5-"Hadi Jeongguk, eğlen benimle."
Bir hafta.
O geceden beri lanet olası bir hafta geçmişti ve biz bu hafta boyunca Kim Taehyung ile o, beni o gecenin sabahında okula bıraktıktan sonra hiç konuşmamıştık. Çünkü o nişan hazırlıklarıyla uğraşan annemin peşinden ayrılmamıştı. Benim tek yaptığım ise gelecek hafta olacak nişanlarının hazırlığını yapan onları izlemek olmuştu.
Şimdi ise gece için, annem ile onun nişanlarını kutlamak için yapılan yemeğe katılmaya hazırlanıyordum.
Trajikomik bir olaydı. Bir hafta önce saatlerce seks yaptığım adamın nişanı için giyeceklerimi kuru temizlemeden almak, daha sonra aile yemeğine hazırlanmak gerçekten trajikomikti.
Herhangi bir üzüntü, kırgınlık veya başka bir şey hissetmiyordum. Sadece olayın saçmalığını o an fark edebilmiştim işte. Sonuçta o nişanlıydı artık. Hem de annemle. Ben ise bir erkek arkadaşa sahiptim. Fakat sevgilimden daha fazla düşünüyordum onu.
O an iki insanı aldattığımız, öğrenilirse onlarca insanı etkileyecek ahlaksız ve kirli ilişkimiz fazlaca saçma gelmişti. Ancak biri çıkıp bana 'Madem saçma o zaman bitirsene.' dese hararetli bir tartışmaya girer, bu ilişkiyi bitirmemek için karşımdakini ve kendimi ikna etmek adına onlarca sebep sayardım.
Neden böyle davranırdım onu da biliyordum aslında. Sorunun temelinde benim aile sorunlarım yatıyordu. Tanıyamadığım babam, beni asla siklemeyen annem, sevilme ihtiyacım gibi sebeplerdi işte sorunun temeli. Onun benim sevilme ve ilgi ihtiyacımı karşılamasına alışmıştım sadece bir seferde.
Ne kadar bir süreye kadar idare etsem de şefkatli dokunuşlarla sevilmeye gerçekten ihtiyacım vardı. İstediğim şey ise bir sevgilinin, bir aşığın, bir arkadaşın sevgisi değildi. Benden büyük birinin beni kolları arasına alıp sırtımı okşayacağı, kulağıma güzel sözler fısıldayacağı türden bir sevgi ihtiyacıydı benimki.
Bu yüzden evet, beni seven bir sevgilim vardı ama Taehyung gibi hissettirmiyordu.
Sevgi insan için en temel ihtiyaçtı işte. Ben de biri beni sevmese de yaşayabileceğimi düşünürdüm. Fakat arkadaşlarımın aileleri tarafından sevilip okşandığını gördüğüm günlerin geceleri şarkılar eşliğinde ağlardım. Tanrıya onlarca isyan sıralardım.
Çünkü sevilmeye ihtiyacım olduğunu öyle anlarda fark ederdim. Babası arkadaşımın sırtını sıvazladığında kendi sırtımdaki boşluğu hissederdim. Arkadaşlarımda kalıp aile yemeklerine katıldıktan sonra, evde tek başıma yemek yerken o ihtiyacı, masadaki soğukluğu en yoğun haliyle hissederdim.
Para olmazsa aşk var, sevgi her şeydir edebiyatına girmeyeceğim elbette. Fakat babam tarafından saçlarımın okşanacağını, 'oğlum' denilerek sevileceğimi bilsem tüm maddiyatımı ortaya koyabilirdim sanırım.
Dünyada bir 'oğlum' veya 'kızım' lafına muhtaç insanlar vardı işte.
"Jeongguk," diye seslenen kadının sesini duyduğumda derin bir nefes verdim. Gelip odamın kapısını açmasını ve diyeceklerini dedikten sonra defolup gitmesini bekledim.
Beklediğim gibi birkaç dakika sonra odamın kapısı açıldığında ters bir şekilde "Ne var?" diye cevap verdim. Terslememe alışık olduğundan sadece göz devirdi.
"Neden hala hazır değilsin?" diyerek sadece banyo havlusunun alt bedenimi örttüğü vücudumda gezdirdi gözlerini. "Çıkarsan hazırlanacağım." dediğimde "Çabuk ol, yarım saat içinde Taehyung bizi almaya gelecek." diye cevap verdi ve çıktı odamdan. Arkasından kapıyı aralık bırakmasıyla "Lanet kadın," diye bağırdım. Beni umursamadan odasına girip kapıyı çarptı. Ben de onun yaptığı gibi kapıyı çarpıp dolabımın önüne geldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Revenge and Sinful Desires
FanficJeon Jeongguk arsız bir çocuktu. Annesinin yeni nişanlısını isteyecek kadar arsız bir çocuk.