Bölüm Onüç: Geçmiş Ateşi-İnsan büyüdükçe mi artıyor dertleri?
Yoksa insan büyüdükçe mi anlıyor gerçekleri?--Özdemir Asaf-
—❄︎—
UYARI: Bölümü düzenlemedim. İlk haliyle sözüm olduğu için yayınlıyorum. İki güne düzenlenmiş olur. Yanlışlıklardan cümle anlamları değişmiş olabilir, ve ya noktalama işaretlerinde yanlışlıklar. En kısa zamanda düzenleyeceğim <3
Keyifli okumalar...
—❄︎—
Bazen
Zaman zaman
Kendimi kanatıyorum.Elime bir bıçak alıyorum
Ya da kesici her ne ise,
Kağıt parçası bile yoklukta işe yarar.Kafamdaki sesler kulağımı tırmalamaya başladığında
Bıçağı tenime sürtüyorum.
Kanayana kadar, acıdan ağlayan kadar.Sırf dikkatım iç dünyamdan biraz olsun dağılsın diye.
Fiziksel acım aklımı doldursun diye.Yoksa beni öldüren boğazıma dolanmış eller olacak.
Kendi ellerim.
Kendi düşüncelerim.
Kendime söylediğim yalanlar.
Kendimle ettiğim kavgalar.Bunlar öldürecek beni.
Bazen
Zaman zaman
Kendimi kanatıyorum.Can çekerken aklımdakileri unutabilmek için.
—❄︎—
Geçtiğimiz gün boyunca endişeyle tek bedendim. Arcen garipti, olaylar karışıktı, polis bizi arıyordu, eğlencemiz yüzünden masum insanlar tutsaktı. Yakalanma olasılığım beni titreyerek gezecek kadar korkuttu. Küvetin kabinin içinde, sular çıplak bedenimden ileri geri sakince süzülürken iyi değildim. Yalnızdım, su ve geçmişim ile beraberdim lakin her zamankinden farklı olarak asıl düşmanım şu an yaşadıklarımdı. Kafamdaki sesler sussun istedim, ben, niye bu bataklığa hapsedip duruyordu ki? Karın ağrım varken ellerimle üzerine baskı uygulardım, ardından nefesimi olabildiğince fazla tutup bedenimi sıkardım, karın ağrım nefessiz kaldığım süre boyunca uzaklaşırdı. Bileğimin üzeri kanarken yanma hissi hoşuma hiç gitmezdi ama mecburdum, pişmanlık sonrası bir bez ile üzerini olabildiğince sert şekilde bastırırdım, acı en azından birkaç saniyeliğine dururdu.
Önemli olan nefesi tutmak, acıyı baskılamaktı. Küvetin içinde boylu boyunca uzanırken kafam betona yaslı, havada duruyordu. Başımı kaldırıp küvette kendime alan açtım, burnumu tıkarken başımı suyun içine daldırdım. Sakindi, sessizdi, ama hayır, bu sessizlik çok gürültülüydü. Acı çekiyordum. Bu sefer fiziksel değil, zaten derimde açılmış yara izleri beni hiç acı konusunda tatmin etmedi. Ama o kafanın içinde dönenler var ya, işte onlar benim sonumu hazırlıyor. Mezarımı kazıyor, içine oturmam için en konforlu alanı sağlıyor. Düşünce, hatıra, suçluluk çoğu zaman kaygı, öldürüyor beni! Ciddiyim öldürüyor!
Nefesim bittiğinde yüzeye çıkmak için çabalamadım. Gözlerimi kapatıp daralan akciğerlerimi doldurmak için çektim burnumdan suyu. İçimdeki acı derinleşmeye başladığında bilincimin kapanması için saymaya başladım. Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz.
Bazı şeyler son buldu orada. Pes etmek en iyi özelliğim sonuçta.
Yaka paça çeker beni kendim olduğumda. Bir şekilde alacaklı çıkarım o gün oradan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONDER
Roman d'amour"Bu zamana kadar hep başkalarının bizim için istediği hayatı yaşayıp sorumluluklar altında ezilip büzüldük. Madem hepimiz intiharı zaman zaman düşünüyoruz, el ele tutuşup öldürelim kendimizi. Ama öldürmeden önce hayatı öyle savruk yaşayalım ki yarın...