Odam büyük bir karmaşa içindeydi. Odamdan şirin köyü çıksa şaşırmayacak bir zihin içerisindeydim. Akşamdan kalma olduğum için başımda keskin bir ağrı vardı. İlacımı almayı da unutmam günümü daha berbat başlamasına neden olmuştu. İlacımla birlikte alkol tüketilmesi yasaktı. Her ne kadar dün ilacı içmemiş olsam da düzenli bir şekilde ilacı kullandığımdan bedenim alkole karşı daha çok savunmasız hale gelmişti.Günün pazar olması ise biraz keyfimi getirmişti. Okulda ruh gibi gezmek istemiyordum çünkü. Geç kalmam ile midemin açlığı da dayanılmaz olmuştu. Buzdolabımın içinde kahvaltı olarak ne yiyebileceğimi baktığımda pek hoş bir manzara ile karşılaşmamıştım.
Besleyici besinlerdense yüzüme veya vücuduma uygulayabileceğim kremler vardı. Göz altı kremimin arkasında siyahlaşmaya başlamış bir muz vardı.
Pek sağlıklı bir yaşantım olduğu söylemezdi. Dengesiz beslenirdim, yürümek dışında pek sporsal manada aktifliğim olduğu söylenemezdi. Dışarda rastgele insanları çizmeyi severdim.
Muzumu yerken sıcak su eşliğinde banyo çok cazip gelmişti. Eski bir apartmana sahiptim. Eski olmasına rağmen iyi bir durumda olduğunu söyleyebilirdim. Tek sıkıntısı eski olmasından kaynaklı evin duvarlarının küflenme müsait olmasıydı.Özellikle kış aylarında bu risk daha fazlaydı. Buna rağmen halime şükrediyordum. Tam öğrenci evi havası da yoktu. Ailemin durumu olmasa asla böyle bir yerde kalamayacağımı da biliyordum.
Tipik bir öğrenci hayatım olduğu söylenemezdi. Söylediğim gibi rahattım. Gelecek hakkında fazla endişeler kafamda gezinmezdi. Gençliğimin ve elimde olan olanaklarımı kullanıp hayatımın tadını çıkartmak istiyordum.
Sonunda enerjimi toparlıyıp banyoya yöneldiğimde her zaman olduğu gibi mutluluk seviyem yükselmişti. Banyomun seramiklerine bayılıyordum. Seramikler yüzünden saatlerce banyodan çıkasım gelmiyordu.
Küvetimin musluğunu açarken hangi ürünümü suya ekleyeceğimi karar vermem zor olmamıştı.Bu aralar favorim olan gül suyuydu onu evimin yakınlarında doğal cilt bakımları sattığını söyleyen yaşlı bir adamdan almıştım. Ne zaman önünden geçsem kendime hakim olamayıp içeri girerdim. Çarpıcı çiçeklerin kokusu ve vanilyanın tatlı kokusu beni hipnotize ederdi.En son girdiğimde basit olsa da gül suyu almıştım. Kimine göre çok sıkıcı ve demode bir kokuydu gül kokusu.
Benim için değildi asla. Saçlarımda bile gül kokusu kullanmayı severdim. Küvetin su ile dolmasını beklerken gül suyumdan biraz döküyordum.
🕸️
Suda sadece oturuyordum. Saçımı yıkamayı bitirmiştim, kendimi de keselemiştim. Parmaklarımın zaman geçtikçe buruşmasını izliyordum. Ne zamandır küvette olduğumu kestiremiyordum, zaman algımı kaybetmiştim. Su eskisi kadar sıcak değildi fakat sudan çıkmam için bir neden de yoktu. Yavaşça kendimi suya gömüyordum düşüncelerden kurtulmak için. Nefesimi suyun altında fazla tutamazdım zorlarsam bir buçuk dakika kadar tutabiliyordum. Bu sefer de fazla tutamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Söğüt Ağacı|Kenan Yıldız
FanfictionUyarı: Bu hikaye küfür, +18 içerik ve yetişkin temalar içermektedir. Cinsellik ve alkol kullanımı gibi unsurlar yer almaktadır. 18 yaşından küçük okurlar için uygun değildir. Miray'ın sıradan bir gecesi, barda tanıştığı Kenan'la bir anda heyecan dol...