş somurtuyorsun. Hadi ben gülüyorum sende biraz gülümse."

"Ama abla senin gözünde ağlamaktan yaş kalmadı o yüzden mecburiyetten gülüyorsun."dedi somurtmaya devam ederken.

"Tamam ama gülmen bana daha iyi geliyor ona göre. Sen onu bırak da anlat bakalım hayat nasıl gidiyor?"

Yüzüne anında ciddi bir ifade yerleşti.

"Abla geçen gün hastaneden çıktığımda bir adam önümü kesti. Seni sordu. Tanıyor musun bilmiyorum ama ben adamı birazcık tersledim."

"Sen tanımıyorsun yani."

"Hayır."

"Neye benziyor? Yani tipi falan nasıl?"

"Kahverengi saçları var bir de kahverengi gözleri. Senin saçlarının bir ton koyu hali gibi. Açıkçası bu kadar. Yani çocuğu alıp bir liste çıkarmaya zamanım olmadı. Sadece erkek ve yaklaşık yirmili yaşlarında."dedi yüzündeki sorgulayıcı gülümseme eşliğinde.

Ben de o sıra düşünüyordum ama böyle birini tanımadığıma karar kıldım.
Başımı iki yana bilmiyorum dermişçesine salladım.

O sırada kapı çaldı. Aleyna'nın ifadesi meraklandığını belli edince doktorumdur diyerek onu rahatlattım. Hemen ardından;

"Gel."diye seslendim.

Ama kapı ne açıldı ne de içeriye biri girdi. Aleyna'yla birbirimize bakakaldık çatık kaşlarımızın eşliğinde. Aleyna tam ayaklanıyordu ki içeriden coşku dolu bir ses ismimi haykırdı ve hemen ardından içeriye Damla ve Açelya daldı.

Bizim suratımızdaki anlamsız ifadeler karşısında gülmeye başladılar. Hemen sonra yatağımın yanındaki koltuklara oturdular.

"Kızlar?"dedim. Ses tonum soru sorar gibi çıkmıştı.

Gülümsediler. Her durumda alışık olmadığım kadar çok gülebiliyorlardı.

"Nehir aşk olsun kızım. Hastanede yatıyorsun ve bize söylemiyorsun."
Damla yine çok güzeldi. Siyah uzun saçları gurur duyması gereken bir şeydi. Beni hayran bırakıyordu.

"Anneni aramasak asla haberimiz olmayacak!"
Oflaya oflaya da çok tatlı görünüyordu Açelya. Pofuduk pofuduk giydiği elbise de cabasıydı. Saçlarını da tepeden toplamıştı.

Aleynanın bakışları gözlerimi buldu. Doğru ya onları tanıştırmayı unutmuştum.

"Kızlar bu kardeşim Aleyna."

Aleyna elini bizimkilere doğru uzattı. Diğer bir yandan ise bana doğru hafifçe eğilip kulağıma fısıldadı.

"Abla bunlarla ne ara arkadaş oldun sen?"

Ben de fısıldadım.

"Anlatırım."

"Aleyna bunlarda Damla ve Açelya. Üniversiteden arkadaşlarım."

Onlarda ellerini uzattılar. Aleyna tek tek ellerini sıktı.

"Ee kızlar sizi hangi rüzgar attı buraya?"

"Bu da soru mu seni görmeye geldik."

Damlada başıyla aynı bir çocuk gibi onayladı Açelyayı.

"Ben yokken neler oldu okulda? Çok özleniyor muyum?"

"Özlenmez olur musun hiç kızım bir kaç haftada okulun gözdesi oldun. Şimdi sen yokken hocalar sürekli soruları bize soruyor cevap makinemiz hastanede yatınca hayat çok zor be."

Bu sırada nineler gibi ellerini dizlerine vuruyordu yüzünde üzülmüş bir eda vardı. Gerçekten kendisi çok iyi bir oyuncu olabilirmiş. Ellerinden büyük bir yıldız kayıyor haberleri yok.

Açelyanın bu durumu beni çok güldürdü. Kısa bir süre de olsa kahkahalara boğuldum ama sonra anında tekrar ciddi ifademi takındım. Neden mi, hiç bir fikrim yok.

Damla heyecanla Açelya'nın eline gözünü dikti. Benim de gözlerim o yöne kaydığında Açelyanın çantasından birkaç kağıt ve kalem çıkardığını gördüm. Kaşlarımı çatarak izlemeye başladım. Aleyna da yanımda kafasını benimle aynı pozisyona getirmiş izliyordu.

Açelya tam konuşacakken Damla atlayıp bu hakkı onun elinden aldı.

"Açelya Pınar hanımdan sınav kağıtlarınızı almış."

Anında ciddileştim. Hafifçe yatakta doğruldum.

"Hadi o zaman ne duruyoruz?"

Hemen elinden kendime ait olanları aldım.

Doğruldum ve aynı anda çözmeye başladık.

Sınav biter bitmez Damla kağıtları elimizden çekti.

"Ben size kontrol eder getiririm."dedi Damla öğretmen rolüne büründükten sonra.

Uzun uzun sohbet ettik hem kızlar hem de kardeşim hızla kaynaştılar. Hatta umarım bensiz görüşmeye kalkmazlar. Onları mahvederim.

Günler sonra yeniden gülebildiğim için çok mutluydum. Arkadaşlarım bana iyi gelmişlerdi. Onlara bu konudan da bahsettim. Hastalığım hakkında da konuştuk ve bir sürü insan çekiştirdik.

Biraz olsun rahatladım ama yarın yine o moda dönerim.

Bir bölümün daha sonuna geldik. Okuduklarınız hoşunuza gittiyse tepki ve yorum bırakmanızı çok isterim.☺️☺️

Bir de buraya kadar okuduysanız en çok hoşunuza giden veya gitmeyen yerleri yorumlara yazabilirsiniz. Şimdiden merak ettim.😃😃
Bu bir kitap olsaydı nereleri postitlerdiniz yazın.☺️💖☺️

Yani kısaca yorum bırakın işte ya çok uzattım.😠😫

Sonraki bölümde görüşürüz.🫶🏻🫶🏻

Ölümle Yalan ArasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin