𝐒ı𝐧𝐠ı𝐧 : 1. Gözü korkmuş. 2. Çekingen, ürkek. 3. Üzgün, düşünceli.
❝𝘒𝘰𝘣𝘳𝘢𝘺𝘢 𝘬𝘰𝘣𝘳𝘢 𝘥𝘢 𝘥𝘦𝘴𝘦𝘯 𝘣𝘢𝘺 𝘬𝘰𝘣𝘳𝘢 𝘥𝘢 𝘥𝘦𝘴𝘦𝘯 𝘺𝘪𝘯𝘦 𝘴𝘦𝘯𝘪 ı𝘴ı𝘳ı𝘳.❞
︶꒦꒷♡꒷꒦︶
Dün her şey normal gitmiş gibiydi.
Kötü hiçbir şey olmamıştı ancak yine de işin içinde bir terslik olduğunu seziyor gibiydi. Bunun nedenini tam olarak kestiremesede kötü şeylerin olmayacağını ve sadece kuruntu yaptığını umarak derince bir iç çekti.Akşam saatlerinde hava kararalı birkaç saat olmuşken yetişkin Yenilmezlerin söylediklerine göre Thor geldiği için apar topar kuleye dönülmüştü.
Fakat Alessi'nin bildiğine göre Thor Asgard adındaki bir diyarın baş veliahtı ve prensiydi bu yüzden önemsiz sebeplerden dolayı zırt pırt Dünya'ya inemezdi. Bir şeylerin olması şarttı ama bunu onlar söylemediği sürece de asla öğrenmeyecekti.
"Bayan Cora, İhtiyar Yüzbaşı; sizi salona çağırmamı istedi."
Odasında yankılanan robotik kadın sesiyle birlikte siyah dolma kalemini elinden bıraktı. İştahı olmadığı için kahvaltıya inmemişti ve sabahtan beridir yaptığı tek şey önündeki pejmürde bir eskiz defterin kullanılmamış yapraklarını karalamaktan başka bir şey değildi.
Ellerine baktığında karalama yaptığı eline epeyce bir mürekkep bulaşmış olduğunu gördü ve bu ellerini defalarca yıkamasına sebep oldu. Yine de mürekkep izleri geçmemişti.
Salona inmek için odasının kapısından dışarı adımını attığı an odasından gelen yetişkin bir erkek sesi adımlarını durdurmasına yetti.
"Merhaba!"
Alessi, adımlarını ters yöne doğru çevirdi ve olabildiğince yavaş bir şekilde sese doğru yani odasının içine doğru ilerledi. Ama odada kimse yoktu. Bir anlığına delirdiğini düşünsede düşüncesinden vazgeçip boğazını temizledikten sonra bağırdı.
"Neredesin sen?"
"Buradayım..."
Alessi anında arkasına döndü. Bir adam vardı. Siyah omuzlarına dökülen uzun saçlara sahipti. Koyu gözleri sinsice parlıyordu, buna rağmen gülümsemesi güven vericiydi.
"Kimsin sen?"
Elini hemen yanında duran süs olsun diye konulmuş sehpaya ettı ve içinde yeni koyduğu taze yaseminlerin bulunduğu vazoyu parmaklarının arasına aldı. Normal zamanda bu yaseminleri asla heba etmezdi ancak şu an ne normal bir zamanda ne de normal bir durumdaydı.
Adamın bir bir hologramı olduğuna dair ciddi şüpheleri vardı çünkü bir kaybolup bir belirmesi in başka bir açıklaması olmazdı.
Çiçek desenleriyle süslenmiş vazoyu adama doğru fırlattı ve vazonun yeşil kıyafetli adamın içinden geçişini izlerken sırıtışına engel olamadı. Her zamanki gibi hislerinde yanılmamıştı.
"Kardeşimden çok daha zekisin... "
Alessi kaşlarını çatmaktan kendisini alamadı ve sorusunu yineledi. Yeşil giyimli ahmaklara ayıracak vakti yoktu. Nefesi ise hiç yoktu. "Kardeşin beni ilgilendirmiyor. Sen kimsin?"
Adamın dudakları iki yana kıvrıldı. İyi bir gülümsemeden çok sanki kötü bir durumdan bahsedecekmiş gibi gülümsüyordu. Bu onun içindeki ürpertici arttırsada bozuntuya vermedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lethal Green | Pietro Maximoff
Fanfiction❝Her şey eski püskü perdeleri olan camlarının bir kısmı kırık yetimhaneye yerleşmesiyle başladı. Asıl memleketini bile bilmeyen yaşamın ona verdiği küçük ekmek kırıntılarını takip edip evini bulamayan küçük bir kızdan bir Yenilmeze dönüşmesi çok ani...