Tenisten çıkıp elimde beyaz büyük çantamla
muggle sokağında yürüyordum. Evimize pek yakın sayılmazdı ama bu sefer yürüyüp muggle sokakları arasında gezmek istemiştim. Aslında bir yerde büyücülerin de yaşadığını söyledi babam fakat hangisi hatırlamıyorum.Üstümde beyaz tenis eteğim ve siyah bir tişört vardı. Çok sportif hissediyordum ve hoşuma gidiyordu. Tenis hocam kadın bir muggledı ve ne yalan söyleyeyim iyi anlaşıyordum. İki haftada iyi yol katettiğimi söylüyordu. Bayağı da eğleniyordum.
Fakat yarın sabah büyükbabamlara gidecektik. Babam izin almıştı, küçük bir tatil gibi olacaktı. Zaten Fransa'yı özlediğine emindim. Bende özlemiştim. Babaannemin kurabiyelerini ne zamandır yemiyordum.
Kalabalık caddeye girmeden ara sokağa saptım. Kalabalık caddenin gürültüsünü çekmek istemiyordum. Ha bu arada, o günden sonra James'in mektubunu aldım. Beni ne kadar özlediğini yazmıştı şaşkoloz. Bende özlenmeyecek biri olmadığımı ama kendisini de özlediğimi söylemiş, eğer bana mektup yazmasaydı arkadaşlığımızı bitireceğimizi söylemiştim.
Remus'a mektup yazıp birkaç muggle klasiği önermiştim. Kitap okumayı o da seviyordu ve babamın kitaplığında yararlanabileceğim her türlü dilden ve türden kitap bulmuştum. Bana önerdiği klasikleri çok beğenince başka bir kitap kurduna yazmıştım.
Lily ve Sam yazın ne yapıyor olduklarını ve beni özlediklerini yazınca sevinmiştim. Gerçekten birinin seni özlemesi hoş bir duyguydu. Regulus'a da mektup yazmış ben büyüğüm aslında senin yazman gerek, diye başlamıştım.
Zaten Evan'la en az haftada bir kez görüşüyorduk.
Bu arada Sirius mektubuma cevap yazmıştı. O da KSKS'den O almış. Hıh. O benim kadar ders almamıştı elbette ama birkaç O'su vardı tabi ki onu tebrik etmemiş kendimi övmüştüm.
Tamamladığım cümlenin sonunu sormuştu. Şu yazdığım: dengesizliğin ırsi olduğu gibi neyseee.
Tabi ki söylemedim. Laf arasında bile yazmadım ne olduğunu. Bana iddia için her şeyi isteyebileceğimi yazmıştı bende 'zaten her şeyi isteyebilirim Kıvırcık?' diye yazıp sonlandırmıştım.
Daha dün göndermiştim mektubu, yani. Galiba. Tarihleri tutturamıyordum artık yaz tatilinde. Her gün aynı gibiydi hafta içi hafta sonu. Tarih yoktu ya da başka dersler insan afallıyordu, bir de o kadar sınavdan sonra çok boş hissediyordum açıkçası.
Karşıdan yürüyen çocuğa gözlerim çarptığında simsiyah kısa saçlar gözüme çarptı. Eski okulumdaki en yakın arkadaşım Jack'e benzetmiştim ama yüzünü göremiyordum kafası hafif eğikti, elinde bir poşet taşıyordu.
Sapık gibi onu izlerken birden kafasını kaldırdı ve mavi gözleri bana baktı. Kaşlarımı kaldırdım şokla.
"Stella?!" dedi ardından bana doğru koştu. İkimizde beklemeden birbirimize sarıldığımızda sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çapulcular Zamanından |Stella Belle Anderson | Sirius Black|
Viễn tưởngAilesi için okuldan atılmayı göze alan bir kız Hogwarts'a adapte olabilecek midir? Yoksa geçmişi yakasını bırakmayacak mıdır? . Sirius Black'in fanfic yazmaya aklındakiler izin vermiyor. Bir bakın derim. ~Her zamanki halim. Not: İlk bölümlere ta...