Bu Sana Bir Mesaj

66 27 1
                                    

Oradasın, biliyorum. Bu satırları okuyorsun.

Şimdi bu satıra geçtin, kaşların çatıldı. Kafan karıştı.

Kimle konuştuğumu, bu satırları kime yazdığımı anlamaya çalışıyorsun. Ben bu satırları sana yazıyorum. Ona, buna, şuna değil. Sana yazıyorum. Dünyanın her neresindesin bilmiyorum. Hangi şehrin hangi sokağından okuyorsun bu yazdıklarımı, bilmiyorum. Bir otobüste misin, trende misin, saat orada kaç? Bilmiyorum... ekrana dökülen saçların ne renk, inan bana tahmin edemiyorum. Ve inan bana, bunların hiçbirinin önemi yok. Saçlarının renginin, saçlarının olup olmamasının, nerede olduğunun, saatinin kaç olduğunun... tek önemli olan sensin. Bu satırları okuyor olman. Tek önemli olan, şimdi bu cümleye geçmiş olman. Neler yaşadın, neleri atlattın, neler yaşayacaksın, neleri atlatmak zorunda kalacaksın bilmiyorum. Belki mahvolmuş bir haldesin, belki pes ettin. Belki çaresizsin, belki artık hiçbir şeyin iyi olacağına inanmıyorsun. Siz vazgeçilmek ne demek çok iyi bilirsiniz. Biliyorum, sizden de çok vazgeçtiler. Ama bu satıra geçtiysen, bu satırları okumaya devam ediyorsan, bu satırlardan bir kurtuluş yolu, bir cevap arıyorsun demektir. Günün birinde kendinin de üzerinde seveceksin. Bu yüzden de, sevmeyi öğrenmelisin önce. Bu yüzden sevginin acı kadehinden içmelisin. En iyi sevgilinin bile kadehi acıyla doludur. Kaybetmek acıdır, sevdiğin şeyi kaybetmek daha acıdır. O telefonu eline al, kendini tuttuğun o mesajı at. Aynanın karşısına geç, kendine bir bak. O kadar değerlisin ki, kendinin kendine yazık etmesine izin verme. Bir özür dile kendinden. Kendine yaptığın haksızlıklar için. Kendini soktuğun o çıkmaz sokak için. Kendini suçladığın her an için, özür dile kendinden. Seni yok sayacaklar, sen daha çok var olacaksın. Seni yadsıyacaklar, yeryüzüne çektiğin silinmez izlerle sen, kendi kendini oynayacaksın. Baktığın aynaları karartacaklar, ama bakmaktan asla vazgeçme. Bakmakta ısrar et. Bu ısrarın, bu ısrarlı bakışınla kararan aynalar aydınlanacak. Kitapsız, çiçeksiz, hayvansız, doğrusuz insandan uzak dur. Umudu öldürüp, nefreti toprağa dikmek isteyenlerden uzak dur. Hayatı sadece ideoloji ve düşünce olarak görenden uzak dur. Mutlu olmanı, sorgulamanı, düşünebilmeni kendilerine yapılmış bir tehdit olarak görenlerden uzak dur. Kendilerine duydukları yabancılık yüzünden karşısındakini kötü bilenlerden uzak dur. Nefreti evinin kapısına koyan, artık her dışarı çıktığında avucunda nefret taşıyanlardan uzak dur. Kelimeleri özenle seçmeyen, her sözü toz olandan uzak dur. Sesinin tonu, kalbinin tonundan çok olanlardan uzak dur. Çünkü neye çok yaklaşırsan, neyi çok biriktirirsen, ona dönüşürsün. Güçlü olmak istedim. Ve tanrı beni güçlü kılmak için, bana zorluklar verdi. Bilge olmak istedim, ve tanrı bana çözmem için sorunlar verdi. Cesaretli olmak istedim. Ve tanrı bana üstesinden gelebilmem için tehlikeler verdi. Sevgi istedim. Ve tanrı bana yardım etmek için, sorunlu insanlar verdi. Dualarım kabul oldu. Bir toplum, yaşlı adamların gölgesinde asla oturamayacaklarını bildikleri ağaçları dikmeleriyle gelişir. Eskiden tutkulara sahiptin ve kötü biliyordun onları. Ama şimdi sadece erdemlerin var. Ve onlar, senin tutkularından doğdu.

Ve hiç unutma,

Işıklar sadece karanlıkta yanar.

Arpie MadonnasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin