10-"Senin hakkında her şey benim için çok önemli."

514 50 6
                                    

10-"Senin hakkında her şey benim için çok önemli."

Aniden sırtıma saplanan ağrı boğuk bir 'ah' bırakarak gözlerimi açmama sebep olduğunda gözüme çarpan aydınlıkla yeniden kapatmak zorunda kaldım. Alışmak adına gözlerimi kırpıştırdım birkaç kere.

Gözlerimi araladığım gibi gördüğüm beden ufak bir gülümsemenin yüzümde şekillenmesine sebep oldu. Makyaj masasının önünde kendini inceleyerek beyaz gömleğinin kol düğmelerini ilikliyordu. Koyu kahverengi bir kumaş pantolon giymiş, gömleğin üzerine de kahverenginin tonlarında karelerle işlenmiş bir yelek giymişti. Yelek belini sıkıca sarmalıyor ve güzel fiziğini tamamen ortaya çıkarıyordu.

Yerimde öylece uzanmak canımı sıktığından kalkmak istedim. Fakat tüm vücudum yüz üstü yatmaktan tutulmuştu. Bu sebeple yan dönmekle yetinmeye karar verip hareketlendiğimde kuyruk sokumuma ani bir sancı saplanmış ve sırtıma doğru ilerlemişti. Ağrı yüzünden yüksek sesli bir inleme bıraktığımda kendini inceleyen bedenin dikkatini üzerime çekmiştim anında.

"Bebeğim," diye telaş dolu bir sesle konuşup yanıma yaklaşmıştı. Yataktaki boş yere oturup terli saçlarımı geriye itti. "Hareket etme, iyi değilsin."

"Sırtımın üzerine uzanmak istiyorum." diye sızlandığımda kafasını onaylarcasına sallamış, bedenimi dikkatli bir şekilde çevirmişti. Ufak sızlamalar hissetsem de az önceki sancının yanında hiçbir şeydi.

"Dizlerini kendine çekerek uzan. Belin ağrımasın."

Dediğini yapıp dizlerimi kırdım. Bacaklarımı aralayıp vücudumu rahat bıraktım. O da bu sırada yerinden kalkıp makyaj masasının üzerine bırakılmış poşeti aldı. Poşetle yanıma döndüğünde bunun bir eczane poşeti olduğunu fark etmiştim.

Poşetten bir kutu çıkardı. Kutuyu açıp kremi kutudan çıkardı. "Bu deliğin için." dedi bacaklarımı aralarken. Önce üzerimdeki dar, siyah baksırı dizlerime kadar sıyırdı. Sonra da beyaz kremin kapağını açıp bir miktar parmaklarına sıktı.

"Dün hastaneye götürdüm seni. Doktor doku zedelenmesi olduğunu söyledi. Serum takıldı. İlaçlarını alıp eve döndük." diyerek kısa bir özet geçtiğinde dün geceyi az biraz hatırlamıştım.

Gittiğimiz gibi, ağrı yüzünden ağladığım için bana yapılan ağrı kesici iğne sürekli uyuklamama sebep olmuştu. Bu sebeple dün gece hastanede yaşanılan şeyleri pek hatırlamıyordum.

Yalnızca bir parmağını deliğimden içeri itip parmağını içimde olabildiğinde yavaş ve yumuşak bir şekilde hareket ettirip kremi yedirmeye başladı.

"Dün gece çok ağladın bebeğim. Korkuttun epey. Neyse ki çok zarar görmemişsin. Kremi düzenli süreceğiz. Birkaç tane de hap var alman gereken. İyileşeceksin hemen." dediğinde o an aklımda tek bir soru vardı.

"Ne kadar süre sevişemeyeceğiz?"

"Doktor bir hafta dedi." dediğinde bile sızlanmaya hazırlanmıştım ki o "Ama biz iki hafta sevişmeyeceğiz. Çünkü tamamen iyileşmeni istiyorum." demişti.

"Ne?" dedim isyanla. "Ben Los Angeles'da sevişmeyeceğiz diye üzülmeye başlamıştım. Sen bir de iki hafta uzak kalacağımızı mı söylüyorsun?"

"Dikkat etmeliyiz Jeongguk." dedi ciddileştirdiği sesi ve yüzüyle. "Anal yapın harika. Doktor bile epey yumuşak ve esnek duvarlarının olduğunu söyledi. Biz o kadar zorlamışız ki resmen seks için yaratılmış duvarların soyulmaya başlamış. İşin ciddiyetinin farkına var."

Sesi beni suskunlaştıracak kadar baskın ve sert olduğu için ağzımı dahi açamamıştım. Bir süre onun kremi sürmesini izledim sessizce. İşini bitirdiğinde kremin kapağını kapatıp kutusuna geri koydu. Bir başka kremi çıkardı. "Beline sürmem gerekiyor. Ağrı kesici." diye açıkladığında kafamı onaylarcasına sallayıp onun da yardımıyla yeniden yüz üstü döndüm.

Revenge and Sinful DesiresHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin