Yapamaz dediniz, yazamaz dediniz ama başardım!! ADHD'mi yenip kurgunun en uzun bölümünü yazdım az yavaş okuyun siz de nolur🙏🏻
❀
Karlos & Yaren - Tarzımsın Farzım
"Bak Yağız, lütfen saçma sapan maç muhabbetleri döndürüp tadını kaçırma insanların."
Barış'ın katına gelmek için bindiğimiz asansörde Yağız'ı herhangi bir rezillik çıkarmaması adına tembihliyordum. Ona inat tuttuğum takım yüzünden beni bile bir ara ikizlikten reddetmeyi düşünen bir insanın o takımın oyuncularının yanında nasıl davranacağı konusunda gerçekten endişeliydim. Aslında burada bulunmasını da pek istemiyordum ancak beni bu hâlde ikinci kez bırakmak istemediği için el mecbur kabul etmek durumunda kalmıştım.
İkâzlarıma sessiz kalan Yağız gayet rahat bir tavırla doğru kata geldiğimizde benden önce asansörde ayrılırken kapı pervazında bizi bekleyen Barış ile karşılaştık, gözleri ilk beni bulmuştu.
"Hoş geldin... Sen de hoş geldin Yağız."
Kısa ve gayet medeni bir selamlaşmadan sonra koridorda dün yerini öğrendiğim salona doğru adımladım. Barış'ın takım arkadaşları bizden önce gelmiş olacak ki ara holde ilerledikçe sesleri daha net duyuluyordu. İçeri geçtiğimizde beni karşılaşayan güler yüzlerin Yağız'ı görünce asılması da pek uzun sürmedi. Bu muhtemelen dört koyu Galatasaraylının yanına Fenerbahçe formasıyla gelmeyi tercih etmiş olmasından kaynaklıydı.Evde onun bu şekilde gelmesinin ne kadar doğru olmadığını anlatmaya çalışsam da konu Fenerbahçe olduğunda akılsal manâda çoğunlukla Ercüment'in yaş skalasında takıldığı için elbette her konuda olduğu gibi beni yine dinlememişti. Yani özetle benim kardeşim girdiği ortamlara gelin beni dövün mesajı vermeyi severdi biraz.
"Lan Barış nereyi açık bıraktın kanarya girmiş eve!"
Berkan'ın şakayla karışık sinirle kurduğu cümleye karşı Yağız gözlerini devirmekle yetinirken peşimizden odaya giren Barış'a mahçup bir şekilde baktım. O ise hiçbir sıkıntı olmadığını belli eden mimikleriyle anlayışlı bir şekilde gülümsedi.
"Gün birlik olma günü Berkan... E Yağmur ayakta kaldınız otursanıza."
Barış söyleyene kadar ayakta olduğumu dahi unutmuşken sırayla salondaki herkesle el sıkıştıktan sonra boş bir koltuğa geçtim. Karşımda Kerem ve Yunus otururken sağdaki tekli koltukta da Berkan vardı. Benim de bir yanıma Barış bir yanıma Yağız yerleşirken masadaki oyunlarda gezdirdim gözlerimi. Birileri bu geceye iyi hazırlanmıştı anlaşılan. diye geçirdim içimden.
Hafızam beni geçmişe götürürken konuştum. "Pandemi anılarım canladı."
"Seni uyutmamak için oyalayacak bir şeylere ihtiyacım vardı." Barış'ın sözleriyle gülümseyerek ona döndüm.
"İlk hangisinden başlıyoruz?"
"Altı kişi olmasak 101 atalım derdim..." Yunus'un kurduğu cümle ister istemez gülmeme neden olurken "Yağmur'la oynamanızı tavsiye etmem... Kazanmak için başvurmadığı hile yok." diyerek az önce tanıştığı insanlara beni şikayet eden Yağız'ın omzuna vurdum sertçe. Tamam biraz hilekâr olabilirdim ama beni yeni tanıyan birilerinin yanında böyle konuşması hakkımda kötü bir imaj çizilmesine sebep oluyordu.
"Bence tabuyla başlayalım." deyip elindeki tabu kutusunu salladı Kerem. Herkes onaylarcasına başını salladığında ise sordu. "Takımları nasıl ayarlayacağız?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
25 kilo patlıcan | barış alper yılmaz
Fanfictionnasıl olsa görmez diye düşünen yağmur çözer, barış alper yılmaz'ın mesaj kutusunu not defteri olarak kullanmaya başlar. - hayat beni tekrardan 13 yaşında hissettirsin diye yazdığım fic | 10.07.24 - 27.07.24 #futbol | 1 ✓ 16.09.24 #instagram | 1 ✓ 14...