0.6

4.2K 293 377
                                    

İşleri birkaç espriyle bu duruma getirdiğime hâlâ inanamıyordum. Daha önce hiç görmediği bir insanla akşam yemeği yemek belki de Barış için ilk defa gerçekleşen bir olay değildi. Ama ben bu akşam kesinlikle bir ilke imza atacaktım.

Gideceğimiz yerin neresi olduğunu bilmediğimden ne giyeceğime karar vermekte de oldukça güçlük çekiyordum. İddiayı kazanan taraf olmama rağmen ipleri tamamen elimden alıp gideceğimiz mekana kadar onun seçmesine izin verdiğim için kendi iradesizliğime kızdım.

En sonunda 'sonunu düşünen kahraman olamaz' motivasyonuyla üzerime beyaz mini bir elbise geçirdiğimde ayna karşısında kendime baktım. Barış'ın gittiği mekanlara magazin hesaplarında az çok denk gelmiştim sonuçta, bu kombinle de oralara pek aykırı olacağımı sanmıyordum.

Hafif bir makyajla hazırlığımı tamamladığımda aynadan son kez yansımama bakıp kendimden emin bir şekilde gülümsedim.

Onun karşısındayken mesajlarda olduğum kadar cesur görünememek benim için büyük bir kaygıydı. Umarım göz göze geldiğimizde o iki kelimeyi bir araya getiremeyen aptal aşıklara benzemezdim. Barış ile en çok bu konuda dalga geçmişken onun makarası olmak istemiyordum.

Düşüncelerimin arasından telefonumun titremesiyle ayrıldım. Bildirim panelinden instagram uygulamasına girdiğimde mesaj sahibinin Barış olduğunu fark ettim.

Evet, numarasını bile bilmediğim biriyle birazdan date'e çıkacaktım. Ama onun tüm dünya tarafından tanınıyor olması bu ilginçliği normalize etmeye yeterliymiş gibi gözüküyordu.

barisalperyilmaz: Aşağıdayım.

Çok bekletmemek adına evdekilerle vedalaşıp evden ayrıldığımda apartmanın dış kapısının camından onu gördüm.

Buradaydı.

Ve rüya olamayacak kadar gerçekti.

Kapı kulpunu tutup çektiğimde çıkan sesle bakışlarını telefonundan kaldırıp bana yöneltti. Üzerimde hâkim olan gerginliği belli etmemeye çalışarak yavaş adımlarla yanına ilerledim.

"Biraz daha gecikseydin, profil fotoğrafının fake olduğunu düşünüp 16 yaşında bir kızla yemeğe çıkma ihtimalimi hesaplamaya çalışırken kafayı yiyecektim."

Yaptığı espriye göz devirirken ona sahte bir kahkaha sundum.

"Ha-ha. Güzel şaka ama bence daha iyisini yaparsın."

Daha fazla orada dikilmememiz gerektiğini anlayıp ilerlediğinde benden hızlı davranarak aracın sağ koltuğunun kapısını açtı. Ondan bu centilmenliği beklemediğimi bariz bir şekilde belli eden mimiklerimle mırılandım.

"Vahşi kelebekle medeniyete doğru."

Vakit kaybetmeden yanımdan ayrılıp direksiyona geçtiğinde arabayı çalıştırdı ve gideceğimiz mekana doğru yol aldık.

Ortamda oluşacak iki saniyelik sessizlikten bile rahatsızlık duyacağımı bildiğimden elimi hızlıca radyoya uzattım ve rastgele bir müzik kanalı açtım.

"Hiç çekinme ya, kendi arabanmış gibi takıl."

İğneleyici ses tonuna "İstersem onu da elinden alırım," diyerek tehditkâr bir şekilde karşılık verdim. "Bir iddiaya bakar."

Kurduğum cümleye bıyık altından gülümsediğini hissedebiliyordum.

"Bu da dilinden düşmez artık senin, yandık ya."

Birkaç şarkıda biten kısa yolculuğumuzun ardından arabayı park etmeye hazırlandığında merakla etrafıma bakındım. Görünürde lokanta benzeri herhangi bir mekan yoktu.

25 kilo patlıcan | barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin