13.Bölüm: Görevimiz Tatil

257 22 16
                                    

Sabah uyandığımda karşımda kumral saçları bozulmamış, yakışıklılığıyla içimi kavuran bir Akın görmeyi beklemiyordum. Ne işi vardı bu adamın? Yatakta doğrulup elimi başıma attım. İşte o an dün gece yaşananlar bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti. Akın gece balkondan girmişti, biz mercimeği yapmıştık lakin fırına vermemiştik. Bir takım I like to movetlar yaşanmıştı. Gözüme çarpan yatak göçmesi de
aha bu kanıt başkanım der gibi duruyordu. Akın'ı dürttüm. Her zamanki gibi yakışıklıydı. Kahretmesinler! Tamam araba sürerken karizmatik olabilirsin, normalde de olabilirsin, ama uyurken bir insan yakışıklı olamaz ya! Yakışıklılığını görmezden gelecektik!

"Akın kalk!"dedim sessizce. Gece tontirikontonlar ve fontirikontonlar yapılmış olabilirdi ama bu büyük devlet sırrını kimseciklerin bilmesine gerek yoktu.

"Ahsen bir git kardeşim ya!"diyerek homurdandı. Soluna yatıp uykusuna devam etti. Yedi uyurlar bu kadar uyumamıştı. Yedi uyurlara hakaret sayardım.

Tekrar dürttüm."Akın kalk işe geç kalıyoruz."dedim sessizce. Kerem bir abi Nazlı ablanın odasından çıktı falan derdi. Tövbeler! Sessiz olmak çok önemliydi.

"Ahsen beni bir sal! Lütfen sal!"dedi homurdanarak. Ahsen'den Akın adına özür diler ve günahını aldığım için hakkını helal etmesini isterim.

A şıkkını denemiştim. B şıkkını da denemiştim. Sıra C şıkkındaydı. Üzerine eğilip yanağına bir öpücük kondurdum."Selvi boylum. Kalk!"

Sonda fabrika ayarlarına dönsem de bir zahmet anlasındı. Sabah sabah dişil enerji mişil enerji yoktu.

Yatakta bir hareketlenme oldu. Hatta bir an tahtırevallinin üstünde hissettim. Akın gözlerini ovuşturup önce tavana sonra bana sonra yatağa sonra tekrar bana baktı. Gözleri özellikle ben ve yatak arasında mekik dokuyordu. En son gözleri kömürlerimin üzerinde durdu.

"Nazlı yârim."dedi uykulu sesiyle. Esneme geldiği için ağzını kapattı. Dün gece olanları unutmamıştı anlaşılan. Akın'ın B12'sinden alıp kendime aktarmam gereken durumlar vardı.

"Günaydın."dedim boş boş bakarak. Sabahları mal gibi oluyordum.

"Günaydın."Dizlerinden destek alarak hafifçe doğrulup, yanağıma bir öpücük kondurdu."Erken kalkmışsın, gelsene."

Anlaşılan dün yaptığımız mercimeği fırına vermek istiyordu. Verirdik, verirdik de. Yeri ve zamanı değildi. Akif bey gösterirdi bana mercimeği.

"İşe geç kalıyoruz Akın."dedim ters ters bakarak."Hele bir gel."diyerek yanına çekti. Thor gücü vardı adamda. Yatağa yapıştım resmen. Başımı göğüsüne yasladım. Her zamanki babam kokusu beni burada tutmaya yetiyordu. Saçlarımın kokusunu içine çekti."Bir hafta boyunca en çok sesini sonra kokunu özledim."

Başımı yana çevirip kaslı kollarına yaslandım. Kömürlerimi mavilere diktim."Akın sana bir şey diyeceğim ama sır tamam mı?"

"Tamam yavrum. Söyle!"

"Aynı babam gibi kokuyorsun...Koku kişiye özel sanırdım ama bu öyle bir şey ki sen babam gibi kokuyorsun."

Yatakta doğrulunca kafam kolundan düşüp yatağa çarptı. "Kalk bakalım doktor işe geç kalacaksın."Anlaşılan üzülmeyim diye konuyu değiştirmişti.

Dudak büzdüm."Bir hafta gitmemeye alışmıştım ben ya!"

Yatakta otururken bir anda kucağına alınca mıhlanmış gibi kaldım. Yavaşça yere bırakıp, yatağı düzeltti. Hatta öyle bir düzeltti ki yatak yataklıktan çıktı jilet oldu.

~Doktorum Ol~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin