1,1

289 35 19
                                    

Tam bir hafta oldu. Kenanla uçuruma gittiğimiz günün üstünden tam bir hafta geçti. Bu süreç boyunca da sözümde durmuş Ferdi'den uzak kalmış, Kenanla ise gece akşam konuşmuştum.

Sözümde durmak kolay olmuştu gerçi çünkü Ferdi'yi de bir haftadır görmüyordum. Bizimkilere de soramıyordum öylece kalakalmıştım resmen. Bir tarafım merak ediyor, diğer tarafım ise sözümü hatırlatıp susuyordu.

Sadece Altay'ın onunla konuşurken 'iyi misin' dediğini duymuştum, bu bir haftada.

"Arda," İsmail'in sesiyle kendime geldim. Şuan İsmaille sesli kütüphanede oturmuş ders çalışmaya ÇALIŞIYORDUK, "Gülüm ben bu soruyu anlamadım."

İsmail'e tip tip baktım, "İsmail ben nasıl psikoloji sorusunu çözeyim Allah aşkına."

İsmail bir anlığına ne demek istediğimi anlamadı ama önümdeki anayasaya bakınca kısa bir aydınlanma yaşadı, "Hee, doğru." Harıl harıl soru çözmeye devam etti.

Bende önümdeki defterden ezber yapmaya çalıştım.

Kafam o kadar doluydu ki okuduğum şeyi ezberlemeyi geç anlamıyordum bile.

Şu bir haftada hiçbir şey olmamasına rağmen kafam cidden kazan gibiydi. En iyisi, buralardan bir süreliğine uzaklaşmaktı. Şöyle bir aylık tatil diye bir şey var mıydı acaba?

Neyse ki telefonuma gelen mesajla bu çileden kurtulmuş oldum.

Buraya gelirken ders çalışmazsan seni döverim dediğim İsmail'e yan bir bakış atıp telefonu cebimden çıkardım, masanın altından zorla görmeye çalıştım atılan mesajı.

Kenan
Günaydınnnnnn
Bir yorulmuşumm
Siz: Kütüphaneye gidiyoruz şimdi İsmaille
Bu benim iş yerine yakın olan mı

Ve, evet Kenan kafede çalışmaya başlamıştı.

Siz
Aynen aynen oradayız şuan
Sen işte misin

İsmail'in hareket etmesiyle yandan ona baktım. Neyse ki sadece pozisyonunu değiştirmişti. Bende telefonuma geri gömüldüm.

Kenan
maalesef.
Bak ne diyeceğim
İşiniz bitince buraya gelsenize
Hem ismaille de tanışmış olurum

Güzel bir fikir miydi? Belki ama o kafede olmasa başka bir yerde olsa kendimi daha az kötü hissederdim.

Onunla bize olan kafede böyle bir şey yapmak kötü hissettiriyordu. Onun sevgilisiyle o kafede tanışması bile bunu engellemiyordu, evet.

Siz
Bilemedim ki
İsmaille konuşayım ben
Öyle döneyim

Yazar yazmaz elimden telefon alındı, "Gerizekalı bana diyorsun da kendin bakıyorsun telefonuna." Yakalanmamın verdiği suçlukla telefonuma uzandım, "Ver lan telefonumu."

Telefonumun bildirim sesiyle stresle ayağa kalktım, "İsmail, ver şu telefonu."

İsmail merakla bildirime baktı, benden de uzağa kaçtı, "Oğlum Kenanla konuştuğunu söyleseydin ben sana alan yaratırdım. Dur bakim ne konuşuyorsunuz?" Mesajıma bakılmasınun verdiği rahatsızlık bambaşka boyuttaydı şuan.

"İsmail verir misin şunu?" İsmail, beni dinlemeden telefona bakmaya devam etti.

"Lan ne demek bilemedim," Harıl harıl telefona bir şeyler yazdı, "Dur bekle, kardeşin hallediyor." Saçma sapan bir şey yazacağını bildiğim için telefonumu hızlıca elime aldım, "Çok geç." İsmail'in piç gibi sırıtması beni korkuttu.

•Bir Beyaz Orkide• Arda×FerdiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin