Bir süredir hayaletin evinde kalıyordum ve şuan hayalet ile bir kafede oturmuş bir şeyler içiyorduk. Dora'nın bana verdiği telefondan beni hepsi en az biner kere aramıştı ama hiçbirini açmamıştım artık karanlıktım ve onları da karanlığımda boğma niyetinde değildim. Aksoy hariç hepsi masumdu ve artık bende masum değildim hikmet taşlıyı öldüreli sadece 3 gün geçmişti ve tabi ki hikmet haberlere çıkmıştı ama bütün yaptığı işlerle beraber onu hem öldürüp hem de ele vermiştim en önemlisi de kardeşimi de öldürdüğü ortaya çıkmıştı şimdi ise son 3 günde de yaptığım gibi hikmet taşlının haberini başa sarıp izliyordum ve hayır yaptığıma pişman olmuyordum aksine keyifle sırıtıyordum bunun sonunda belki yakalanacaktım belki de ölecektim ama hiç biri umurumda değildi amacıma ulaşana kadar durmayacaktım. ben Alin Akın intikamımı almadan durmayacağım ama sadece kendi intikamımı değil bütün kadınların intikamını alacağım suçluların bu dünyada yeri yok.
beni düşüncelerimden ayıran şey hayaletin sesi oldu "Alin, bulunduk hemen çıkmamız lazım."
---
BORAN AYAZ AKSOY
Aradan 3 gün geçmişti bütün kamera kayıtları, parmak izi hiçbir şey yoktu ondan kalan tek şey arkadaşları ile fotoğrafıydı şuan Dora, kumsal, Yusuf, emir, ömer, ali ,beste ve ben meyhane de oturmuş içiyorduk onlar arkadaşlarının yasını tutarken ben niye içiyordum bilmiyordum artık yetişkindik aradan yıllar geçmişti komada kalmıştık ve uyandığımızda yetişkindik bu ne kadar zor olsa da sanırım ama alışıyordum ama alışamadığım bir şey vardı o da onun yokluğuydu. O sırada arkamda fotoğrafına bakarken birden son 3 günde dinlediğim şarkıyı mırıldanmaya başladım.
"Elimde duran fotoğrafın
Baktım, inan tanıyamadım
Bu şarkımı ben sana yazdım
Sense hâlâ anlayamadın"Sevgi" gibi kutsal kelime
Yalnız sen'le düştü dilime
Ölmek yetmez senin uğruna
Sense hâlâ anlayamadın"Sesim gittikçe yükselirken hepsinin bana baktığını hissettim ve sustum ardından Yusuf'un sesini duydum "oğlum sana ne oluyor lan, o bizim arkadaşımız" dediği sırada telefonum çalmaya başladı arayan Halil'di Alin'i bulma görevini ona vermiştim kesin bir haber çıkmıştı hepsine teker teker baktım ve ayağa kalkarak telefonu açtım hepsi bana merakla bakarken telefonu hoparlöre aldım ve dinlemeye başladım "Boran bey kız bulundu bir kafede bir kadınla oturuyor" dediğinde dünyam durdu ve hemen Halil'e "fotoğraf ve konum istiyorum Halil çabuk ol ve sakın gözükme geliyorum" dedim ardından tam gidecekken hepsinin peşimden geldiğini gördüm ve geri masaya gelip masaya bir miktar para bırakıp mekandan çıktım onlarda peşimden geldiğimde arabalarımıza atladık ve ilerlemek için konumu beklediğim sırada konum geldi konuma bakıp arabayı son sürat hızla sürmeye başladım tam o sırada gelen fotoğrafı gördüm ve fotoğrafa baktığımda yandan çekilmiş olduğunu gördüm ama fotoğrafta daha çok dikkatimi çeken bir şey varsa o da elindeki telefondu hızla telefonu büyüttüm ve haberlere çıkan hikmet taşlıyı izlediğini gördüm bunun ne alaka olduğunu sorgularken kafenin yakınlarında olduğumu anlayıp arabayı gizli bir yere park edip diğerlerini bekledim. Birkaç dakika sonra diğerleri de gelince hızla kafeyi görebileceğimiz bir alana geçtik ona arkam dönüktü yanındaki kadınında yüzünü görebiliyorum o kadını bir yerlerden tanıyordum ama çıkaramıyordum derken kadın kafasını kaldırdığı an geri çekilmemize fırsat vermeden göz göze geldik galiba bu kadın alini yanında zorla tutuyordu . Kadın aline bir şeyler söyleyip hızla ayağa kalktığında alinin de kalktığını gördüm ve o an zorla tutulmadığını anladım onlar hızla kaçarken bizde peşlerinden gidiyorduk kadın ve alin ayrıldığında biz alinin peşinden gitmeye karar vererek hızla onun peşinden giderken sonunda çıkmaz sokağa girdi ve tam o sırada bize arkasını döndü ve yüzümüze bakmamaya başladı ben onun gözlerine hasretken o bize bakmıyordu.
O sırada ona "önüne dön." Dedim o da ilk defa sözüme uyarak bize döndü ama o sırada beklemediğimiz bir şey oldu ve kumsal onun yanına yaklaşıp ona sert bir tokat attı. Alin'in yüzü sağ tarafa dönerken kumsal bağırmaya başladı "sen olmadan ben neler yaşadım biliyor musun? Sen ne hakla bizi terk edersin. Komada kaldığın süre içeresinde hep senin başında bekledim sence yaptığın doğru mu" buna daha fazla dayanamayan Yusuf oradan konuya atladı ve "kumsal üzerine daha fazla gitme bize elbette her şeyi açıklayacak."
O sırada Alin'in sesini duyduk "hayır size hiçbir şey açıklamayacağım" hepimiz şokla ona bakarken bu sefer ben konuştum "alin bize bir açıklama borçlusun" o ise gözlerini kapattı ve gözlerini açtığında gözleri beyaz bir şekilde parlıyordu o sırada etrafıma baktığımda zamanın durduğunu gördüm güçlerini geliştirmişti derken tam yanımdan geçeceği sırada kolunu tuttum ve onu daha ne olduğunu anlamadan duvara yasladım ve ellerimi duvara koydum "herkesten kaçabilirsin Alin Akın ama benden kaçmazsın seni her yerde bulurum bunu unutma" dedim o da ilk defa bana sinirle bana bakmak yerine kafasını yere eğdi ve "artık sizin kadar masum değilim Boran" dedi bana ilk kez ismimle hitap ederek ve ekledi "sizi de karanlığımda boğamam o yüzden uzak durun benden" dedi ve kolumun altından çıkarak gitti tam ona yetişeceğim esnada bir şeyin farkına vardım masum olmamak, kardeşinin ölümü, hikmet taşlı
Ve artık şunu biliyordum ki hikmet taşlıyı alin öldürmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON ALEV
FantasyAlin Akın'ın ailesi, Alin küçükken vahşice öldürülmüştür. Alin Akın ise o kişileri bulup intikam almak için kendine yemin etmiştir. ve bu nefretten bir aşk doğacağından habersizdir. ardından süper güçler ortaya çıkmaya başlar ama Alin Akın hafızasın...