Sakin ol Arda, yine seni sınıyor. Yine senle oynuyor. Bir kedi misali oynuyordu benimle. O her zaman böyle yapardı. Gelirdi, oynardı, hatırlatır ve giderdi.
O böyleydi.
Ferdi Erenay Kadıoğlu.
İsmini söylerken bile duraksadığım kendime yakıştıramadığım güzellikte isime sahip bu adam hayatımın merkezine yerleşmişti. Ve bunu o bile bilmiyordu.
Bunu aslında bende bilmiyordum.
"Amına koyayım ben anlamadım bu kız şimdi bunun neyi?" İsmail'in bininci kez sorduğu soruya Mert kısa bir küfür savurdu, Miha ise sabırla cevap verdi, "Teyzesinin komşusunun kızının çocuğu."
İsmail kısa bir onaylama sesi çıkarttı.
Kerem ve Altay ikilisi derslerini öne sürerek yemekten sonra erkenden çıkmıştı. Emre biraz yürüyüş yapacağım diyerek çıkmış, Alioski uyuyacağını söylemişti. Sanırım aralarında ciddi bir problem vardı. Yoksa birbirlerinin götünden ayrılmazlardı.
Ferdi ise sevgilisiyle birlikte biraz oturup gitmişlerdi. Sözde gelmelerinin nedeni kız arkadaşını tanıştırmaktı.
Kız arkadaşı.
İsmail'in dizine biraz da kuruldum. Mert ve Miha koltukta yer olmadığını söyledikleri için önümüze, yere oturmuşlardı. Oturdukları andan beridir de cilveleşmeleri şahsen sinirime dokunuyordu.
Kocaman bir koltuğun olması dışında bir sorun yok.
Derin bir nefes vererek televizyona odaklanmaya çalıştım. Ama sadece çalıştım. Onun yanında sürekli kız görürdüm ama bu sefer... Bu sefer niye bu kadar kötü hissetmiştim?
Televizyonda oynayan film saçma sapan konulara girişince onu da izlemeyi bıraktım. Keşke şuan hayattan yok olsam şöyle kafamı dinleyip geri gelsem. Yok muydu izin günüm?
"Lan bu ne?" Alioski elinde nereden bulduğunu bilmediğim uzun sopayla geldi. Ben daha ne olduğunu anlamadan İsmail'in kalkmasıyla kafamı koltuğa sert bir şekilde vurdum.
"Senin ananı sikeyim İsmail." Kafamı ovdum.
"Sopamdan uzak dur pis sarı." Sopayı alıp sarılırken Alioski'ye söylendi.
"Kanka çok pardon da niye yatağının altına sopayı koydun? Götüme giriyordu az daha." Bu sefer Alioski, İsmail'in yerine geçince hızla başımı dizine yasladım.
"Keşke girseydi." İsmail'in hafif mırıltısıyla Alioski yerdeki Miha'nın terliğini İsmail'in kafasına attı.
"ALLAH BELANI VERSİN ALİOSKİ TERLİĞİMİ SAL." Miha'nın cırlaması ile küfür ederek yattığım yerden kalktım. Miha'nın bağırması kulağınızın hemen yanında silah patlaması gibiydi. Rahatsız ediciydi.
"Miha hayatım yanımda bağırmasan mı?" Mert'in söylediği şeye Miha daha da cırladı. Çığlık çığlığa bir kavgaya tutulan Miha, Mert ikilisinden gaza gelen İsmail bir anda elindeki sopayla Alioski'yi kovalamaya başlayınca oturduğum yerde kalakaldım.
Tımarhanelik bir evde yaşıyordum.
Sanırım arkadaş çevremi hemen değiştirmeliydim.
Zilin çalmasıyla dördünün de şuan da açmayacağını bilip ayaklarımı süre süre kapıya gittim.
Tanıştığımız günün şafağını sikeyim.
"İSMAİL DEFOL BAŞIMDAN." Alioski açtığım kapıdan çıkarken İsmail kaldırdığı sopayı yukarı doğrulttu.
"Noluyor lan?" Kapının ağzında onun sesini duymamla beynimin durması bir oldu. Kelimeler sanki yavaş yavaş kafamda bölündü, parçalandı onun sesinde oturdu.
"İsmail napıyorsun amına koyayım?" Altay'ın gür sesiyle içerideki Miha ve Mert ikilisi de kavgayı bırakıp geldiler.
Kapı ağzında yedi enayi birbirine bakıyorduk şuan.
