❝Her şey eski püskü perdeleri olan camlarının bir kısmı kırık yetimhaneye yerleşmesiyle başladı. Asıl memleketini bile bilmeyen yaşamın ona verdiği küçük ekmek kırıntılarını takip edip evini bulamayan küçük bir kızdan bir Yenilmeze dönüşmesi çok ani...
Çaresizlik, Yenilmezlerin şu an hissettiği tek şey çaresizlikti. Onlar kahramandılar, fakat onların kahramanları yoktu. Onlar insanları kurtarırlardı. Fakat onların kurtarıcıları yoktu. Acaba insanlar onlara Yenilmez derken birgün bir hastalığa yenilebileceklerini biliyorlar mıydı? Elbette bilmiyorlardı. Onların bilecekleri tek şey birer Yenilmez olduklarıydı. Yenilebilecekleri değil.
Belki de bu tarz sorunlar onların lanetiydi. Daha adını bile bilmekleri insanlar için savaşırlarken vazgeçiyorlardı, kendilerinden. Belki de kendilerinden vazgeçtikleri için hayat onları mutsuzlukla lanetlemişti. Ya da güzel geçen bir anın hemen ardından bunun bedelinin ödenmesi gerekiyordu. O yüzden hepsi şu an üzgün ve bir o kadar da çaresizdi. Neşe kırıntıları teker teker toprağa gömülmüştü. İşte Yenilmezlerin hayatı böyleydi. Sizde Yenilmez olmak ister miydiniz? O zaman size tek tavsiyem günün sonunda her daim üzgün olmaya hazır olmanız olurdu. Çünkü onlar üzgünlerdi. Sadece üzgün. Ve özel güçler onları mutlu yapan değil çaresiz yapan şeylerin başında geliyordu.
Pietro, stres içinde elleriyle yüzünü sıvazladı. Lanet bir hastane odasının önünde yaptıkları tek şeyin beklemek olması gerçekten acınasıydı. Üstelik her şey onun suçuymuş gibi hissediyordu. Belki de Alessi'ye eşlik etseydi bunlar olmayacaktı. Ama kahretsin ki bunu yapamazdı. Geriye dönseler bile bunu yapamayacağını biliyordu.
Omzunun üstünde hissettiği sıcak elle gülümseyerek elin sahibine, biricik kardeşine, döndü."O iyi olacak, Pietro." dedi, kızıl cadı. Gülümsemesi zorakiydi belki ama yine de güven veriyordu kardeşine. Ben senin yanındayım, diyordu ona. Yalnız değilsin.
Pietro bunu biliyordu. Yalnız değildi. Wanda vardı, yanında her daim de olacaktı. Bunu bilmiyor değildi, genç adam. Yine de bir şeyler için kendisini suçlamadan edemiyordu. Kendince haklı sayılırdı, aslında. Ama genç oğlanın bilmediği bazı şeyler vardı. Alessi'nin başına gelen şey bir yaralanmadan ibaret değildi. Dahası bunun suçlusu ne o, ne de içeride yatan genç kızdı.
"Senden tek istediğim ona göz kulak olmandı!" Thor adeta kükrercesine bağırdı, Tony'e. Sesi işiten herkes iyice yerine siniyor gibiydi. Ancak bu Thor'un ilk hesap soruşu değildi. Herkese çay ve biraz da atıştırmalık almak için giden Natasha ve Steve'den hemen sonra tartışmaya başlamışlardı. Tony cevap vermemek için adeta kendisiyle iç savaş versede en sonunda o da Thor'a nazaran daha sakin biraz olsun alçak bir sesle ancak yine de bağırarak konuştu. "Bunu bilerek mi yaptım, sanıyorsun! Görmüyor musun hepimiz üzgünüz!"