Posta Kutusundaki Mızıka

35 11 0
                                    

Sevgili Okur,

Biraz yürümek, yürürken de düşünmek istiyordum.

Hareket halindeyken, düşünceler de harekete geçiyor.

Sevgili Okur,

Her defasında bu iki kelimeyle başlıyorum mektubuma. Çünkü bu iki kelimeden her biri, gücünü diğerinden alıyor.

Sevgili Okur,

İnsan bir bakışla ne görebilir?

Tam buruşturmaya başlamıştım ki, elimin yine bir dudağa dokunduğunu hissettim. Onu bulduğum yerde bırakamaz, hiç görmemiş gibi uzaklaşamazdım yanından. Buruşturulmuş haritanın bir yüz olduğunu fark ettiğim zaman artık çok geçti.

Sevgili Okur,

O günden beri kiminle yüz yüze gelsem, bir harita görüyorum. Küçük ya da büyük ölçekli, fiziki ya da siyasi. Her harita, Mona Lisa'nın esrarengiz tebessümüyle aydınlanıyor. Göllerine, bataklıklarına, vadilerine, vahalarına çağırıyor beni.

Mutluluk bir seyahat şekli olması gerekirken, bir türlü ulaşılamayan hayali istasyonlar haline geliyor. Yüzlerimiz, hüznün yüzlerce elbisesinden hangisini seçeceğine bir türlü karar veremiyor.

Sevgili Okur,

Sevinçler ne de küçük ölüyorlar. Halbuki büyük doğmuşlardı.

Tebessüm, daha yayılmadan dudağa, kuruyor.

Akıl freninin patladığını söyleme bana...

Bu, durmak istediğin zaman aniden frene basmaya benziyor. Çünkü frene basmak, kolay olduğu kadar tehlikelidir de. Asıl mesele sürati ayarlamak, tehlikeyi sezmek ve firenin son direncini kaybedeceği son ânı hesaba katmaktır. Bu hem ölçü, hem de zaman işidir.

Farkına var hayatın sen de. Bir sağa, bir sola gidip dokun her şeye.

Ağaçlara, kuşlara dokunamasan da... Denize, balığa tutunamasan da. Banklara dokun, bankalara değil. Bugün bir iyilik yap kendine. Kendine dokun.

Birbirimizi tanımak için neyi bekliyoruz?

Birbirimizi anlamak için neyi bekliyoruz?

Birbirimize anlatmak için neyi bekliyoruz?

Sen Sevgili Okur,

Elde ettiğin şeyler için nasıl bir bedel ödediğini düşünüyorsun?

Ya elde edemediklerin için?

Canın yanıyor değil mi? Çünkü insan en son kendine kızar. Çünkü çoğu kez duygularını ve arzularını kendinden bile kamufle eder.

Savaşamadığın her şey, zamanla, alışamadığın bir yaraya dönüşür.

Sevgili Okur,

Bir gün sen de sonbaharla tanışacaksın. Çok seveceksin onu. Sıcak bir yaz sonu, hiç ummadığın bir anda kapını çalacak

İnsan mecbur olunca öğreniyor

İnsan çıkış yolu isterse, öğreniyor

Hiçbir şeye aldırmadan öğreniyor...

Kırbaçla kendi kendisini denetliyor

Ve en ufak bir direnişte kendi etini parçalıyor

Hayatın bir bekleyiş değil de,

Tat alınabilecek bir şey olabileceğini insan öğreniyor.

Arpie MadonnasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin