7-"Deli oluyorum sana."
Şu hayatta sevdiğim çok şey vardı. Gerçekten.
Çikolataları severdim. Baharatlı yemekleri severdim. Sarhoş olmayı sevmesem de içmeyi severdim. Farklı farklı şeyler denemeyi severdim. Piercing ve dövmeleri severdim. Bağıra bağıra şarkı söylemeyi severdim.
En sevdiğim grubun konserlerini izlemeyi, çizim yapmayı, güzel kokuları, çiçeklerin yapraklarına dokunup okşamayı, pride kutlamalarını, kitap ayraçlarını, ipek kumaşın tenimdeki hissini, ılık sonbahar sabahlarını, yağmur kokusunu ve daha bir sürü şeyi severdim.
Sevdiğim şeyler listesine ise bir yenisi eklenmişti artık: sabah öpücükleri.
Taehyung'a sarılarak uyuduğum, hayatımın en iyi uykularında ilk üçe girecek kadar tatlı olan uykumun sabahında Taehyung tarafından yüzümün her tarafına kondurulan minik öpücükler ile uyandığımda eklemiştim bu maddeyi listeme. Ve bu maddenin listeye ilk sıralardan giriş yaptığına da emindim.
Tatlı buselerle uyandırıldığımda bir süre daha kapalı tutmuştum gözlerimi bu hissi kaybetmemek için. Çok güzeldi. Yumuşacık dudaklarının tenime değişi, minik öpücüklerin yüzümde gezinmesi, Taehyung'un bir elinin üzerimdeki gömleğin altına girip belimi sarması, onun yanımdaki sıcaklığı yemin ederim çok güzeldi.
Yüzümün her tarafında gezinen dudakları sonunda sus çizgime dokunmuş, ardından ise dudaklarımı bulmuştu. Ben ise daha fazla uyuma numarası yapamamış, kollarımı hızla omuzlarına sarıp onu kendime bastırmıştım.
O küçük buse benim karşılık vermem ile derinleşmeye başladı. Alt dudağımı kavrayıp ağzına çekti. Dişleri arasında, canımı acıtmadan sıkıştırıp bir dil darbesi ile dudağımı yaladı. Ufak bir inleme kaçırdım ağzımdan. Ellerimi sırtına kaydırıp tişörtünü parmaklarım arasında kırıştırdım güç almak ister gibi.
İkinci bir dil darbesinden sonra dudağımı bıraktı. Islak bir sesle dudaklarımı ayırdı. Sıcak nefesini yüzüme üfledi. O benim aksime çoktan uyanmış ve dişlerini fırçalamış olmalıydı ki ağzı nane kokuyordu. Ben ise kesinlikle iğrençtim.
"Günaydın," dedi yeni uyandığı için boğuk çıkan sesiyle. Burnunu burnuma sürttü. Yüzlerimiz çok yakın olduğu için elimi ağzıma kapatıp "Günaydın," diye karşılık verdim.
Halime küçük bir kıkırtı bırakıp dudaklarını elimin üzerine bastırdı. "İğrencim şu an. Öpme." dedim, ağzım elimle kapalı olduğu için boğuk bir tonda. O ise beni dinlemeden ikinci kez elimin üzerine bastırdı dudaklarını.
"İğrenç değilsin. Sabah seksi yapmayı istetecek kadar güzelsin."
Beni tekrar öpmek için eğildiğinde diğer elimi de onun dudaklarına kapattım. "Yüzümü bile yıkamadım Taehyung." dediğimde hiçbir dediğimi umursamadan ağzına kapattığım avcumu öptü. Onun bu arsız hali gülmeme sebep oldu.
"Bekle," diyerek elimi onun dudaklarından çektim. "Hemen gidip geleceğim ve bu anın devamını getireceğiz, tamam mı?"
Kafasını salladı hafifçe. "Bir dakikan var güzelim. Eğer bir dakika içinde dönmezsen banyoya gelirim ve o an ne yaptığını umursamadan bu anın devamını getiririm, anlaşıldı mı?"
"Hadi ama," diye söylenerek doğruldum yerimden. O da sırtını dikleştirip çene çizgimin sonuna bastırdı bu sefer dudaklarını. Yemin ederim o beni öptükçe karnım kasılıyordu.
"En az iki dakika diş fırçalamak gerekiyor sağlık için. Nasıl yetişeyim bir dakika içinde." dedim yataktan kalkarken. "30 saniyeye düşmesini istemiyorsan," diyerek kalçama bir şaplak attı. "Acele et bakalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Revenge and Sinful Desires
FanficJeon Jeongguk arsız bir çocuktu. Annesinin yeni nişanlısını isteyecek kadar arsız bir çocuk.