Terk edildiğiniz zaman uzun bir süre öfke bedeninizi zehirlerdi fakat sonra kalbiniz onun yokluğuyla sınanırken öyle bir özlemle sarsılırdınız ki öfkenizin üzerine siyah bir perde çekip yolunuza devam etmek zorunda kalırdınız.
Belki de her duygu kendi içinde yönetilebilirdi fakat özlem kontrolsüz ve insanı delirtebilecek türden bir hissiyattı.
Sadece bir kişiyi değil yaşadıklarınızı ya da kendinizi de özleyebilirdiniz. Çünkü o sizi terk ederken bavuluna sizden de bir parça götürdüğünden asla eskisi gibi hissedemeyecek ve böyle hissetmeyi ise mumla arayacaktınız.
İşte duygularımın tasviri olsa aynı bu şekilde olurdu.
Kızgındım ama özlemle dolup taşmıştım. Hem kendime olan özlemim hem de ona olan hasretim yaşama hevesimi elimden alıyor ve beni umutsuz kılıyordu.
Gözlerimi zorlukla aradığımda Reha, Ozan ve Melodi karşımdaki koltuklarda sessizce oturuyorlardı. Reha elini kahve tutamlarına geçirmiş düşünceli bir şekilde odaklandığı saatten gözünü ayırmıyordu. Üzerinde öylesine geçirilişmiş gibi duran hâkî tişörtü ve gri eşofmanı vardı. Ozan'sa dirseklerini dizlerine yaslamış ve başını elleri arasına almış pozisyonda Reha'nın yanında duruyordu. Melodi saçlarını tepeden at kuyruğu şeklinde bağlamış o da baygın bakışlarla etrafı izliyordu. Ya da düşündüğü şeyler arasında gözlerini oyalayacak bir şeyler arıyordu.
Gözlerimi ovalayıp hafifçe dikleştiğimde Reha'nın elindeki siyah zarf tüm dikkatimi oraya toplamayı başardı. Suskunluklarının sebebini anlayınca başımı öne çevirip dağılan saçlarımı bileğimdeki tokatla dağınık topuz yaptım ve üzerimdeki örtüyü halının üzerine attım.
"Bunu bize ne zaman anlatmayı düşünüyordun çok merak ediyorum." Dedi Reha sert bir tavırla. Uyandığımı görmesiyle üzerine yüklenen sinir harbinin oklarını bana çevirmişti.
Onun çıkışan haline karşı Melodi elini dizine koyup sakin olmasını söyledi fakat Reha içindekileri kusmak için uyanmamı bekliyormuş gibi alevlenip karşıma geçti ve zarfı kucağıma fırlattı.
"Nasıl sakin olmamı bekliyorsunuz anlamıyorum! Kaç haftadır bulamadığımız şarkıyı Aksel bir anda buluveriyor onun öncesi kriz geçirip aynayı kırıyor sonra sessizce evden gidiyor ve tak akşamında bir mesaj eğer bir saat içinde benden haber alamazsan polisi ara, telefonuna ulaşamıyorum nereye gittiğini bilmiyorum daha sonra biri arıyor ankesörlü bir telefondan ve ne tuhaf ki Aksel'in yerini söylüyor sabahına da cebinde bu zarfla karşılaşıyorum. Hala sakin kalmam konusunda fikrin sabit mi?"
Reha'nın haklı isyanına karşı özür dileyecekken bir cümlede takılı kaldım. Ankesörlü telefonla biri haber mi vermişti?
"Biri sana benim yerimi söyleyip kapattı yani öyle mi?" diye ayağa kalktığımda Ozan başını salladı.
"Bizde yanındaydık. Sadece nerede olduğunu söyleyip kapattı, ilk sen birinin telefonundan bize ulaşmaya çalışıyorsun falan sandık." Dedi. Zaten karmakarışık olan kafam iyice çorba olurken yeniden kendimi koltuğa bırakıp hepsinin yüzünde gözlerimi dolandırdım.
Ozan yanıma yaklaşıp ellerimi avuçları arasına aldı ve Reha'ya tezat daha aklı başında bir tavırla "Neler olduğunu bize en başından anlatır mısın?" Diye sordu. Söylemesi basitti. Heyecan yaratmak için susuyor değildim. Kelimeler dilime gelse de dışarı çıkamıyordu. Tutulmuş gibiydim.
Derin bir nefes alıp, "Kuliste sahne için hazırlanırken asistanım bıraktı bu zarfı sonra okuduktan sonra o olay oldu, okumuşsunuz. Ben de bugün o yere gittim işte kimse yoktu sonra da Reha geldi zaten." Diye baştan sona anlattım. Reha sinirinden olsa gerek benimle göz teması kurmayı reddederken Ozan onun aksine gözlerimin içine bakarak sanki ruhumu okumaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Ruhlar Mahzeni
RomanceAMOR grubumuzun solisti Aksel Mafyaya bulaşan sevgilisi Pamir'den ayrılmanın acısıyla şarkı söylemeye başlar ve bu yolda Ozan, Melodi ve Reha ile tanışır. ardından okulda AMOR'un temellerini atarlar. Düzenledikleri bir dinletide dinleyiciler arasınd...