Aşırı büyük heyecanla üstümdeki siyah gömleğin kırışan tarafını düzelttim. Çok heyecan yapmıştım bugün nedensizce.
Bugün Kerem'in doğum günüydü ve Altay ona bu sene farklı bir doğum günü hazırlamak istemişti. Biraz düşündükten sonra da güzel bir lokantada yer tutmaya karar vermiştik hep beraber. İsmail bu süreç boyunca parayı kendisine verirsek daha güzel doğum günü partisi hazırlayacağını söyleyip durması dışında bir sorun yoktu.
Altay, ben ve İsmail üçümüz kendi evimizden geçmiştik mekana. Alioski işi çıktığı için biraz gecikecekti. Emre ise hepimizden önce gelip dekorasyonu ayarlamaya başlamıştı.
Miha, projesi için şehir dışına çıkmıştı. Mert ise Miha'nın peşinden gitmişti. Sonuçta Mert, Miha'nın donu gibi bir şeydi.
Ferdi de sevgilisiyle beraber gelecekti.
Sevgilisi.
Şu sıfatı almak için çok çabalamıştım ama meğersem o sıfat en başından beri bana yakışmıyordu. Bunu çok geç fark etmiştim. Kendimi kaybettiğim zaman fark etmiştim.
Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Girdiğim lavaboda fazla oyalandığımı fark ettiğim zaman da hızlıca ellerimi yıkayıp çıktım.
Bileğime taktığım saate baktım, Kerem'in gelmesine yaklaşık yirmi dakika vardı. Dersini bitirip attığımız bu konuma gelecekti.
Ona Ferdi'yi kandırıp ondan bir şeyler yemeye gittiğimize dair ikna etmiştim. Daha doğrusu kandırmıştım.
Masaya yaklaştığımda iki kişinin daha bize eklendiğini gördüm. Onlardı. Bukleleri ile her açıdan tanırdım Ferdi'yi. Ya da kalbimin çarpışından. Bu da bazen evrenin bana ceza verişi gibi geliyordu.
"Arda gelsene buraya, lavobaya gidicem dedin işten kaytırdın amına koyayım." Altay'ın bana bulaşmasına karşı alaycı bir maske takındım. Yoksa bugün bitmezdi.
"Niye bensiz bir şey yapamıyor musunuz?" Elime tutuşurduğu balonu şişirmeye başladım, "He Ardam he."
"Ferdi sende şunu şişirsene." İsmail, Ferdi'ye de balon verince Ferdi yüzünü buruşturup aldı. Yanındaki kız arkadaşı da ellerini önünde kavuşturarak bizi izledi.
"Eee Sera siz nasıl tanıştınız?" Sanane İsmail, napacaksın tanışmalarını İsmail. Bir işe de burnunu sokma İsmail.
"Kafede tanıştık. Ben kahve alırken o benimkini de ödemek istedi. Öyle konuşmaya başladık." Geçen muhabbeti umursamadan Altay'ın önüme koyduğu -attığı- balonları şişirmeye devam ettim.
"Bizim Ferdi kafeye mi gidermiş, hani boşa paraydı lan kahve almak?" Allah'ım İsmail bugün beni sınıyordu.
"Sizin okula yakın aslında ismini şimdi hatırlayamadım otobüs durağına yakın olan kafede tanıştık ya." Elfida Kafe. "Elfida Kafe." Ferdi'nin kafenin adını söylemesiyle sanki hayat durdu bir an.
Benim onu götürdüğüm kafede kız arkadaşıyla tanışmıştı. Bize ait olan o kafede.
Yemin ediyorum kalbin bin parçaya ayrıldı ve ben onun sesini kulaklarımla işittim.
Altayla İsmail'in olmasını umursamadan gözlerinin içine baktım tüm kırgınlığım ve kızgınlığımla. Gör istedim beni ne hale getirdiğini.
Bakışlarımı hissetti biliyorum çünkü omuzları düştü ama bir kere bile dönüp bakmadı bana. Ferdi yine beni düşünmeden ezdi ve geçti.
Gözlerimi elimde tuttuğum balona sabitledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Bir Beyaz Orkide• Arda×Ferdi
Humor"Hiç mi olmayız Kadıoğlu?" "Değil sen Arda, tüm dünya gelse senle ben olmayız."