Ellerimi saçlarımda gezdirerek kapı ağzından çekildim. Ferdi, Altay ve Alioski sıra sıra içeri girdiği an kapıyı kapattım.
"Kerem nerede?" Altay ceketi asıp bana döndü, "Yunusla buluştu." Kafamı salladım. İkimizde herkes gibi salona girdik.
"Film mi izlesek?" İsmail'in önerisiyle Miha, İsmail'in elindeki kumandayı aldı. "Sen açma lütfen."
İsmail'in saçma sapan filmlerine asla bu kafayla kaldıramazdım.
Miha, İsmail, Alioski üçlü birlik olarak film seçerken Altayla bende atıştırmalık hazırlama kararı almıştık.
Şahsen tüm işi Altay'a yıkıp köşede oturacaktım ama bunu bilmesine gerek yoktu.
"Patlamış mısır patlatsak yeter." Kafamı sallayıp mısırı çıkarttım. O da buzdolabından içecekleri çıkarttı, "Eee daha da nasılsın Altay?"
Altayla her zaman abi kardeş ilişkisi içerisinde olmuştuk. Onu severdim, onu abim gibi severdim. Her şeyimi de anlatırdım. Ondan sevdiğim kişiyi saklamak bu yüzden canımı acıtsada saklamaya hala devam etmeliydim. Ondan korkuyordum çünkü.
"İyiyim Arda, sen daha da nasılsın?" Sıcak gülümsemesiyle mısırı patlatırken içeriden gelen Miha'nın çığlığını duymazdan geldim, "Bende iyiyim öyle yuvarlanıp gidiyorum."
Cips falan çıkartırken göz ucuyla ona baktım, "Keremle nasıl gidiyor?"
"Gayet güzel, hatta çok güzel." Aptal aptal gülümsemesiyle kafamı iki yana sallayıp gülümsedim.
Kerem, Altay'dan yaklaşık iki yıldır hoşlanıyordu. Aynı evde yaşamaları, Altay'ın onu kardeşi gibi gördüğünü düşündüğü için de açılamamıştı Altay'a. Sarhoş olduğu bir gün ise açılmış, onu zaten seven Altay da onun açılmasıyla şaşırıp kalmıştı.
Kerem cesurdu, ben onun kadar değildim.
Altay severdi, o öyle biri değildi.
Patlamış mısırları kovaya koymuş, içeceklerle bardakları alıp içeri geçmiştik. Açtıkları filme baktığım zaman klasik bir Alioski korku filmi olduğunu görmüştüm.
Yere hepimiz kurulmuştuk. Hemen yanımda oturan Ferdi'nin bukleleri dikkatimi hiç olmadığı kadar çekiyordu.
"Emre'm hadi gel film izliyoruz." Alioski'nin demesiyle Emre de bize katılmış sekiz kişi sıkış depiş televizyondaki filmi izliyorduk.
"Arda, mutfaktan cipsi biraz daha koyar mısın?" İsmail'in ricasıyla uzattığı kabı alıp mutfağa geçtim.
"Bu cipsi nereye koydum ben?" Tezgaha baktım.
"Bunu mu arıyorsun?" Ferdi'nin sesiyle yerimde zıpladım. Elinde tuttuğu cipsi alıp ağız ucuyla, "Teşekkür ederim." Dedim.
Cipsi koyarken Ferdi'nin nefesini boynumda hissettim, "Arda niye bu kadar soğuksun?" Acaba neden diye bağırmamak için dilimi ısırdım.
"Soğuk değilim." Kaçamak cevabımla gülümsediğini hissettim. Nefesini bu sefer ensemde değil boynumda hissetmemle ellerim titredi.
"Bu hallerin," boynumu hafifçe dudaklarının arasına aldı, "Beni delirtiyor." Boynumu emmesi ile hafifçe inledim. "Bu zor ayakların," Bir kaç cips dışarı çıktı, "Daha çok delirtiyor." Emdiği yeri öpmesi ile tuttuğum nefesi verdim.
Kaptan taşan cipsi alıp ağzına attı. "Hadi bal küpüm cipsi koy gel sen." Mutfaktan çıkması ile derin nefes verdim.
Gelirdi, oynardı, hatırlatır ve giderdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Bir Beyaz Orkide• Arda×Ferdi
Humor"Hiç mi olmayız Kadıoğlu?" "Değil sen Arda, tüm dünya gelse senle ben olmayız."