Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
__________
"Burası mı?" Dudak büktüm.
"Kadının attığı konuma göre evet, burası." Arabadan indiğimde keremde indi.
Küçücük bir evdi.
1+1 evden ne beklerdim ki zaten.
Dışı kırmızıydı.
Babamın bu kadar parası var mıydı ya?
"Emin miyiz bak? Kırmızı kırmızı bir tuhafıma gitti burası." Dudak büktüm.
"Babamın bizden gizlediği evi hatta evleri olması daha çok tuhafıma gidiyor. O yüzden kırmızı olmasını takmıyorum kalacak bir yerim oldu en azından."
"Çilingirci çağırabilir misin?" Cevap vermeyerek telefonunu çıkardı ve numara tuşlayıp aradı.
Konuşması bittikten sonra bana döndü.
"Gelir birazdan." Başımı sallayıp evin etrafında gezmeye başladım.
Büyük bir erik ağacı vardı.
Bir de şeftali.
Ayağıma giydiğim sandaletlerle toprağı tekmelemeye başladım.
Sıkıntıdan yapıyordum bunu.
Offlayarak tekmelemeyi bıraktığımda çamur olmuş ayaklarıma baktım.
Pek de umrum değildi.
Durduğum yerde sarıyla karışık saçlarımı bileğimdeki toka ile tepeden at kuyruğu yaptım.
İlerleyerek şeftali ağacının oraya vardığımda bir tane şeftali kopardım.
Şeftaliyi tişörtüme sildiğimde bir ısırık aldım.
Sulu suluydu.
Şeftaliyi yüzümün şire yapmasını umursamadan ısıra ısıra yedim.
Çekirdeğini çamura attığımda erik ağacına ilerledim.
Bir kaç erik yediğimde sıkılarak etrafta gezmeye devam ettim.
Sandalye bulduğumda oturup sabahki beyazlığından eser kalmamış sandaletlerimi izledim.
"Gülce." Başımı kaldırdığımda kereme baktım.
"Efendim?"
"Adam geldi ön tarafta gel de içeri girelim." Ayağa kalktığımda arkasından ilerledim.
Ön tarafa geldiğimizde adamın kırmızı kapıyı açmasını bekledim.
Açtığında bize döndü.
"50 tl yeter abla." Kılıfımın arkasındaki son 50 tlyi çıkaracakken Kerem durdurdu.
"Ben veririm." Bir şey demediğimde cüzdanından 50 tl çıkarıp adama uzattı.
